Gündem

Eski AKP milletvekili Ocaktan: Şehirleri atanmışlar yönetecekse, neden yerel seçimler yapıyoruz ki hepsini kararnameyle atayalım gitsin

"Seçilmiş iktidar, günlerdir seçilmiş belediye başkanlarını itibarsızlaştırma kampanyası yürütüyor"

24 Nisan 2020 08:49

Eski AKP milletvekili ve Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, iktidarın seçilmiş belediye başkanları için itibarsızlaştırma kampanyası düzenlediğini belirterek, "Madem şehirleri atanmışlar yönetecekse, neden yerel seçimler yapıyoruz ki... Hepsini bir kararname ile atayalım gitsin." düşüncesini dile getirdi. 
 
Ocaktan, "Düşünebiliyor musunuz, 'millet iradesinin üstünde hiçbir güç olamaz' söylemiyle işbaşına gelen seçilmiş iktidar, günlerdir seçilmiş belediye başkanlarını itibarsızlaştırma kampanyası yürütüyor. Ve seçilmiş başkanların atanmış valilerin emir kulu olduğuna bizi inandırmaya çalışıyor. Madem şehirleri atanmışlar yönetecekse, neden yerel seçimler yapıyoruz ki... Hepsini bir kararname ile atayalım gitsin. Böylece hem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin gücü kanıtlanmış olur, hem de memleketin zaten kıt olan kaynaklarını bir demokrasi gösterisi için heba etmemiş oluruz!.. Maalesef Meclis’in açılışının 100. yılında, hala başladığımız yerde olmak demokrasimiz adına hüzün verici bir durum." görüşünü savundu. 
 
Ocaktan, "AK Parti’nin, korona mağdurlarına bedava ekmek dağıtan muhalefet belediyeleri için 'Bu tür teşebbüsler geçmişte FETÖ ve PKK gibi örgütler tarafından denenmiştir' değerlendirmesini duyduğumda kelimeler adeta boğazımda düğümlendi ve müthiş bir çaresizlik duygusuna kapıldım. Ne hikmetse Kovid-19 celladından gizlenmeye çalıştığımız günlerde bile kutuplaşmadan bir türlü vazgeçemiyoruz. Öyle anlaşılıyor ki bunca demokrasi tecrübesi, zihniyet değişimi anlamında bize pek bir şey kazandırmamış. İşte tam da bu yüzden seçilmişlerin itilip kakılmasından beslenen darbe dönemlerinin bu üniformalı geleneği, maalesef bugünkü siyasetçinin rol modeli haline gelmiş bulunuyor. Kuşkusuz yıllardır millet iradesinin en güçlü savunucusu olan AK Parti’nin, dramatik bir savrulmanın sonucunda seçilmişlerin değil, atanmışların safında yer almasını siyasal bir akılla izah etmek pek mümkün gözükmüyor. Demek ki bu hikâyenin sonuna yaklaşıyoruz." ifadesini kullandı. 
 
Yazının devamı için tıklayın