Eski Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, mevcut iktidarın dış politikada attığı çelişkili adımlara örnekler vererek "çifte standart normalimiz oldu" dedi.
YetkinReport için kaleme aldığı yazıda Türkiye'nin ABD ve Avrupa ülkelerindeki "şiddet olayları" nedeniyle seyahat uyarısı yayımladığını hatırlatırken, "çağdışı yönetime canı pahasına başkaldırmış durumda olan halkını baskı ve şiddet yöntemleriyle susturmaya ve sindirmeye çalışan Mollaların dikta yönetimindeki İran’ı ziyaret etmek isteyebilecek vatandaşlara" yönelik bir uyarı hazırlanmadığına dikkat çekti.
Tan, başka bir örnek olarak da Türkiye'nin ABD'ye Suriye'de YPG'ye verdiği destek nedeniyle tepki gösterdiğini söylerken, Rusya'nın başkenti Moskova'da PKK bayrağı dalgalanan bir bina olduğunu hatırlattı.
Tan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle;
Dışişleri Bakanlığımız, ABD’de ve Avrupa ülkelerinde son günlerde meydana gelen şiddet olayları sebebiyle vatandaşlarımıza bir seyahat uyarısı yayınlamış. Bu ülkelere seyahat etmeyi düşünüyorsanız, risk altında olacağınızı bilin, şayet orada iseniz de, herhangi bir sorunla karşılaştığınızda temsilciliklerimize müracaat edin diyerek, vatandaşlarımızı uyarıyor. Ne kadar düşünceli bir davranış, değil mi?
Diğer taraftan, örneğin mevcut çağdışı yönetime canı pahasına başkaldırmış durumda olan halkını baskı ve şiddet yöntemleriyle susturmaya ve sindirmeye çalışan Mollaların dikta yönetimindeki İran’ı ziyaret etmek isteyebilecek vatandaşlarımız için herhangi bir uyarı yayınlanması hiç düşünülmüyor. İran’da sokakları kan götürüyor ama olsun… Hukuk ve adalet hak getire ama onlar bizden, vatandaşlarımızın kılına zarar vermezler diye varsayılıyor zahir!
ABD, uzunca bir süredir Suriye’deki PKK iltisaklı PYD/YPG unsurlarına pervasızca destek veriyor ve biz de bu yüzden haklı olarak her vesileyle ABD’yi takbih ediyoruz. Amerikalı muhataplarımızla yaptığımız bütün görüşmelerde rahatsızlığımızı kuvvetli ifadelerle dile getiriyoruz. Bunun NATO bünyesindeki ittifak ilişkilerimize yakışmadığını, ikili ilişkilerimizi de zehirlediğini söylüyoruz. Hepsi doğru…
Ancak, konu başkenti Moskova’da PKK/PYD/YPG bayrağı dalgalanan ve PKK’yı terör örgütü olarak tanımayan Rusya’ya geldiğinde, dut yemiş bülbüle dönüyoruz. Ne bir protesto ne bir eleştiri…
Amerikalı askerler, Suriye’de PKK unsurlarıyla görüşmeler yapıp, birlikte boy boy fotoğraflar verdiğinde yeri göğü ayağa kaldırıyoruz. Ancak, aynı şeyi Rus askerleri yaptığında, ağzımızı açmıyor veya açamıyoruz.
Bir taraftan, NATO genişlemesini desteklediğimizi vurguluyor, diğer yandan Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının NATO’nun genişlemesi yüzünden meşru olduğu yolunda açıklamalar yapıyoruz. Sonra da, hiç sıkılmadan, tarafsızlığımızın altını çiziyor, Ukrayna ile Rusya arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz.