Medya

Eski AKP'li vekil Mehmet Ocaktan: CHP özellikle başörtüsü ve özgürlükler konusunda kelimenin tam anlamıyla demokrat bir görüntü sergiliyor

22 Haziran 2020 07:25

Eski AKP Milletvekili ve Karar yazarı Mehmet Ocaktan, Koronavirüs sonrası insanların yaşadıkları sıkıntıların ve ekonomik krizin hasarının konuşulmaya başlanmasıyla iktidarın işinin kolay olmayacağını belirterek, "İşte o gün toplumun beklentileri ve siyasi arayışları da hız kazanacaktır. Dolayısıyla pandemi sonrasında yapılacak hasar- tespit çalışmalarının sonuçlarıyla ortaya çıkacak olan ağır işsizlik ve yoksulluk tablosu yeni siyasi beklentileri daha belirgin hale getirecek.

Ve tabii ki mevcut ekonomik ve siyasal sistemin sorgulanmasını da... Evet bu sorgulama ve değişim talepleri, kapsamlı bir siyasal değişimin kapılarını aralayacaktır ama bu tek başına yeterli değildir. Değişim iddiasıyla yola çıkan siyasal aktörlerin, topluma güvenilir bir alternatif oluşturma zarureti bulunmaktadır." diye yazdı.

Mehmet Ocaktan, yeni dönemde, toplumun önüne somut hedefler koymanın sadece muhalefet için değil iktidar açısından da gerekli olduğuna işaret ederek, "Ama şu bir gerçek ki muhalefetin tek seçeneği var; toplumu ikna etmek ve önüne inandırıcı hedefler koymak. Doğrusu bu öyle sanıldığı gibi kolay bir iş değil. Son günlerde icat edilen ‘darbe’ tartışmalarında da gördük ki AK Parti, CHP’yi geçmişte darbeyle birlikte anılma algısı üzerinden vurmaya devam edecek. Evet CHP Kemal Kılıçdaroğlu’nun son yıllardaki kararlı iradesiyle önemli bir değişim yaşıyor ve en önemlisi de CHP bütün darbelere karşı son derece net ve reddiyeci bir tavır ortaya koyuyor. Bugün itibariyle CHP özellikle başörtüsü ve özgürlükler konusunda kelimenin tam anlamıyla demokrat bir görüntü sergiliyor. Ancak toplumda CHP ile ilgili bazı yerleşik kanaatleri değiştirmek hiç kolay olmayacaktır.

AK Parti’nin içinden çıkan DEVA ve Gelecek Partisi için de durum çok farklı değil. Zira iktidar partisi bütün sivil oluşumları, sendikaları, dernekleri, vakıfları ve de medyayı adeta partinin yan kuruluşu haline dönüştürmüş bulunuyor. Nüfuz edemediği yapıların yaşama alanları ise son derece sınırlandırılmış durumda. Bu kurumların neredeyse nefes almalarına bile şükretmeleri gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Yazının tamamı için tıklayın...