Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı ve eski Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan, darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan KHK'ların anayasaya aykırı olduğunu iddia etti. Çölaşan, "Hükümet, 15 Temmuz sonrası Meclis'i olağan tatile soktu ve açıldıktan sonra da Meclis'in onay yolunu işletmeye niyetli görünmedi. Kanun yoluyla yapılabilecek düzenlemeyi, Meclis'i devre dışı bırakıp, geçici nitelikteki KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile yapmaya kalktı. Tüm bunlar, kesinlikle anayasaya aykırıdır. Bu anayasayı çiğnemektir!" dedi.
Rahmi Turan'ın Sözcü gazetesinin bugünkü (10 Ekim 2016) nüshasında yayımlanan 'Anayasa da neymiş?' başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
Hükümetin OHAL yasasına dayanarak çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname'ler anayasaya aykırı mı, değil mi?
Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı, (eski Danıştay Başsavcısı) Tansel Çölaşan, Kanun Hükmünde Kararname'lerin kalıcı sonuçlar doğurduğunu, bu nedenle anayasaya aykırı olduğunu söylüyor.
Tansel Çölaşan'a göre:
– Hükümet, 15 Temmuz sonrası Meclis'i olağan tatile soktu ve açıldıktan sonra da Meclis'in onay yolunu işletmeye niyetli görünmedi.
– FETÖ'cü darbe girişimi, iktidara bir taşla iki kuş vurma imkânını verdi. İktidar OHAL'den yararlanarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yapısını kökten değiştirdi.
– Ancak kanun yoluyla yapılabilecek düzenlemeyi, Meclis'i devre dışı bırakıp, geçici nitelikteki KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile yapmaya kalktı.
– Tüm bunlar, kesinlikle anayasaya aykırıdır. Bu anayasayı çiğnemektir!
* * *
Tansel Çölaşan iyi bir hukukçu olduğuna göre ona inanmak gerekiyor.
Peki, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bu iddialara ne diyor?
Adalet Bakanı'nın sözlerini televizyon haberlerinde bizzat onun ağzından duymasam inanmazdım.
Bir hukuk adamı, üstelik “Adalet Bakanı” sıfatını taşıyan bir kişi nasıl böyle konuşur, anlamak zor!
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ aynen şöyle dedi:
Anayasaya aykırı dahi olsa, Kanun Hükmünde Kararnameler çıkacaktır!”
Sayın Bakan, anayasa-manayasa dinlemiyor “Biz yaptık oldu!” diyor yani…
Bir ülkede adalet sistemini yönetmekle görevli olan Adalet Bakanı böyle derse, bu sözün bittiği yerdir!
* * *
Gelir adaletimiz (!)
Yıllardır ülkedeki gelir adaletsizliğinden söz eder dururuz.
Bugüne kadar ne yazık ki, hiçbir düzelme olmadı.
Tam tersine zenginle yoksul arasındaki uçurum daha da arttı.
Türkiye'de, Avrupa, Amerika'daki zenginler düzeyinde varlıklı kesim olduğu gibi, Afganistan, Etiyopya düzeyinde, açlıkla boğuşan, acınacak kadar yoksul kesim de var!
Bir ülkede uçurum böylesine büyük olunca, sosyal adaletten söz etmek mümkün değildir.
* * *
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan rakamlar, son derece üzücü ve ürkütücü!
TÜİK'in raporuna göre;
– Türkiye'de 30 milyon 500 bin kişi yardıma muhtaç bir halde yaşıyor. Toplam nüfusun üçte birinden daha fazla!
– Her 5 kişiden 2'si karnını doyurmakta zorlanıyor!
– İnsanlarımızın önemli bir bölümü belediyelerin aşevlerinde karnını doyurmaya çalışıyor!
– 2 milyon 900 bin hane (yaklaşık 12 milyon kişi) kışın yardımla ısınıyor!
– 3 milyon hane yardımla yaşayıp ayakta durmaya çalışıyor!
– Öte yandan ülke genelinde işsizlik dramı sürüyor!
Türkiye'de, gelir adaletsizliğinin geldiği nokta bu…
Sosyal devlet, eli herkese uzanan devlettir.
Bizde devlet herkese elini uzatıyor mu?
Bizim sosyal devlet anlayışımızda sanırım bir yanlışlık var!
* * *
Ön tarafı plakasız otolar!
Okurlarımdan Ömer Berki, Ankara'da üç adet fotoğraf çekerek göndermiş. Baktım. Üçü de “ön tarafında plaka olmayan” otomobil…
Kameralar trafikte ön taraftan fotoğraf çekiyor ve trafik cezaları bu fotoğraflara bakılarak yazılıyor.
Bazı sürücüler kuralları çiğniyor, her haltı yiyor ama aracın ön tarafında plaka olmayınca tespit yapılamadığı için cezadan kurtuluyorlar! İşin daha da hazin tarafı, ön tarafı plakasız arabaların hepsi lüks araçlar! Tam bir utanmazlık!
Okurum Ömer Berki “Ön tarafı plakasız arabalara sık sık rastlıyorum. İstanbul'da, İzmir'de, Adana'da ve Türkiye genelinde binlercesi var. Biz görüyoruz, emniyet görevlileri görmüyor mu?” diye soruyor.
Ne yapalım sevgili okurum… Ülkemizde her konuda yolunu bulan böyle uyanıklar da, bu uyanıklara göz yumanlar da çok ne yazık ki!