Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında Muğla'da kaybolduktan beş gün sonra cenazesi bulunan Pınar Gültekin cinayeti sonrasında kadına yönelik şiddete karşı açıklamalarda bulunan Devlet Bahçeli'nin açıklamalarına değindi. Özkök Bahçeli'nin bu açıklamasının İstanbul Sözleşmesi'nden yana tavır koyduğu şeklinde değerlendirildiğini belirterek, "Kadına yönelik vahşet sorunundan kurtulmak için toplumun her kesiminden bu kararlılığın gelmesi gerekiyor" dedi.
"Pınar evladımızın katilinin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" diyen Bahçeli, "İyi değerlendirmeliyiz. Bu sözleşmeye ihtiyaç olup olmadığını, ne getirip ne götüreceğini objektif kriterler çerçevesinde ele almalıyız. Kadın cinayetini engelleyemezsek hepimiz sosyal maliyeti yüksek bir çığın altında kalırız" ifadelerini kullanmıştı.
TIKLAYIN - Devlet Bahçeli'den İstanbul Sözleşmesi uyarısı: Kaldırıp kaldırmamayı iyi değerlendirmeliyiz; objektif kriterler çerçevesinde ele almalıyız
Öztürk şunları kaydetti:
Pınar Gültekin’in ölümü Türkiye’yi birleştirdi. İktidarıyla muhalefeti ile kararlı bir çıkış gördük. İktidar kanadındaki en kararlı çıkış ise MHP Genel Başkanı Bahçeli’den geldi. En önemlisi de şu: Sadece cinayeti kınamakla kalmadı. Kadınlara karşı vahşetin önlenmesinin hepimiz için artık bir şeref meselesi haline geldiğini söyledi.
Çok önemli bir şey daha yaptı. Şu günlerde yeniden tartışılmaya başlanan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tavrını da ortaya koydu. İstanbul Sözleşmesi’ne bu cinayetlerin ışığında bakılması gerektiğini söyledi.
Doğal olarak bu sözleri onun İstanbul Sözleşmesi’nden yana tavır koyduğu şeklinde yorumlandı. Ben de öyle yorumluyorum. O nedenle de çok önemsiyorum. Kadına yönelik vahşet sorunundan kurtulmak için toplumun her kesiminden bu kararlılığın gelmesi gerekiyor. Yoksa herkes kendi meşrebine uygun bahanelerle bu cinayetlere kılıf uydurmaya kalkarsa, bu vahşeti sıradanlaştırmaya, sanki adli bir vakaymış gibi bir hale getirmeye hizmet ederiz.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.