Politika

Ertuğrul Özkök: Son 48 saatte Riyad ve Şam’dan gelen 4, Moskova’dan gelen 6 istihbarat raporu

İstanbul’da Galata köprüsü üzerinde büyük bir kalabalık, “Ayasofya-Emevi Camii-El Aksa” sloganları atarak yürürken, aynı günün akşamı Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a bir uçak iniyor

03 Ocak 2025 07:00

Güncelleme: 03 Ocak 2025 06:07

Biri,

13 gün önce Moskova’da.

Öteki,

Son 48 saatte Riyad ve Şam’da olan çok önemli bazı gelişmeler oldu.

Yılın ilk “Çift hilalli”, yani çok önemli istihbarat bilgileri bunlar…

Hepsi de Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.

Bu raporları tek tek aktarıyorum.

İLK İSTİHBARAT: 1 OCAK AKŞAMI RİYAD’A İNEN UÇAKTAN İNENLER

1 Ocak 2025 sabahı…

İstanbul’da Galata köprüsü üzerinde büyük bir kalabalık, “Ayasofya-Emevi Camii-El Aksa” sloganları atarak yürürken, aynı günün akşamı Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a bir uçak iniyor.

Uçakta Suriye’de yönetimi ele geçiren HTŞ’nin Dışişleri Bakanı Esaad Hasan Şeybani​​​​​​​, Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra vardı.

Aynı uçaktan üçüncü bir kişi daha iniyor.

Yeni rejimin “Muhaberat”, yani istihbarat şefi Enes Hasan Hattab.

Bu ismi bir kenara yazalım.

Uçaktan inen üçüncü kişiye dikkat! Çünkü ilerde yeni rejimin en önemlisi olacak

Bir hatırlatma…

Devrilen Baas rejiminin en güçlü insanlarından biri istihbarat kurumunun, yani Orta Doğu’da bilinen ismiyle “Muhaberat”ın başındaki insandı.

Öyle tahmin ediyorum ki geçen çarşamba akşamı Riyad’da uçaktan inen bu üçüncü kişi de önümüzdeki dönemde yeni rejimin en güçlü figürü hale gelecek.

Arkada görünen küçük özel jet kim tarafından verildi?

Merak ettiğim konulardan biri şuydu:

Bu heyet Şam’dan Riyad’a nasıl gitti?

Çok araştırdım ama bu konuda bir bilgi bulamadım.

Elimdeki tek bilgi, Suudi yönetiminin bütün dünyaya verdiği Riyad Havalimanı’ndaki karşılama töreninde çekilen fotoğrafta arkada çok küçük kısmı görülen bir uçaktı.

“Kokpit” sayfasının uzman yazarı Uğur Cebeci’ye sordum, onda da bilgi yoktu.

Küçük bir özel jet gibi görünüyordu.

“Acaba Suudi Arabistan göndermiş olabilir mi?” diye düşündüm ama bilgi bulamadım.

Bildiğimiz ise şu:

Şam Havalimanı 8 Aralık gününden beri iç uçuşlara açık.

Suriye Hava Yolları’nın yerde çakılı bazı uçakları operasyonel hale getirildi.

MİT Başkanı İbrahim Kalın Emevi Camisi'nde

İKİNCİ İSTİHBARAT: HTŞ DİŞİŞLERİ BAKANI’NIN İLK SÖZÜ

Riyad hava alanında piste dönelim.

Yeni Suriye Dışişleri Bakanı’nın daha pistteki ilk sözü çok dikkat çekici:

“Bu Özgür Suriye’nin ilk dış ziyaretidir…”

X’ten yaptığı paylaşımda ise “Kardeş ülke Suudi Arabistan’la yepyeni bir sayfa açıyoruz” dedi.

Düşündüm.

O “Özgür Suriye”ye ilk ziyareti yapan kişi, Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Başkanı İbrahim Kalın’dı…

Ama “Özgür Suriye”nin ilk resmi dış ziyareti Suudi Arabistan’a yapılıyordu.

ÜÇÜNCÜ İSTİHBARAT: AYNI SAATLERDE ŞAM’DA YENİ LİDER EL-ŞARA NE DİYOR?

Riyad pistinden Şam’a dönüyoruz.

HTŞ Dışişleri Bakanı’nın uçağının Riyad’a indiği saatlerde Şam’dan da ilginç bir açıklama geliyor.

Hem de Suriye’deki yeni yönetimin başına geçen El Şara’nın kendi ağzından.

El Şara, Suudi “El Arabiya” kanalına verdiği demeçte aynen şunu söylüyor:

“Şurası kesin ki Suudi Arabistan Krallığı Suriye’nin geleceğinde büyük bir role sahip olacaktır.”

Böylece ilk resmi ziyaretini Suudi Arabistan’a yapan yeni Suriye rejimi, büyük iş birliği yapacağı ilk ülkenin de adını veriyor.

Colani (Ahmet El-Şara)

DÖRDÜNCÜ İSTİHBARAT: ERTESİ SABAH ŞAM’A İNEN İLK YARDIM UÇAĞI KİMİN?

Onun hemen ertesinde, yani dün de Şam Havaalanı’na büyük bir uçak iniyor.

Bu, Şam’a inen ilk yardım uçağıydı.

Bu uçak çok özel bir isim adına uçmuştu Şam’a:

“Kral Salman İnsani Yardım Kuruluşu”

Uçakta tıbbi yardım malzemesi ve sığınma gereçleri bulunuyordu.

48 saatteki dört istihbaratın debriefingi: İhvan’ın sonu mu?

Bu haberler çeşitli haber sitelerinde yer aldı.

Ne anlama geldiği konusunda pek yorum okumadık.

Ama geçmişe ait bildiğimiz bir şey var.

Suudi Arabistan, öteki Körfez ü0lkeleri ve Mısır, “İhvan” (Müslüman Kardeşler) siyasi çizgisine düşman.

Bu sözlerden anlıyoruz ki Riyad, HTŞ’nin “İhvancı” bir çizgi izlemeyeceği konusunda garanti verdi.

Bu durumda İhvancı çizgiye yakın duran ve Türkiye’nin desteklediği SMO, yani “Suriye Milli Ordusu”nun kararı ne olacaktır?

Bu adı konmamış ilk anlaşmanın, adı konmamış ilk şartının ne olduğunu da biz yazalım:

“Yeni Suriye’de İHVAN çizgisi dairenin içine sokulmayacak.”

Eminim bu adı konmamış anlaşma, BAE, Kuveyt, Mısır ve Tunus’ta da iyi karşılanmıştır.

Çünkü bu yorum doğruysa, bir “siyasi İslam” hareketi olarak İhvan’ın, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Mısır, Tunus ve Filistin’den sonra Orta Doğu siyaset arenasından tamamen yok oluşu anlamına geliyordu.

Böylece orta Doğu’da Türk dış politikasına en büyük istikameti veren bu motif de artık etkisini sıfırlıyordu.

Hakan Fidan ve heyeti, 22 Aralık'ta Şam'da, Colani tarafından başkanlık konutunda kalabalık heyetle karşılandı

VE ANKARA’DAN GELMEYEN İSTİHBARAT: SIR OLARAK KALAN DERİN BİR SESSİZLİK

Bu anlattıklarımın hepsi 13 gün önce Moskova’da ve 1 Ocak günü Şam ve Riyad’da oldu.

Bunların hepsini açık istihbarat kanallarından aktardım.

Bu 9 istihbarat açıkça yünü o rotaya koyuyor:

Yılın ilk gününde 24 saat içinde Orta Doğu’da yeni durumlar ortaya çıkmaya başladı.

Ancak bütün bunlar olup biterken bizim için hâlâ derin bir sır olarak kalan bir şey var.

Türkiye’nin desteklediği “Suriye Milli Ordusu” ve başındakiler ne yapıyor, ne düşünüyor?

Onlar da kendilerini bu savaşın galibi olarak mı görüyor?

Yoksa mağlubu mu…

İhvancı kimliklerini bırakıp, 350 savaşçı ve 36 Toyota kamyonetle Şam’da rejimi deviren HTŞ’nin ‘silahını bırak, orduya katıl” kampanyasına gerçekten gönüllü olarak katılacaklar mı…

Yoksa sınırımızda mahalli bir polis gücü olarak mı hareket edecekler…

13 GÜN ÖNCE MOSKOVA’DA GOSTINIY DVOR’DAN GELEN 6 KRİTİK İSTİHBARAT

Geriye, 13 gün önceye dönüyorum.

Asıl çarpıcı ve çok önemli istihbaratı şimdi aktarıyorum.

Tarih 19 Aralık 2024.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Moskova'daki "Gostiniy Dvor" isimli merkezde düzenlenen yıllık basın toplantısı ve "Doğrudan Hat" şeklindeki birleşik programda, Suriye'deki son gelişmeleri değerlendiriyor.

Bununla ilgili haberler kısa kısa Türk medyasında da yayınlandı.

Ama bakın şimdi ben o konuşmada söylenen bazı sözleri açık istihbarat bilgisi olarak alt alta yazdığımda gözleriniz fal taşı gibi açılarak neler öğreneceksiniz….

Putin

RUS İSTİHBARATI 1: HALEP’E GİREN 36 TOYOTA KAMYONDA SADECE 350 SAVAŞÇI VARMIŞ

Esad’ın kaçışından sonra yazdığım ilk yazıda “HTŞ Şam’ı 36 Toyota kamyonla aldı” demiştim.

Rus istihbaratı Putin’e daha kesin sayı vermiş.

“Halep'e 350 muhalif savaşçı girdi, 30 bin hükümet askeri ve İran yanlısı birlikler ise savaşmadan geri çekildi, kendi pozisyonlarını patlattı ve gitti. Benzer durum tüm Suriye'de yaşandı. 4 bin İran yanlısı savaşçıyı Tahran'a götürdük. İran yanlısı grupların bir kısmı savaşmadan Lübnan'a, diğer kısmı da Irak'a gitti."

Evet, yeni “Suriye Devrimi” denilen, bazılarının “İkinci Arap Baharı” dediği tarihi olayın sayısal özeti buymuş…

Tabii diyeceksiniz Castro da devrimi başlatmak için Küba’ya içinde 67 savaşçı olan Granma teknesi ile gitmişti.

Öyleydi ama o gemiden Havana’ya demokrasi de gelmemişti.

RUS İSTİHBARATI 2: PUTİN’E GÖRE ŞAM’DA ESAD’I KİMLER DEVİRDİ?

Rusya Devlet Başkanı bütün dünyaya aynen şöyle diyor:

“Biz Suriye'ye 10 yıl önce terörist gruplarını yok etmek için girdik. Genel olarak hedefimize ulaştık. Esad rejimi birlikleriyle çatışan gruplar bile değişti. Avrupa ülkeleri ve ABD, bu gruplarla ilişki kurmak istiyor. Eğer bu gruplar terör örgütleri ise neden bunu yapmak istiyorsunuz? Onlar değişti demek. Bu da hedeflere ulaşıldığı anlamına geliyor.”

Yani şunu söylüyor:

“Hani hepimiz bu HTŞ’ye terörist diyorduk? Şimdi ne değişti?”

EN ÖNEMLİ RUS İSTİHBARATI 3: KÜRTLERE VERİLEN SÖZ NEYDİ?

İlginç bir nokta. Putin en uzun cevabı Anadolu Ajansı’nın sorusuna veriyor.

Dikkatle okunduğunda burada çok ilginç bilgiler ve Türkiye’ye çok önemli mesajlar var.

"Türkiye’nin onlarca yıldır devam eden PKK ile ilgili sorunu var. Umarım bu durum daha da kötüleşmez. Ancak Avrupa’dan bazı siyasetçiler, görüşmelerimizde, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Kürtlere bağımsız bir devlet vaat edildiğini ve bu vaadin yerine getirilmediğini söylediler."

Putin açık açık şunu söylüyor:

“Dikkat edin, önümüzdeki dönem bu bölgede önünüze bir Kürt devleti kurulması konusu gelebilir.”

Sözünü ettiği “Bazı siyasetçiler” kimlerdir bilmiyorum.

Ama Türk Dışişleri ve İstihbaratının bence öncelikli konularından biri bunların kim olduğunu öğrenmek olmalı.

RUS İSTİHBARATI 4: KEŞKE BU MESELEYİ ESAD BAŞTAYKEN ÇÖZEBİLSEYDİK

“Bu mesele Beşar Esad iş başındayken çözülmüş olması gerekirdi. Şimdi ise Suriye topraklarını kontrol eden güçlerle bu sorunu çözmek gerekiyor. Türkiye’nin de kendi güvenliğini sağlaması lazım. Sorunlar çok olacak. Ancak biz uluslararası hukuk ve egemenlikten yanayız. Bu Suriye için de geçerli."

Bu sözler de açıklanmaya ihtiyaç gösteriyor.

Yani bundan böyle Suriye’deki durum Güvenlik Konseyi’ne geldiği taktirde, Rusya’dan Türkiye’nin pek hoşuna gitmeyecek oylar gelebilir.

RUS İSTİHBARATI  5: TÜRKİYE’YE ÇOK ANLAMLI “İSRAİL KAZANÇLI” MESAJI

Putin her şeyi sanki çok sıradanmış gibi anlatan bir lider.

Ama İsrail’in Suriye’deki eylemleri ile ilgili sözleri bence çok dikkat çekici.

Birlikte okuyalım:

 "Şurası kesin. Suriye’de en çok fayda sağlayan devlet İsrail.

İsrail’in yaptıklarına herkes farklı yaklaşım sergileyebilir.

Rusya, Suriye topraklardaki işgalin her türlüsünü kınıyor.

Anlaşılan İsrail de güvenlikle ilgili sorunları çözüyor."

Bu üstü örtülü iki cümlenin anlamı şu

Burada Türkiye’ye üst örtülü iki çok önemli mesaj var:

BİR: Rusya, Suriye’deki işgalin ‘her türlüsünü’ kınıyor.

Burada “Her türlüsü” ifadesinin Türkiye’nin Suriye’deki varlığını da kapsadığını söylemek için çok zeki olmak gerekmiyor.

İKI: İsrail de ‘güvenlik “sorunlarını çözüyor.

Bunun altında da “Siz PKK konusunda ‘güvenliğimiz” diyorsunuz ama İsrail de aynı şeyi kendi güvenliği için diyor” anlamının bulunduğu da herkesin bildiği bir sır.

ÇOK ÖNEMLİ RUS İSTİHBARATI 6: GOLAN’DAKİ SURİYELİLER İSRAİL’E KATILMAK İSTİYOR

Putin’in konuşmasında bir de bugüne kadar duymadığımız bir istihbarat var.

“İsrail, umuyoruz Suriye topraklarından çıkacaktır. Ancak şu anda ilave asker gönderiyor ve orayı güçlendiriyor. Orada (Golan bölgesinde) birkaç bin asker var. İsrail oradan çıkmayacakmış gibi hareket ediyor. Bundan ziyade oradaki yerel (Arap) halk İsrail’e dahil olma talebinde bulundu. Bu da uzun vadeli bir problem olacak."

Yani bu da Suriye’nin bölünmüşlüğüne yepyeni bir boyut daha katabilir.

Ayrıca Rusya’nın Akdeniz kapısındaki üslerini bırakmayacağını, onların etrafında daha seküler otonomsu bir halat tarzı. Öğlesinin oluşabileceğini de unutmayalım.

Önce 13 gün önce Rusya’dan, sonra da son 48 saat içinde Riyad ve Şam’dan gelen istihbaratı alt alta yazdım.

Durum bu.

Evet, 1 Ocak günü Galata köprüsü üzerinde Ayasofya-Emevi Cami-El Aksa sloganları atılıyordu…

Ama bilelim ki Şam’da Emevi Camii’nin yakın çevresinde olup biten olaylar, işin öyle pek kolay olmayacağını anlatıyor.

Şam’da Esad’ın sarayının yeni sahibinden gelen seçim mesajı

Tabii bu bilgilere bir de Şam’a tepeden bakan eski Baas sarayının yeni sahibi El-Şara’nın şu açıklamasını ekleyelim:

“Suriye’de seçim en erken 4 yıl sonra olur…”

O 4 yıl diyorsa size en az 5-6 yıl anlayın.

O sarayda oturan bir lider 6 yıl sonra özgür seçime giden bir demokrat mı olur…

Yoksa yeni bir Orta Doğu “Baas Reisi” mi…

İnşallah birincisi olur.

Ve Şam’ın Fahrettin Altun’undan gelen yeni yıl mesajı: “Söz veriyorum”

Yazımı Şam’dan gelen son haberle bitiriyorum.

Haberi vermiyorum sadece Suudi Arabistan medyasından bir haber fotoğrafla aktarıyorum.

Çünkü sadece başlığı yeter de artar bile.

Türkçesi söyle:

“Suriye’nin yeni İletişim Bakanı basın özgürlüğü sözü verdi…”

Yani Suriye’nin Fahrettin Altun’u böyle demiş.

Diyorum ya…

Burası Orta Doğu…

Büyük bir şaka…

Ne yazık ki, Enis Batur’un deyişiyle, “Hiçbirimizin gülemediği bir şaka artık…”