Eşim Tansu dün bana şunu sordu:
“Kemal Kılıçdaroğlu ne yapmak istiyor?”
Görüşümü söylemeden önce şunu diyeyim:
CHP’nin her döneminde ailesinin bir ferdi vardır
Tansu, CHP üyesi…
Her seçimde Instagram’da elinde parti üyelik kartı ile fotoğrafını paylaşır.
Ailesinin üçüncü nesil parti üyesidir.
Yani yüz yıllık CHP’nin neredeyse tamamında ailesinin bir ferdi vardır.
Bense Demokrat Partili bir ailede doğdum, büyüdüm.
Ama 3 nesil CHP’li bu aile, kızlarının Demokrat Partili bir ailenin çocuğu ile evlenmesine gönülden razı oldular.
Kemal Kılıçdaroğlu
Kemal Kılıçdaroğlu ne yapmak istiyor?
Kemal Kılıçdaroğlu ne yapmak istiyor?
Benim görüşüm şu:
2023’de kendisi cumhurbaşkanı seçilemedi.
2028’de bir başka CHP’linin o koltuğa oturmaması için elinden geleni yapıyor.
Erdoğan kazanmadı, Kılıçdaroğlu kaybetti
2028’de bir CHP’li başkan adayı yine kaybederse…
O seçimi Erdoğan kazanmış olmayacak.
2023’te Erdoğan kazanmadı.
Kemal Kılıçdaroğlu kaybetmişti.
Özgür Özel'in genel başkan seçildiği CHP'nin 2023 kurultayı
Durum şu: 2023’te kaybetti, 2028’de kaybettirmek istiyor
2028’de de bu defa yine Kılıçdaroğlu kaybettirecek.
Bunun için partinin bölünmesi mi gerekir?
Böldürür.
Kurultay için söylediklerinden dolayı parti hakkında dava mı açılır…
Hiç düşünmez, yürür gider.
İhtiyarlık böyle bir şeydir; bazılarını muhterisleştirir, bazılarını bilgeleştirir
Çünkü ihtiyarlık böyle bir şeydir.
Bazılarını muhterisleştirir, kötü bir insan haline getirir.
Bazılarını ise bilgeleştirir.
2023’ten sonra onun bilgeleşmesini bekliyordum.
Muhterisleşti.
Yeşiçam’ın kötü karakterlerinden Hüseyin Peyda
Ona bakınca Hüseyin Peyda’yı görüyorum
Artık ona bakınca Yeşiçam’ın kötü ihtiyar karakterlerini görüyorum.
Hüseyin Peyda’nın canlandırdığı tipleri mesela…
Erol Taş…
Süheyl Eğriboz…
Ahmet Tarık Tekçe…
Aslında kendileri iyi insan olup da kötü karakterleri oynayan insanlarımız.
Kılıçdaroğlu’na bakınca onların kendilerini değil, oynadıkları karakterleri hatırlıyorum.
Oysa bir Yaşar Usta olabilirdi
Oysa bir Yaşar Usta olabilirdi.
Bizim Aile filminde ailesine, yuvasına sahip çıkan o muhteşem halk kahramanı.
Yaşlılığı kahramanca bir bilgeliğe çeviren insan…
Yaşlı Yaşar Usta…
Ne diyordu Yaşar Usta hiç unutamadığımız o repliğinde?
Ne diyordu, nesiller boyu aklımızda kalan o repliğinde;
“Bak beyim” diyordu.
“Ben Yaşar Usta... Ben dolardan, borsadan anlamam. Benim ailemi, çocuklarımı rahat bırak.”
Öyle diyordu ailesini dağıtmak isteyen insanlara.
Ondan bekliyorduk ki, artık oturduğu köşesinden şunu desin;
“Ben koltuk kavgasından, iktidar hırsından anlamam. Benim partimi rahat bırakın…”
Olmadı be Kemal Usta, hiç olmadı
Ama o ne yaptı?
Partisini hırpalamak, bölmek isteyenlerle ele ele, omuz omuza, kaybettiği bir kurultayı mahkemeye taşıttı.
Olmadı be Kemal Usta.
Olmadı.
Yeşilçam’ın tonton yaşlıları ailesine katılmadın.
Hikmet Çetin gibi siyasetin bilge yaşlıları kulübüne üye olmadın.
Gittin, en berbat yaşlı adam rollerine soyundun.
Ama emin ol…
Birincide kaybettin, ikincisinde kaybettiremeyeceksin.
Dinle ey yaşlı adam, beni iyi dinle
On üç seçim kaybettin.
Kurultay’da da kaybettin.
Kazananlar, CHP’yi on ay sonra Türkiye’nin en büyük partisi haline getirdi.
Bunu bilen CHP’liler, on dördüncü defa seçim kaybetmen için seni yeniden o koltuğa oturtur mu sanıyorsun arkadaş?
Oturtursa da yuh olsun o CHP’ye.
Benim ailemin üç nesil kadını 28 Mayıs gecesi senin yüzünden ağladı.
Eminim bir daha gelirsen, o parti kartlarını yırtar atarlar.