Gündem

Ertuğrul Özkök: Avatar müminler, bugün Ayasofya'da Cuma'ya gittin mi?

"Yakın bir sürede inancın nasıl bir şeye dönüşeceğini göreceğiz"

10 Aralık 2021 14:05

20 yılı Genel Yayın Yönetmeni olmak üzere 35 yıl aralıksız çalıştığı Hürriyet'in kasım ayında yollarını ayırdığı Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazmaya başladı. Yazılarını "newsletter" olarak geniş bir gruba gönderen Özkök, son yazısında, gerçek ve sanal dünyanın bilim kurgu vizyonunda birleştiği Metaverse evrenini konusunu ele aldı. Özkök, insanların gözünde giderek değerini kaybeden dinlerin, Metaverse evreninde daha da kaybedeceğini belirterek, "Özellikle de üç büyük tek tanrılı din." görüşünü dile getirdi.

Özkök'ün "Tansu'ya Mektuplar" dizisinde "Avatar müminler, bugün Ayasofya'da Cuma'ya gittin mi?" başlıklı son yazısı şöyle:

TANSU'YA MEKTUPLAR

Ertuğrul Özkök: Avatar müminler, bugün Ayasofya'da Cuma'ya gittin mi?

Bu soru dün gece aklıma geldi…
Çünkü bir gece önce rüyamda sabaha kadar Metaverse alemde dolaştım.
Çok normal…
Facebook, üst şirketinin adını “Meta” yaptıktan sonra bu yeni evrene iyice kaptırdım kendimi…
Çıkamıyorum içinden…
***
“Metaverse”, “Universe” kelimesinin farklı bir versiyonu.
Universe “evren” veya “Kainat” demek…
Latince “Unum” yani “bir” kelimesi ile “Vertare” yani dönmek fiilinden üretilmiş bir kavram.
Metaverse ise “Öte evren” anlamına geliyor.
İnsanların kendilerini arttırılmış sanal gerçekçilik denen bir alemde yaşıyormuş hissini alarak dolaşması anlamına geliyor.
Bunu isterseniz bir gözlükle yapıyorsunuz…
İsterseniz avatarınız, yani sanal kopyanız o alemin içine girerek yaşıyor.
***
Günlerdir gelmekte olan bu yeni evreni düşünüyorum.
Gerçekten de Facebook ve Google’ın hayatımıza girdiği girdiği dönemin ötesine geçiyoruz artık…
Şundan eminim en geç 5 yıl içinde, sandığımızdan çok daha hızlı biçimde kendi avatarlarımız olarak başka bir evrende yaşamaya başlayacağız…
Akıllı telefon bağımlılığı onun yanında sıradan bir alışkanlık olarak kalacak.
Şu an sadece gözlerimizle girdiğimiz iki boyutlu sanal aleme avatar dediğimiz sanal gövdelerimizie üç boyutlu olarak gireceğiz…
Ne zoom görüşmesi, ne facetime…Kendimiz sanal bedenimizle orada olacağız.
Gerçek yerlerin sanal görünümleri içinde sanal varlıklar olarak “Orada olmanın” vereceği hisleri, belki dokunma duygusu ile bile alacağız.

Cenazeye ve başsağlığına avatarlarımız mı gidecek?

Neler mi mesela? İlk örneği dün geldi bilme. Meta evrende ilk düğün yapılmış bile.
Eee düğün olursa cenaze de olmaz mı…

Belki cenazelere avatarlarımız gidecek, avatarlarımız avatarlara başsağlığı dileyecek.
Daha da ileriyi düşünüyorum…Belki, kaybettiğimiz yakınlarımızın avatarları ile o evrende buluşmaya devam edeceğiz.…
Hayatta olacaklar, konuşacağız onlarla, avatarlarımız sarılacak birbirine…
Düğün ve cenaze varsa eğlence de var demektir.
Bir Coldplay konserini, Radiohead, The Cure, U2 konserini aldığımız biletin fiyatına göre en önden veya tribünden izleyeceğiz…Keza maçları…Bugüne kadar hiç gidemediğim bir NBA maçını Arena’nın içinde seyredebileceğiz.
Bizimle birlikte seyreden insanlara dokunacağız, onlarla birlikte slügan atacağız…
Dünyanın her yerinde mitinglere katılacağız…
***
Belki doktora artık avatarlarımız gidecek. Belki BT’lerin (Bilgisayarlı tomografinin) yerini avatar üzerinden görüntüleme teknolojileri olacak.
***

Tahminim o ki, Metaverse döneminin ilk büyük kaybedeni dinler olacak

Ancak sosyolog olarak üzerinde asıl düşündüğüm konu başka…
Bütün bunlar olup biterken Tanrı ne olacak? Dinler ne olacak?
Bilmek çok güç…
Benim hissiyatım “Tanrı ölmeyecek” diyor.
Buna karşılık insanların gözünde giderek değerini kaybeden dinler daha da kaybedecek.
Kendimiz yerine avatarlarımızı camilere, kiliselere, sinagoglara, mabetlere gönderip ibadet yapacağız.
Özetle hissiyatım şunu diyor:
“Metaverse” çağının ilk büyük kaybedeni dinler olacak…
Özellikle de üç büyük tek tanrılı din.

Ayasofya elde kılıç fethedildi ama elde kılıç avatar mümin yaratmak zor

O zaman geriye şu soru kalıyor.
Din kaybedince bu devasa mabetler ne olacak?
Mesela Ayasofya’da, Çamlıca Camii’inde, Sultanahmed’de Cuma’ya giden insan sayısı…
Benim fütürolojim bana bu konuda da şunu söylüyor.
***
Ayasofya’da Cuma namazına giden insan sayısı nedir bilmiyorum.
Okuduğum bazı istatistikler ve gözlemler camii cemaati denen sosyolojinin hızla çözüldüğünü söylüyor.
Metaverse bu çözülmeyi daha hızlandırabilir. Tek tanrılı dinlerin başlangıç noktası olan “Yaratılış” hikayesini köklü biçimde değiştirebilir.
O nedenle Diyanetin vakit kaybetmeden bir metaverse bölümü açması çok iyi olur.
***
Ama sakın ola ki, bu kavramdaki “Öte” kelimesini “Öteki”; “Verse”yani “evren” kelimesini “Dünya” diye çevirip, bunu “Öteki dünya” diye algılamasınlar.
Çünkü “Öte Evren’in” “Öteki dünya” ile yakın uzak ilişkisi yok.
Öte yandan eğer inanç yaşayacaksa ibadet nasıl olacak?
Bu dünyada ibadethaneleri boşaltan genç kuşaklar öte evrende sanal ibadethanelerini açıp oralara giderler mi…
Mesela, üç yıl sonra genç avatarlar, metaverse aleme girip, kendi yarattıkları sanal Ayasofya’nın Cuma cemaati haline gelir mi… Bilemem…
Ama şunu şimdiden bilirim.
Müslüman avatarı bir mümin olarak sanal Aayasofya’da namaza durursa, Ortodoks mümin de kendi meta evreninde açtığı sanal Ayasofya’yı hristiyan ibadete açabilir ve orada Pazar ayinini, dini nikahını yapabilir…
Buna Müslüman avatar da İspanya’da kiliseye çevrilen Kurtuba’yı sanal alemde yeniden camiyle çevirip, islamın ibadetine açabilir.
Belki de tarihin bu büyük yanlışlıkları bu yolla asıllarına döner, güzel ve birleştirici bir çözüme ulaştırılabilir.
***
Yakın bir sürede inancın nasıl bir şeye dönüşeceğini göreceğiz.
Ama sosyolog olarak şimdiden emin olduğum bir şey var.
Bu dünyadaki gerçek mümini, metaverse evrende avatar cami, kilise veya sinagog müminine çevirmek kolay değil.
Ayasofya elde kılıç fethedildi ama 21’inci yüzyılda elde kılıç mümin fethedilmez.
Hele hele metaverse evrenin avatar müminleri asla…