Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, İzmir'de Adalet Sarayı'nın C kapısından içeriye girmeye yönelik düzenlenen saldırıda çatışırken şehit olan trafik polisi Fethi Sekin ve mübaşir Musa Cankadar hakkında "Bu iki kahraman, vicdansız alçakları adaletin kapısından içeri sokmadı. Peki sen.. Siz... Adaleti dağıtanlar, kanunları yapanlar, binanın içini adaletsizliğe karşı aynı tarafsızlıkla, aynı fedakârlıkla koruyabildiniz mi..." diye yazdı.
Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet gazetesinin bugünkü (7 Ocak 2017) nüshasında yayımlanan 'O iki kahraman adaletin kapısını canı pahasına korudu bizler içini koruyabildik mi' başlıklı yazısı şöyle:
Ne diyorduk...
Bu bir istiklal savaşı değil mi...
***
İzmir’in ilk kurşunu da orada atıldı...
Hem de Elazığlı bir yiğit attı ilk kurşunu...
Yine bir Hasan Tahsin’i çıktı İzmir’in...
***
Kimdir bu kahraman? İyi tanıyalım.
***
Öyle özel harekâtçı falan değil...
Gerilla eğitimi falan da almamış...
Elindeki ise öyle Akrep, Glock falan değil...
***
Bildiğimiz beylik tabanca...
***
Üniformasının altında çelik yeleği de yok...
Karşısındaki alçak, tam teçhizat gelmiş.
Arabalarına bombaları yüklemiş... Bavulunda roketatarları var...
Elinde Kalaşnikof...
İşte o gerilla bozuntusunun karşısına beylik tabancasıyla çıktı benim Elazığlı yiğidim...
***
Kahramanca savaştı...
Bütün İzmir’in, ikinci Hasan Tahsin’i oldu...
Bütün Türkiye’nin kahraman Fethi abisi oldu...
***
Bir de yanında silahsız silah arkadaşı mübaşir Musa Can...
Birlikte korudular adaletin kutsal mabedinin kapısını...
Can verdiler serden geçmediler...
Bak arkadaş...
Sen de, ben de...
O da...
Siz de, biz de, onlar da...
Hepimiz aklımızı başımıza alıp bir düşünelim...
***
Bu iki kahraman, vicdansız alçakları adaletin kapısından içeri sokmadı.
Peki sen.. Siz... Adaleti dağıtanlar, kanunları yapanlar, binanın içini adaletsizliğe karşı aynı tarafsızlıkla, aynı fedakârlıkla koruyabildiniz mi...
***
Bir düşünün Ergenekon davalarını, Silivri mezalimlerini... Düşünün...
***
Eski HSYK mensuplarının bugünlerde söylediklerine bakın...
Ve bugün yapılan uygulamalara bakın...
***
İçiniz, içimiz, Elazığlı yiğidimiz Fethi Sekin, kahraman mübaşirimiz Musa Cankadar rahat mı...
Bayraklı'da Facebook'un 'anıtlaştırılmış hesabı’
Karşıyaka’dan Alsancak’a giderken, denizin hemen gerisindedir Bayraklı...
Kahraman polisimiz oranın Osmangazi Mahallesi’ndendir...
Dokuz katlı bir apartmanın dördüncü katında otururdu.
Konyalılar gibi, Mardinliler gibi, Yozgatlılar, Kayserililer gibi, o da Elazığ’dan gelmiş, İzmirli olmuştur.
Sekiz çocuklu bir ailenin çocuğu...
Eşinin adı Rabia... Çocukları Burak Tolunay, Nisa, Dila...
Burak Tolunay futbolcudur... Ben çocukluğumda bir dönem İzmirspor’da oynamıştım. O Altınordu altyapısında, sonra da Altay...
Metin Oktay gibi... Mustafa Denizli gibi yani...
Şimdi ona Galatasaray da sahip çıkacak...
İzmir dev bir imeceye dönüştü. Bütün okulları, ilk kurşunu atan ikinci Hasan Tahsin’i için seferber...
Facebook, kahraman polis Fethi Sekin’in şahsi hesabını ‘Anıtlaştırılmış Hesap’olarak değiştirdi.
Adalet kapısının kahraman mübaşiri
Adaletin kapısının şehit bekçisi mübaşir Musa Can 48 yaşındaydı. Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Musa Hurt köyünde doğdu.
12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görevli mübaşirdi.
Tekel’in kapatılmasından sonra İzmir Adliyesi’nde görev yapmaya başlamıştı.
Karabağlar’da daha çok orta halli ve yoksul insanların oturduğu bir mahallede, dört katlı bir binanın giriş katında yaşıyordu.
Şom ağızlı trol
O şom ağızlı trol ne demişti...
“İzmir’de neden bomba patlamıyor...”
Bomba orada da patladı...
Eminim o kapkara şuursuz ruh yine “Oh olsun” demiştir...
Gülen'in avukatları bu görüntüleri kullanırsa
Aprondaki “öfkeli çalışanları” korumaya çalışan DHMİ yöneticileri...
KKTC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Serdar Denktaş ne dedi duydunuz mu?
“Barbaros Şansal’ın sınır dışı kararını gözden geçirmeliyiz...”
Pişman olmuşlar yani gönderdiklerine...
Barbaros Şansal’a avukatı yalvarıyor adeta “Tek kişilik hücreye alın” diyor... Can güvenliği tehlikede...
Ve biz hâlâ “öfkeli çalışanların” verdiği zararın farkında değiliz...
Şimdi yurtdışına kaçmış ne kadar FETÖ’cü, darbeci varsa, avukatları bu görüntüleri o ülke yöneticilerinin önüne koymaz mı...
Bakın daha ilk gün onu Türkiye’ye gönderen KKTC’de “Biz ne yaptık itirazları” başladı...
Allah aşkına bu ülkede şuurlu bir tek insan kalmadı mı...
'Temiz Anadolu insanı' diye bir işe alma kriteri mi var
FETÖ’cülük iddiasıyla tutuklanan, eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okurifadesinde şöyle diyor: “Biz bu insanları Anadolu insanı ve Anadolu çocuğu olarak görüyorduk. Ancak bu yapıya mensup insanların Anadolu insanını ve Anadolu çocuğunu temsil etmediklerini, başka amaç ve saikler içinde olduklarını gördük ve yaşadık. Bu kişilere güvenmekte hata yaptım.”
Bu sözleri, Van Rektörü’nü içeri alan, askerler hakkında soruşturma açan ve o günlerde en aslan savcı diye millete yutturulmaya çalışılan Ferhat Sarıkaya için söylüyor...
Hatırlıyor musunuz, onun içeri attırdığı üniversite görevlilerinden biri intihar etmişti. Biliyorsunuz bu “temiz Anadolu çocuğu” Sarıkaya şimdi FETÖ itirafçısı oldu.
Demek ki, bu ülkede göreve almada, iş vermede “Anadolu çocuğu” diye bir ölçü varmış...
Herhalde, bütün bu insanların hepsi Fetullah Gülen’in peşine de “Temiz Anadolu çocuğudur” diye düştüler...