Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazdığı ve "newsletter" olarak paylaştığı yazılarında bugün, Moskova'ya giden yolcu salonu panosundaki uçuşlara dikkat çekerek, "Şeremotyava Havalimanı’ndaki bu uçuş tablosu ile Marshall Fonu’nun araştırma sonuçlarını yan yana koyarsak şunları söyleyebiliriz. Türkiye bu savaşın bitirilmesinde hayati derecede önemli bir konuma sahip" ifadelerini kullandı.
Özkök'ün, "Bu geceyarısı uçuş panosunun şifreleri" başlığıyla paylaştığı yazısı şöyle:
Bu geceyarısı uçuş panosunun şifreleri
Bu gördüğünüz uçuş panosu fotoğrafı geçen Pazartesi’ni Salı’ya bağlayan geceyarısından sonra çekildi.
Yer Moskova’nın Şeremetyova Havalimanı giden yolcu salonu.
Panoda saat 23.40’la, 02.45 arasında programlanmış 10 uçuşun bilgileri var.
Şimdi panoya yakından bakalım.
Üçü Rusya'nın iç hatlar uçuşu
Bu uçuşların 3’ü “Utair” adlı havayolu şirketi tarafından yapılıyor.
Rusya’ya ait bir şirket.
Gideceği yerler ise, Çeçenistan’ın Grozny, Tümen’in aynı isimli şehiri ve Başkurdistan’ın “Ufa”şehirleri.
Yani üçü de bir anlamda Rusya Federasyonunun’un iç hatları.
Öteki Nur Sultan…
Yani Kazakistan’ın başkenti.
Uçak “Scat” Havayolu şirketine ait. Bir Kazak şirketi.
Rusya ile çok özel ilişkisi var. İkisi de “Bağımsız Devletler Topluluğu” üyesi.
Bir de Dubai var.
Panodaki dört uçuş Türk Hava Yolları
Gelelim panodaki geriye kalan 4 uçuşa…
Biri İstanbul, üçü Antalya.
Uçuşların hepsi Türk Hava Yolları’na ait…
Buradan bir başka ayrıntıya geçiyorum.
O panoya bakan VIP yolcu hangi uçağa bindi?
Şeremetyova Havalimanı’nın giden yolcu salonundaki bu pano bu bilgileri gösterirken, salonda çok özel bir de yolcu vardı.
Avusturya Başbakanı Karl Nehammer…
O gün öğleden sonra Rusya Devlet Başkanı Putin’i, rezidansında ziyaret edip görüşmüştü.
O görüşmeden çıkıp geceyarısı Şeremetyova Havalimanı'na gitmişti…
İşte o sırada panoda bu uçuşlar vardı ve o uçuşlar da şu gerçeği gösteriyordu:
Rusya’nın şu an için Avrupa’ya tek açılış kapısı Türkiye idi.
Yine oraya uçan tek şirket de Türk Hava Yolları’ydı.
Avusturya Başbakanı o gece 02.45 uçağı ile Antalya’ya gitmiş, oradan İstanbul’a geçmiş ve kısa bir süre sonra da Viyana’ya uçmuştu.
O VIP yolcu ertesi gün CNN'e neler söyledi?
Avusturya Şansölyesi’nin bu ziyareti, ertesi gün bütün dünyada en önemli haberlerden biri oldu.
New York Times bu geziye büyük önem verdi.
Putin’in “Durmayacağım” mesajını da, o görüşmeden sonra Nehammer bütün dünyaya duyurdu.
Nehammer Viyana’ya dönüşünün ertesi günü CNN International’a çıktı.
Konuşmasını dikkatle dinledim.
O konuşmada en çok geçen kelimelerden biri “İstanbul’du…”
Çünkü Avusturya Başbakanı altını çize çize bu süreçte İstanbul buluşmasının önemini vurguladı.
Ayrıca İstanbul’un Rusya’ya uçuşlardaki önemini de anlattı.
Bu çok önemliydi çünkü savaş başladıktan sonra bu deneyimi yaşayan ilk Avrupalı başbakandı.
Bu arada bir önemli ayrıntı daha vereyim.
Avusturya Başbakanının Putin’le görüşmeyle gitmeden çok kısa süre sonra arayıp özel bilgi verdiği tek devlet başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı.
Televizyonda konuşan kafaların hezimeti
Moskova Havalimanı’nda yaşanan su sahneden 3 gün sorda, dün, çok önemli bir anketin sonuçları yayınlandı.
Dünyanın önde gelen kuruluşlarından biri olan Marshall Fonu "Türkiye, Avrupa ve Küresel Konular Programı" çerçevesinde yaptırdığı bir araştırma çarpıcı sonuçlar vermişti.
Türkiye’de ekranlara çıkan emekli asker ve uzmanların neredeyse yüzde 70-80’i bu savaşta Rusya’ya sempati ile bakan görüşleri savunduğu halde, Türk halkında hiç de böyle bir eğilim yoktu.
Tam aksine bu savaş nedeniyle Rusya ve Putin’e olan olumlu bakışta ciddi bir gerileme vardı.
Bu savaşta 'Türkiye, Rusya ile birlikte hareket etmelidir' diyenlerin oranı sadece yüzde 4.4…
Bu rakam, her akşam televizyonda konuşan emekli asker ve güya uzmanların hiç de etkili olmadığını açıkça ortaya koyuyordu.
Halkın yüzde 43.7’si Türkiye’nin taraflar arasında uzlaştırıcı rol oynamasından yana.
Panodaki uçuş tablosuna çok şaşırtıcı bir destek
Ama bana göre en çarpıcı sonuç, Türk halkının yüzde 60’ına yakın bölümünün “Avrupa Birliği’ne tam üyelik” konusuna olumlu bakışı.
Daha da çarpıcısı 18-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 74’ün “Bugün bir referandum yapılsa, Türkiye’nin AB üyeliğine evet oyu vereceğim” diyor.
Türkler, batılı kuruluşlara mı, İslami kuruluşlara mı güvenir?
Bu rakamı çok ama çok şaşırtıcı biçimde destekleyen bir başka sonuç var.
“Hangi uluslararası kurumlara güvenirsiniz?”
Buyrun cevaplar:
Birinci sırada 48.3’le “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi” var.
Aynı soruyu 18-24 yaş arasındaki gençlere sorarsanız cevap daha şaşırtıcı:
Gençlerin yüzde 61.6’sı “AİHM’yi” birinci sıraya koyuyor.
İkinci sırada ise “Uluslararası Adalet Divanı” var.
Üçüncü sırada ise AB…
Ya İslam İşbirliği Teşkilatı?
Dördüncü sırada.
Peki 18-24 yaş gurubunun gözünde listenin en altında hangi kuruluş var?
İslam İşbirliği Teşkilatı…
Z kuşağı yüzünü Batı'ya çevirdi
Türk gençleri bu ülkenin 200 yıldır süren ve Cumhuriyet’le birlikte daha da belirginleşen Avrupa’ya doğru bakıyor.
Oranın bir demokrasi coğrafyası olduğunu hatırlatmama gerek yok herhalde.
Netice…
Şeremotyava Havalimanı’ndaki bu uçuş tablosu ile Marshall Fonu’nun araştırma sonuçlarını yan yana koyarsak şunları söyleyebiliriz.
Türkiye bu savaşın bitirilmesinde hayati derecede önemli bir konuma sahip.
O nedenle her üç taraf ta da bu konumunu özenle korumaya çok dikkat etmeli.
Türkiye dünyaya bu konumunu kendi menfaatleri doğrultusunda bir “Fırsatçılığa” çeviriyor duygusu vermemeli.
Ama Batı’nın da Türkiye’nin bu özel konumunu koruması için aynı ölçüde hassas davranmasından yarar var.
Onların da Türkiye’nin attığı her adımı “Fırsatçılık” olarak gösteren propagandaya itibar etmemesi gerekir.
Tabii Rusya ve Ukrayna’nın da isteklerinde ılımlı olması gerekiyor.
Avrupa Birliği'ne karşılıklı olarak yeni bir bakış
Tekrar Atatürk ve İnönü’nün dış politikasına dönen bir Türkiye, bu konumu ile kendine AB’ye tam üyeliğin yolunu da kolayca açabilir.
Çünkü artık açıkça görüldü ki, AB’nin etkili ve ikna edici bir güç olmak için Türkiye’ye ihtiyacı var.
Türkiye’nin de demokrasi coğrafyası’nın güçlü bir üyesi olmaya…