Hülya Karabağlı / ANKARA
LGBT’li renklerin oluşturduğu bir tişört giyen CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, hakemin durumunu Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na taşıyacağını söyledi. Medyaya yansımasından sonra tepetaklak olan hayatını ve zorlu süreçten kesitler veren Halil İbrahim Dinçdağ, “Zaman zaman ölüm tehditleri alıyorum. ‘Bu ülkeyi terk et’ diyorlar” dedi. Hakemin açıklamaları şöyle:
Dilekçemi medyaya servis ettiler
Askerlik yapmadığım için Türkiye Futbol Federasyonu'nca MHK İç Talimatı 25.madde "Sağlık sorunları nedeniyle askerlikten muaf olanlar hakemlik yapamaz" maddesi gereği hakemlik hakkıma son vermişti.
11 Mayıs 2009 hakemlik haklarımın iadesi için dilekçe ile başvurdum 13 Mayıs 2009 yılında tüm ulusal medyada haberler yayınlanmaya başladı. Dilekçem, Hakem İşleri müdürlüğü çalışanı tarafından medyaya servis edildi.
O tarihten sonra hayatım tamamen değişti. Bir hafta boyunca tüm ulusal medyada haberlerde yer aldım ve tüm medya mensupları beni arayıp ropörtaj yapmak istedi. Uzun süre saklandım.
Altaylı’nın yazısıyla her şey ortaya çıktı
Bu baskılar sonrasında ve o dönemde Fatih Altaylı gazetedeki köşesinde Trabzonlu hakem H.İ.D yazınca artık herşey ortaya çıkmış oldu. Daha sonra tüm riskleri göze alarak bir tv programına çıkıp her şeyi tüm gerçekliğiyle anlattım.
Türkiye öğrendi
Bu açıklamayla ailem ve tüm ülke benim özel hayatımı öğrenmiş oldu. Daha sonraki zorlu sürece ve yaşadıklarım acı ve travmalara detaylı girmeyeceğim. Bu süreçten sonra ben ve avukatım TFF ile yazışmalar yaptık, ama bize geri dönüş yapılmadı. Devam eden süreçte 14 yıl hizmet ettiğim camia beni muhatap almamasından dolayı kendilerine, özel hayatın ihlali ve cinsel ayrımcılıktan dolayı maddi ve manevi tazminat davası açtık.
10 Aralık’ta duruşmam var
Davanın 10.duruşmasının 10 Aralık 2013 tarihinde Çağlayan Adliyesi'nde devam edeceğini belirten Hakem Dinçdağ, "Bu süreçten sonra 12 yıl boyunca çalıştığım radyodan atıldım. Sonrasında pek çok ölüm tehdidi aldım, zaman zaman almaya devam ediyorum.
150’ye yakın iş başvuruma yanıt gelmedi
2009 yılından itibaren yapmış olduğum 150'ye yakın iş başvurularıma hiçbir şekilde geri dönüş yapılmamıştır" diyen hakemin sözleri şöyle.
Sayın Cumhurbaşkanımıza yazmış olduğum maillere ise randevu talebimizin rededildiği şeklinde cevap geldi. Sayın Başbakana yazmış olduğum maillere hiçbir şekilde geri dönüş sağlanmadı. Hatta Mustafa Erdoğan ile yapmış olduğum görüşmeden de bir sonuç çıkmamıştır. Bu ülkede bireyin sorunlarını önemsemeyenler unutmasın ki bireyin sorunları toplumun sorunları demek, toplumun sorunları ülkenin sorunu demektir. 'Yaratılanı severiz yaradandan ötürü' diyenler, acaba bu konuyla ilgili ne gibi bir çözüm getirmeyi düşünmüştür?