20 yılı Genel Yayın Yönetmeni olmak üzere 35 yıl aralıksız çalıştığı Hürriyet'in kasım ayında yollarını ayırdığı Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazılarını sürdürüyor. Yazılarını "newsletter" olarak geniş bir gruba gönderen Özkök, son yazısında, Cem Yılmaz’ın Netflix'te yayımlanan “Diamond, Elit, Platinum, Plus” gösterisindeki kur detayına dikkat çekti. Özkök, "Şimdi sıradan bir Türk vatandaşı olarak Cem Yılmaz’ın Netflix’de 1 numarada olan bu gösterisini seyrettikten sonra 20 Aralık gününde neler olduğunu merak etmez misin? Kim lan bu uyanıklar… Cem Yılmaz’ın çözemediği havuz problemini tık diye çözmüşler" düşüncesini dile getirdi.
Özkök'ün "Tansu'ya Mektuplar" dizisinde "Cem'in kur hesabı kaç günde ne kadar yanıldı?" başlıklı yazısı şöyle:
Önce hepinize çok iyi bir yıl…
Yılbaşına milyonlarca Türk gibi ben de Urla’daki evimizde eşim Tansu ile birlikte girdim.
Milyonlarca Türk gibi bizim eğlencemiz de ekrandı…
Ama artık ekranın tarifi değişmişti ve biz bu defa Netflix izliyorduk.
***
Netflix geçen hafta Cem Yılmaz’ın son gösterisi olan “Diamond, Elit, Platinum, Plus’ı” gösterime soktu…
Bu gösterinin prömiyeri pandemi öncesinde Londra’da yapılmıştı ve seyirciler arasında ben de vardım.
Netflix’de gösterilen versiyonu, oyunun yakın zamanda Türkiye’de yapılan bir gösterisinde çekilmişti…
***
Yine aynı keyifle seyrederken, ortalarına doğru çok ilginç bir bölüm karşımıza çıktı.
Bölüm, Yılmaz’ın şu sözleri ile başlıyor:
“İnsanlarda yaratıcı fikir yok. Soruyorlar mesela, 100 milyon doların olsa ne yaparsın? Verilen cevaplar şöyle; İnsanlara yardım ederim, paylaşırım.”
Asıl ilginç kısmı burada başlıyor:
Cem diyor ki; “Bugün insanlar paranın kaç para olduğunu bilmiyor…”
Sonra soruyor:
“100 milyon dolar ne kadar mesela?”
Ve cevabını kendi şöyle veriyor:
“Ne kadar? 850 milyon TL değil mi…”
Arkasından eklemeyi ihmal etmiyor:
“Ya da 860 bilmiyorum. Oyunun sonuna kadar kaç olunca söyleyin…”
***
Hemen cep telefonumdan o günkü kurlara baktım…
Bir dolar 13.27 TL…
Oyunun sonunda kaç olduğunu bilmiyoruz, ama yılbaşı akşamı biz Cem’in ağzından o sözleri dinlerken 100 milyon doların değeri 1 milyar 270 milyon lira olmuştu.
Yani 100 milyon doların değeri 500 milyon TL’ye yakın artmıştı…
***
Peki Cem Yılmaz bu gösteriyi ne zaman yapmıştı?
Tam tarihini bilmiyorum ama oyunun biraz ileriki bölümünde şöyle bir ipucu var:
“Abi, 2022’ye giriyoruz ya neredeyse…”
Yakın bir zamanda çekilmiş yani…
***
Tabii her Türk gibi önümüze böyle bir tartışma gelince biz de Tansu’yla “100 milyon dolarımız olsa ne yaparız” geyiğine başladık.
Ama bu tartışma iki dakika içinde bizi bir başka yere götürdü.
20 Aralık günü ne olmuştu? Yani doların 18 liraya çıkıp, akşam üzeri 10 liraya indiği gün, o 8-9 saat içinde ne olmuştu?
İşte o gün 100 milyon dolarımız olsaydı… Sabah 18 liradan satıp, akşam 10 liradan yine geri alsaydık…
Düşünebiliyor musunuz.. Dolar başına 8 lira kazanacaktık…
100 milyon dolar üzerinden kazancımız ne olacaktı?
800 milyon TL…
Yani Cem Yılmaz’ın o parodiyi yaptığı gün 100 milyon doların değerinin tamamı kadarını sadece girdi çıktıdan kazanacaktınız…
***
Şimdi oturup düşünün…
Böyle haybeden gelmiş 800 milyon TL’en olsa ne yaparsın abi…
Vallahi istediğin gibi harca… Sekiz saat içinde beş kalori enerji sarfetmeden sadece bilgisayar tuşuna dokunarak kazandın bu parayı…
Bileğinin bile değil, parmağının hakkıyla kazanmışsın…
Bol keseden harca abi…
Nasılsa kontrollü kur dalgalanması bu…
Yani senin kontrolünde...
Cebinde 100 milyon doların var, bir giriyorsun, bir çıkıyorsun…
O akşam arabayı değiştir, git yeni villalar al, geriye kalanınla da yine dolar al…
***
Şimdi sıradan bir Türk vatandaşı olarak Cem Yılmaz’ın Netflix’de 1 numarada olan bu gösterisini seyrettikten sonra 20 Aralık gününde neler olduğunu merak etmez misin?
Büyük bir ihtimalle bilgi eksikliği yüzünden siz doları pahalıdan alıp sonra panikle ucuzdan satan saflardan olduğunuz için daha da merak ederdiniz:
Kim lan bu uyanıklar…
Cem Yılmaz’ın çözemediği havuz problemini tık diye çözmüşler…
Gerçekten kim bu uyanıkla, bizim uyuduğumuz saatlerde onlar saatlerini kurup uyanıyorlar mı?
Yoksa bazı gece nöbetçileri onlar için “Wake up call” yapıp, uyandırıyor mu…"