Bursaspor eski teknik direktörü Ertuğrul Sağlam'ın 15 Temmuz Cuma gecesi darbe girişimi yaşanırken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a suikast düzenlenen Marmaris’teki Yazıcı Grand Mares Oteli’nde olduğu ortaya çıktı. Darbecilerin saldırısı sırasında kızıyla birlikte otelde olduğunu belirten Sağlam, çatışmaların şiddetlendiği sırada duyduğu ölüm korkusunu anlatırken "Ben banyoya giderek abdestimi aldım ve ölümün gelmesini bekledim" ifadelerini kullandı. "Erdoğan ayrılalı, tam zamanını hatırlamıyorum ama 1 saat olmamıştı. Önce otelin ön kısmında çatışmalar oldu" diyen Sağlam, saldırının başladığı anlara ilişkin olarak, "Helikopter taramaya başladı. Bu saldırı tahmin ediyorum gece 01.00 civarı oldu. Biz üç defa baskını hissettik. Esas büyük olan gece 03.00’te gerçekleşti. Ve sabaha karşı 05.00 gibi son baskın gerçekleşti" diye konuştu.
Ertuğrul Sağlam, darbe girişiminin arkasında olduğu iddia edilen Fethullah Gülen cemaati ile ilgili olarak "Biz sporcuyuz, spor adamıyız. Cemaate bakış açımız ibadet ve eğitime destek olmaktı. Vatan sevgisiyle dünyanın her yerindeki okullarda Türk bayrağının dalgalanması bizleri mutlu ediyordu. Yabancı öğrencilerin Türkçe öğrenmesi ve vatana olan sevgimiz dışında başka bir niyetimiz asla olmadı. Bu teşebbüste bulunan her kimse bu vatana ihanet etmiştir. Bu girişimi lanetliyorum" diye konuştu.
Bursaspor eski teknik direktörü Ertuğrul Sağlam’ın Koray Durkal'a verdiği Hürriyet'in bugünkü (20 Temmuz 2016) nüshasında yayımlanan yazılı söyleşi şöyle:
"Sağımızda cumhurbaşkanı, arkamızda korumalar vardı"
15 Temmuz akşamı, darbe girişiminde bulunulurken siz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aynı oteldeydiniz. Kendisinin davetlisi olarak mı oradaydınız?
Hayır, tesadüfen. Rahmetli başkanımız İbrahim Yazıcı’nın oteliydi. Biz onunla Bursaspor’da yaklaşık 4 yıl çalıştık. Her sezon başı planlamamızı ve hazırlıklarımızı otelde hem tatil yaparak hem çalışarak geçiriyorduk. Dolayısıyla 4 sene her yaz oraya gittim. Başkanımız vefat ettikten sonra bir alışkanlık oldu. Her sene yaz tatilimizin 1 haftasını Marmaris’te geçiriyoruz.
Dolayısıyla bizim tatil planlamamız 11-18 Temmuz arasındaydı. Oraya gittiğimizde Sayın Cumhurbaşkanımızın da aynı otelde olduğunu öğrendik.
Sizin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı yer otelin neresindeydi?
Kaldığımız yer şöyle bir konumdaydı. Sağımızda Sayın Cumhurbaşkanımız kalıyordu. Bizim odamıza yaklaşık 20-30 metre yakınlıktaydı. Bitişik odamda koruma müdürü bulunuyordu. 20 metre arkamızda da koruma polislerinin odaları vardı. Şöyle düşünebiliriz Kenarları 20’şer metrelik bir üçgen ve tam ortasında da biz kalıyorduk.
"Güvenlik çemberi içinde otelden ayrıldı"
Cumhurbaşkanı ile bir sohbetiniz oldu mu?
Maalesef olmadı. Koruma Müdürü’ne, “Sayın Cumhurbaşkanımıza selam vermek isterim” diye arzumu ilettim. Tam olay akşamı Sayın Cumhurbaşkanımızın dinlenmek istediğini ve daha sonra kendisi ile görüştüreceğini söyledi.
Olay günü bir anormallik hissettiniz mi?
Akşam yürüyüş yaparken yolda insanların selam verirken aynı zamanda “Hocam, Boğaz Köprüsü asker tarafından kapatılmış” dediklerini duymaya başladım. Sonra otele geldim. Otelde gündemi takip etmeye başladım. Sonrasında olaylar yavaş yavaş gelişmeye başladı. Bir müddet sonra odanın önünde bir hareketlilik başladı. Otelden ayrılanlar oldu bir güvenlik çemberi içerisinde. Sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızın otelden ayrıldığını kimse söylemedi.
"Helikopterle otele asker indirdiler"
Sayın Cumhurbaşkanı ne kadarlık bir süre içinde ayrıldı?
Önce ailesi ayrıldı diye tahmin ediyorum. Olaylar başlamadan önce de kendisi ayrıldı. Ancak şunu söylemeliyim ki Cumhurbaşkanımızın otelden ayrılma zamanlaması farklı gelişmelerin önüne geçti.
Cumhurbaşkanı ayrıldıktan ne kadar sonra otele baskın gerçekleşti? Saldırı anını anlatır mısınız?
Tam zamanını hatırlamıyorum ama 1 saat olmamıştı. Önce otelin ön kısmında çatışmalar oldu. Helikopterle askerleri indirdiler. Ancak orası bize uzaktı. Sonrasında bizim olduğumuz bölgeye geldi helikopter. Ve oteli taramaya başladı. Bu saldırı tahmin ediyorum gece 01.00 civarı oldu. Biz üç defa baskını hissettik. Esas büyük olan gece 03.00’te gerçekleşti. Ve sabaha karşı 05.00 gibi son baskın gerçekleşti.
Cumhurbaşkanlığı korumaları ikinci baskında ciddi bir çatışma yaşadı. Silah sesleri, çığlıklar, bağrışlar vardı. Bizim odanın hemen 5 metre önünde gerçekleşiyordu. Odalar aranıyordu. Sonrasında yan odamıza geldiler. Büyük bir korku ve tedirginlik içerisindeydik. Ailem oradaydı. Kızımın iki arkadaşı (3 tane 14 yaşında kız) oğlum, eşim ve ben tabiri caizse duvarın dibine sindik. Ne zaman içeriye girecekler, neyle karşılaşacağız? Sadece korkuyla bekledik.
Otelden çıkmanız için size yardımcı olundu mu?
Hayır. Toplamında yaklaşık 4 saatlik bir çatışma sürdü. Çok sıkıntılı bir süreç yaşadık. Kızım, şimdi size anlatır psikolojik etkilerini hala yaşıyor.
O anlarda çok çarpıcı şeyler yaşamışsınızdır... İkinci çatışmadan sonra odanın dışından tek tük silah sesleri gelmeye başladı. Bir kadının çığlığını duymaya başladık. “Yardım edin, yardım eden yok mu?” diye bağırıyordu. Oğlumla beraber çıktık. Önceki günlerde gördüğümüz kadın korumalardan biriydi. ‘Kalp masajı yapabilen var mı’ dedi. ‘Valla ben yaparım’ dedim. Antrenörlük kursunda ilk yardım eğitimi almıştık. Yukarı çıktık. Masaj yapacağım koruma polisini çarşafa sarmış ambulansa götürüyorlardı. Polislerden biri, ‘Bir şehidimiz var hocam. Siz de buralarda fazla kalmayın, gelirler tekrar’ dedi.
Biz odaya döndük, tam olay bitti derken, saat 05.00 gibi yeniden geldiler. Son iki gelişte helikopter denizden odaların önüne kadar gelip taramaya başladı. İkinci gelişlerinden sonra ölümün kokusunu iyice hissetmeye başladık. Hatta ben banyoya giderek abdestimi aldım ve ölümün gelmesini bekledim. Sabah namazını kıldım ve gün ağardığında olaylar sona erdi.
"Sıra bize ne zaman gelecek diye bekledik"
Sağlam, İstanbul’daki evinde yaşadıklarını anlatırken, yanında kızı da vardı. 14 yaşındaki Berrak için, “Kızım psikolojik travma yaşadı. Profesyonel destek almayı düşünüyoruz” diyen Ertuğrul Hoca, “Hissettiklerini o anlatsın” diyerek, sözü ona bıraktı. Yaşadıklarının etkisiyle hala güçlükle konuşabildiği dikkat çeken Berrak Sağlam şunları söyledi:
“Arkadaşlarımla uyuyorduk. Sesler gelmeye başladı. Annem ile babam bizi kaldırıp köşeye oturttular. Darbe ne demek bilmiyordum. Cumhurbaşkanımızın bizimle aynı otelde kaldığını da bilmiyordum. Her şeyi o anda öğrendim. Yan odalardan sesler geliyordu ve bizim odaya da gelirler diye korkuyorduk. Her saniye kapıya vuracaklar endişesiyle bekliyorduk. Sesimiz çıkmadığından korkumuzu bile belli edemiyorduk.”
"Gülen cemaati ile ilişkim eğitime destek içindi"
Bu girişimin arkasından Gülen Cemaati çıktı. Bu cemaatle yakınlığınız çok konuşuluyor...
Hayatım boyunca yalan söylemedim, şimdi de söylemeyeceğim. Biz sporcuyuz, spor adamıyız. Cemaate bakış açımız ibadet ve eğitime destek olmaktı. Vatan sevgisiyle dünyanın her yerindeki okullarda Türk bayrağının dalgalanması bizleri mutlu ediyordu. Yabancı öğrencilerin Türkçe öğrenmesi ve vatana olan sevgimiz dışında başka bir niyetimiz asla olmadı. Şimdiki tablo hiç kabul edilemeyecek bir şey. Bu teşebbüste bulunan her kimse bu vatana ihanet etmiştir. Bu girişimi lanetliyorum.