Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, ABD ile Türkiye arasında çıkan vize krizinin ardından ABD Ankara Büyükelçisi John Bass'a yönelik yöneltilen eleştirilerle ilgili olarak "Ankara, dün yukarıdan en aşağı durmadan, ABD’nin giden büyükelçisine vuruyor... Yani olay Washington’a kadar taşınmıyor... Başkentlerde mantık kalmayınca, savaşı ekrana kilitlemek her zaman en akıllı yoldur. Ne de olsa, sanal âlemde dökülen kan gerçek değildir..." dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan salı günü John Bass'ı sert bir dille eleştirerek, "ABD’nin Türkiye’deki temsilcisi olarak görmüyoruz" demişti.
Ertuğrul Özkök'ün "Tarihi diktatör mü yazar onun öldürdüğü insan mı" başlığıyla yayımlanan (13 Ekim 2017) yazısı şöyle:
Büyükelçiyi 'dövmek' işte en akıllı taktik bu
Dikkat ediyorum...
Ankara, dün yukarıdan en aşağı durmadan, ABD’nin giden büyükelçisine vuruyor...
Yani olay Washington’a kadar taşınmıyor...
Büyükelçi de yarın öbür gün ülkesine döneceğine göre, iki hafta sonra mesele kalmaz diye düşünülüyor olmalı...
“Düşük level’lı (seviyeli) bir bilgisayar oyunu” da diyebilirsiniz... Yine de iyidir...
Başkentlerde mantık kalmayınca, savaşı ekrana kilitlemek her zaman en akıllı yoldur. Ne de olsa, sanal âlemde dökülen kan gerçek değildir...
Bir kere olsun doğruyu söylüyor olabilir mi
ORTALIKTA ABD Başkanı Trump’ın 2015 yılında verdiği bir mülakatın görüntüleri geziyor.
Özetle şunları söylüyor:
“Saddam varken Irak, Kaddafi varken Libya bundan yüzde 100 daha iyiydi. Irak’ı biz, Libya’yı Avrupa karıştırdı. Onları devirerek bir şey kazanmadık. Bu ülkeler terörist merkezi haline geldi.”
Esad’ın adını vermiyor, ama Suriye için de aynı şeyi söylüyor...
Bir işadamı arkadaşım mesaj atmış:
“Abi, bu adam hayatında bir kere olsun doğruyu söylüyor olabilir mi...”
Olabilir ama bu, o ülkelerin başında acımasız birer diktatörün bulunduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Bu videoya bakınca
TRUMP’ın bu videosundaki sözlere bakınca, diyorum ki hepimiz sandığın kıymetini iyi bilelim.Giden sağ salim gidebiliyor... Gelen daha kötüsü de olsa, geldiği gibi seçimle gidebiliyor…
Yarın Türkiye'yi kurtaracak olan işte bu fotoğraf karasi
TÜRKİYE Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan... Yanındaki Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic... İkisi birlikte el ele halkı selamlıyor...
Çok değil bundan 15 yıl önce kanlı bıçaklı olan iki ülkenin cumhurbaşkanları...
Biri, 15 yıl önce Bosna’da Müslümanları kesen Sırbistan’ın cumhurbaşkanı...
Öteki katledilen Müslümanlara yardım eden ülkenin cumhurbaşkanı...
Bakarken rahmetli Süleyman Demirel’in o sözünü hatırladım... “Barışmayı bilmeyenler savaşmamalı...”
Düvel-i muazzama ile kavgalı, iflas etmiş dış politikasından sonra Türkiye’yi kurtaracak olan fotoğraf
karesi işte budur.
Amerika ile de, Suriye ile de, Mısır ve Almanya ile de...
Yeter ki yanlışı görelim, barışmayı bilelim... Ama önce içeride barışmayı....