Medya

Ertuğrul Özkök: Be vicdansız, ahlaksız adam; "Allah belanı versin" diyeceğim ama...

"Bu nefreti kusan vicdansız kim biliyor musunuz, bu ülkenin Futbol Federasyonu'na kayıtlı bir hakem"

03 Ocak 2017 11:26

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Reina'daki terör saldırısı sonrası Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) bağlı Kütahya il hakemi Süleyman Belli'nin sosyal medya hesabında yaptığı “Noldu, Noel babanız hep hediye getirecek değil ya. İçtiğiniz rakı, biralar belki öbür tarafta şefaatçiniz olur dermişim, avucunuzu yalayın” paylaşımıyla ilgili olarak "Be vicdansız, ahlaksız adam. Hangi kitapta yazıyor bu. Allah belanı versin diyeceğim ama. Bela bizim başımızda" dedi.

Ertuğrul Özkök'ün "Biz birer koyduk o ise hepsini aldı" başlığıyla yayımlanan (3 Ocak 2017) yazısı şöyle:

Yıllarca önceydi...

* * * 

Bu ülkenin en ücra güneydoğu köşesinde bir işçi...

En doğu ucunda, en kuzeyinde, ortasında bir memur..

Yılbaşı gecesi evine gelirken mesela...

Hiçbir şey alamazsa birkaç kestane alırdı...

* * * 

Çünkü özel bir manası vardı onun için...

Devletimizin resmi takvimine göre başlayacak yeni yılı kutlarlar, aileleri ve ülkelerine iyilik ve mutluluk dilerlerdi.

* * * 

Eşi çocukları için içliköfte yapardı o gece...

* * *

En batısında... Mesela matbaa işçisi Şükrü Özkök’ün evinde...

Ki annesi Fatma, kayınvalidesi Fatma ve kayınpederi Mümin hacıdır...

* * *

O da yılın son günü evine gelirken çerezi ihmal etmezdi.

* * * 

Bir de biri eşi Hafize ve 5’i çocukları için 6 tane bencikli Alanya muzunu ihmal etmezdi...

* * * 

Parası ancak ona yeterdi...

* * *

Devlet... Ki, o zamanlar devlet anaydı... Devlet babaydı...

Radyosundaki özel programlarıyla, Zeki Müren’i ile ve insanlara hayal vaat ettiği özel Milli Piyango’su ile eğlenceye o da katılırdı.

* * *

Bir de tombalamız vardı... İkinci çinkoya bile fit olduğumuz oyunumuz...

* * *

Sonra gecenin kralı gelirdi...

Başparmakla ortaparmağımızın arasında çevirdiğimiz fırdöndü...

* * * 

Bir gün masum yıllar bitti...

Ve uğursuz bir yıl geldi ki, sırtında kapkara pelerini, elinde bilenmiş uzun bıçağı ile Azrail de masamıza oturtuldu.

* * *

Fırdöndüyü önce biz çevirdik.

“Birer koyunuz” geldi...

Anladık ki, aslında “Birer birer koyunuz” demekmiş...

* * *

Özgürlüklerimizi, hayat tarzlarımızı, insan olan yanlarımızı, vicdanlarımızı... Bizi biz yapan benliklerimizi...

Birer birer koyduk...

* * *

Sonra sıra teröriste, Azrail’e geldi...

* * *

Çevirdi... Baktık... “Hepsini al” yazıyor...

* * *

Biz birer birer koyduk...

* * * 

PKK’sıyla IŞİD’iyle El Nusra’sıyla o alçak katiller, o vahşi sürüsü... O kalleş terör...

* * * 

Her şeyimizi birer birer aldı...

* * * 

Geriye, işte şu paramparça ruhlar kaldı...

* * * 

Bizi yenebilecek mi...

Asla...

Bu millet, hepimiz... El ele... Bir gün o fırdöndüyü yine çevireceğiz...

Bu defa bize gelecek o emir kipi...

“Hepsini al...”

* * *

Hepsini birer birer geri alacağız...

Bu vahşet trolleri hepimizin sonu olacak

Adam Reina katliamından sonra tweet atmış.

Diyor ki, “Noel Baba hep hediye mi getirecek sandınız...”

* * * 

Üstelik bu nefreti kusan vicdansız kim biliyor musunuz...

Bu ülkenin Futbol Federasyonu’na kayıtlı bir hakem...

* * * 

Hakemliği işte bu...

Sırf yılbaşını kutladığı için hunharca katledilen insanlar ve onların kaybetmenin ıstırabını yaşayan yakınları ve bizlerle alay etmek...

* * * 

Be vicdansız, ahlaksız adam... Hangi kitapta yazıyor bu...

* * * 

Allah belanı versin diyeceğim ama...

Bela bizim başımızda...

O yüzden kendimize, hepimize konuşacağım.

* * * 

AKP’ye oy veren kardeşim şunu bil...

CHP’ye, MHP’ye, HDP’ye oy veren kardeşim sen de bil...

Şehittepe’de can veren gencecik polislerimizin arkasından o iğrenç tweet’leri atan kafa neyse...

Onun ırkı, cibiliyeti neyse bununki de aynı...

* * * 

Bu ülkede bir kardeşlik ortamı kuracaksak eğer...

Önce hep birlikte, el ele, gönül gönüle bu vahşi ve vicdansız trol sürülerini ülkemizden, ruhumuzdan söküp atalım.

* *  *

İstiklal savaşıysa bu eğer, emin olun ilk adımı, insanlığımıza musallat olan bu vahşilerden kurtulmaktır.

Hani ÖSO'cular yapacaktı bu işi

Aralık ayının son günlerinden aklımda kalan fotoğraflardan biri, Suriye sınırına tankların nakliydi...

Belli ki, bu savaşın içine giderek daha fazla giriyoruz...

Bize ne denmişti? Bu işin asıl yükünü ÖSO denen Suriyeli muhalifler taşımayacak mıydı...

Ne demiştim o zaman...

ÖSO’dan bir şey olmaz... İş yine benim Mehmedime, benim komutanlarıma kaldı...

Yeni kehanetim de şu:

ÖSO dediğiniz bu elemanların bazıları yakında verdiğimiz silahlar ve üniformalarla Esad safına geçerse hiç şaşırmayın...

Hiç olmazsa IŞİD saflarına geçmediler diye sevinmekle kalırız...

FETÖ tamam da GECÖ ne olacak

- On kişi bir AVM önüne gelip, bağırıp çağırıp, tehdit edip korkutup, oraya konulan sanat eserini kaldırtan adı konmamış terör örgütü...

- Üç-beş kişi bir araya gelip, her yılbaşı oraya buraya saldıran, yılbaşını kutlamak isteyen insanları sindirmeye çalışıp da sindiren adı konmamış terör örgütü...

- Ya o troller...

Bir sanatçının en küçük itirazına karşı en büyük iftiralar, en galiz küfürler, en ağır tehditlere saldırıya geçip konser salonlarını bile onlara dar eden adı konmamış terör örgütü...

Yani gecelerimizi kâbusa çeviren o pis teşkilatlar...

Paralel GECÖ terör örgütleri.. Onlara bir şey söylemeyecek miyiz...