Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, köşe komşusu Akif Beki'nin "Rabia" işaretine ilişkin eleştirileri nedeniyle kendisine yönelik olarak kullandığı "İsim değişikliği önererek neden bir adım öne geçmesin Özkök. Tahminim, hemen Fransızca dağarcığına başvurarak ‘kuartet’ seçeneğini bulacağı. Ama o da yabancı kökenli diye kabul görmeyebilir. ‘Milli kuartet’ şeklinde tamlama içinde kullanmak bile kurtarmayabilir" ifadesine tepki gösterdi.
"Komşum Akif mahalleyi boş bulup, bana bir şeyler demiş ama okudum okudum anlamadım. Ben 'Rabia selamının sonu' dedim ya, galiba bu selamın dört parmağını tüzüğüne geçiren AKP’yi savunmuş" diyen Özkök, "Ne yani' diyor, dört parmağı kasteden 'Rabia' değil de 'kuartet' mi desinler? Alakayı anlamadım" ifadesini kullandı.
Ertuğrul Özkök'ün "Yok mu kimsesizlerin vicdanlı bir kimsesi" başlığıyla yayımlanan (13 Haziran 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Güney Afrika’da Ümit Burnu’nda falan dolaşıyorum ya...
Komşum Akif mahalleyi boş bulup, bana bir şeyler demiş ama okudum okudum anlamadım.
*
Ben “Rabia selamının sonu” dedim ya, galiba bu selamın dört parmağını tüzüğüne geçiren AKP’yi savunmuş.
“Ne yani” diyor, dört parmağı kasteden “Rabia” değil de “kuartet” mi desinler...
Alakayı anlamadım...
“Dörtlü”, “dördüz” gibi kelimler varken, “arena” kelimesini bile bir emirle kaldırıp, şak diye Yunanca stat derken, niye “Rabia” gibi bir mecaz...
*
Hamas bile terk ettikten sonra şu fani dünyada, Müslüman Kardeşler’i savunan bir Türkiye kaldı, bir de Katar...
Bu durumda dördü ikiye indirip iki parmak selamı yapmak daha uygun olmaz mı...
*
Tabii o zaman Rabia da demezsin, kuartet de, dörtlü demeyi de sevmiyorsan...
Bence en uygun laf tavladan bulunabilir..
*
“Dörtlük” kalmadığına göre artık “cihar” diyemezsin...
“Dü” dersin...
*
Vallahi Akif de tatmin olur... Ben de hiç sesimi çıkarmam.
Üstelik çıkardığı ses de güzel...
*
Düüüü....