Medya

Eski cemaat üyesi: Siyasiler 2005-2008 arasında FETÖ için yaptığım uyarıları görmezden geldi!

"17-25 Aralık ve 15 Temmuz sonrasında itirafçı olanlarla karıştırılmayalım"

25 Ekim 2016 13:04

Bir dönem darbe girişiminin planlayıcısı olduğu öne sürülen Fethullah Gülen'e en yakın kişilerden biri olarak bilinen, ancak daha sonra cemaatten koparak 'itirafçı' olan Nurettin Veren "2005-2008 yılları arasında, görmezden gelindiği ve üstü örtüldüğü gibi, bugün de siyasilere ve yetkililere yapmış olduğum çağrılar ve uyarılar, hâlâ daha duymazlıktan ve görmezlikten mi geliniyor?" dedi.

Nurettin Veren'in Akit gazetesinde "17-25 Aralık ve 15 Temmuz sonrasında itirafçı olanlarla karıştırılmayalım" başlığıyla yayımlanan (25 Ekim 2016) yazısı şöyle:

Akit gazetesinde her hafta salı, çarşamba, perşembe günleri yazmış olduğum köşe yazılarımda ve pek çok canlı televizyon programlarında, üst üste gelen yorumlardan dolayı bu açıklamayı yapmaya karar verdim. 

“17-25 Aralık’tan sonra mı itirafçı oldunuz ve 15 Temmuz’dan sonra mı bu yazıları yazıyorsunuz?”..  “Niçin yıllarca FETÖ’nün yanında durduğunuzda, farkına varmadınız, bu hipnozdan 30 sene sonra mı uyandınız” diyenlere: Tekrar tekrar anlattığım halde bu köşe yazımda da yine açıklama ihtiyacını hissediyorum. 

1996 yılından 2001 yılına kadar örgütün içindeki eski arkadaşlarımla ortak hareket ederek, onlarla görüşerek, Gülen’e karşı bir muhalif cephe oluşturmaya çalıştım. Fakat Gülen’in artık kâinat imamı derecesine ulaşarak, kendine bağımlı yandaş ve güç toplamış olmasından dolayı hiç kimse benimle bir araya gelmek istemedi ve beni dinlemedi ve beni yalnız bıraktılar, benimle görüşmediler. 

Daha sonra 2001 yılında hepsinin gözünün önünde, içerdeki ve dışarıdaki örgüt mensuplarının bildiği, benim ailemle irtibatını kesmek üzere, eşimin ve çocuklarımın beni terk etmeleri için nasıl bir metod kullandılar ise, onları beni terk etmeye ikna ettiler ve onlara her türlü maddi imkânı temin ederek, benimle boşanmaları hususunda gerekeni yaptılar ve beni boşattılar, 30 yıllık evliliğimi bitirdiler.  

FETÖ’nün örgüt mensuplarına verdiği talimatla, yıllarca beraber olduğum herkesi bana karşı boykot mektubu dağıtarak beni yalnızlaştırdılar.  

2001 yılındaki bu boşanma hadisesinden sonra, yine de cemaat ve örgüt mensuplarına, ben 2002 yılından itibaren, başta bütün gazetelerde ve dergilerde yaptığım röportajlarla ve hiçbir kanalın bana konuşma fırsatı vermemesine rağmen, sadece Ulusal Kanal’da yapmış olduğum canlı yayınlarla konuşma fırsatı bulabildim. 

Yine 2003 yılında yazmış olduğum FETHULLAH HOCANIN ŞİFRELERİ isimli birinci kitabım, ikinci kitabım; FETHULLAH GÜLEN ABD’NİN TRUVA ATI, üçüncü kitap ise KUŞATMA. 2007’ye kadar yazdığım bu 3 kitabın içerisinde hain örgütün, bütün yapılanmasını ve bugün yurtiçinde ve yurtdışında olan aranan, yakalanan, teşkilat yapılanmasını satır satır anlattım.

Adıyla, soyadıyla, çekirdek yapılanmayı ve imamların adresleri ile beraber, belge olacak şekilde, üç kitabımda yayınladım, ama yine ilgili makamlardan konuyla ilgili bir netice alamadım ve kimseye ulaşamadım. 

 2004 yılından 2008 yılına kadar, nurettinveren.net internet sayfası ile yine örgütü devlete ve ilgililere deşifre ettim. Ayrıca kamuoyunu ve medyayı bu sinsi ve görünmez örgütlenmeden haberdar etmeye çalıştım. Açmış olduğum internet sayfamı defalarca hacklediler. 

Bu yapılanmanın ileride iki trenin çarpışması gibi kafa kafaya geleceğini, örgütün devletle çarpışacağını anlatmaya çalıştım. Bütün bu kadar belge ve bilgiye rağmen hâlâ daha 17-25 Aralık’tan sonraki itirafçılar ile birlikte karıştırılmamak için (yani yazmış olduğum 2003 yılından 2007 yılına kadar 3 kitabımın genişletilmiş hali olan) ŞİMDİKİ DÖRDÜNCÜ KİTABIM OLAN, 1966’DAN 2016’YA FETÖ’YÜ 2016 YILININ DOKUZUNCU AYINDA YAYINLADIM. 

50’den fazla fotoğraf, belge ile aynı konuları daha detaylandırarak, FETÖ’yü anlatmaya çalıştım. Buna rağmen hâlâ benim köşe yazılarımı ve daha önce yaptığım programları görmeden ve araştırmadan hüküm veren kimseler, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’dan sonra itirafçı olduğumu zannediyorlar. 

2014 yılında Fetullah Gülen’e basın yoluyla iftira atmaktan 2 yıl ve bir diğer tehdit suçlaması kumpası ile 2 yıl daha hapis cezasına çarptırıldım. Kırklareli Cezaevi’nde yattım. Diğer 2 yıllık cezam ise paraya çevrildi. Cezaevinde de, değişik baskı ve kumpaslara maruz kaldım.  

Buna rağmen mücadeleme devam ettim. İzmir (TEM)’e Ankara, İstanbul ve Kırklareli Cumhuriyet savcılıklarına günlerce ifade ve belgeler sundum. 

Lütfen bu FETÖ kitabımı alın ve dikkatlice okuyun.  

Ben kitaplarımda olayın içinden biri olarak, tanığı olduğum ve yaşadığım hadiseleri anlatıyorum. Bu işin içinde bulunmayan ve 15 Temmuz’dan sonrası kendini örgütün önemli kişileri olarak tanıtanlar ve sonradan ortaya çıkanlara buradan tekrar hatırlatıyorum.  

BEN BU VATANIM VE DEVLETİM İÇİN CANIMI ORTAYA KOYARAK, FETÖ’NÜN BÜYÜSÜNE KAPILAN ESKİ ARKADAŞLARIMI UYANDIRMAK İÇİN, 20 YILDIR BU ÖRGÜTE KARŞI YAPTIĞIM VE BEDELLER ÖDEDİĞİM MÜCADELE YILLARINDA ONLAR NEREDEYDİLER!!!  

ŞİMDİ, BUGÜNÜN FETÖ İLE MÜCADELE EDEN SİYASİLERİNE DE SESLENİYORUM!! 

2005-2008 YILLARI ARASINDA, GÖRMEZDEN GELİNDİĞİ VE ÜSTÜ ÖRTÜLDÜĞÜ GİBİ, BUGÜN DE SİYASİLERE VE YETKİLİLERE YAPMIŞ OLDUĞUM ÇAĞRILAR VE UYARILAR, HÂL DAHA DUYMAZLIKTAN VE GÖRMEZLİKTEN Mİ GELİNİYOR? 

ESAS ÖRGÜTÜN CAN DAMARLARI DURUMUNDA, YAPILMASI GEREKEN OPERASYONLARIN BİR AN EVVEL BAŞLAMASI GEREKİYOR. 

BUGÜN İSE BU MÜCADELEMDE BANA KAPILARINI AÇAN YENİAKİT GAZETESİ VE YENİ AKİT TV’YE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM, ALLAH ONLARDAN RAZI OLSUN.