Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Temmuz'da Birleşik Arap Emirlikleri'de görüştüğü Devlet Başkanı Al Nahyan'a "Pamukkale beyazı" renkte bir Togg hediye etti
07 Aralık 2023 06:00
Ertuğrul Özkök | Zamanın Ruhu
Bu fotoğraf 19 Temmuz 2023 günü Birleşik Arap Emirlikleri’nde çekildi.
Fotoğraf Cumhurbaşkanı Erdoğan, BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed Bin Zayed al Nahyan’a “Pamukkale beyazı bir Togg araba hediye” ederken çekildi.
O gün çekilen bu fotoğraf Türkiye’de yayınlandığında bölgeyi iyi bilen eski bir diplomat dostum aradı ve şunu söyledi:
“Al Nayhan’ın solundaki siyah gözlüklü adama çok dikkat et. Merak ediyorum acaba MİT o kişi hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayrıntılı bir istihbarat raporu sundu mu?”
O gün üzerinde durmadım.
Ancak geçen ay, 27 Kasım günü o gözlüklü kişi çok ilginç biçimde karşıma çıktı…
Sonra geriye dönüp BAE Devlet Başkanı Al Nahyan’ın Ankara ziyaretine katılan heyetin üyelerine baktım.
O kara gözlüklü kişi Ankara’ya gelen heyette de vardı.
Biraz daha derine gidince, arkadaşımın o gün ne demek istediğini çok daha iyi anladım.
O kişi, gerçekten hakkında çok ayrıntılı bilgi dosyası hazırlanması gereken bir kişiymiş.
MİT veya büyükelçiliğimiz yapmış mıdır bilmiyorum ama ben fahri olarak bu raporu sayın Cumhurbaşkanının bilgisine sunuyorum.
Ama benden önce Amerikan istihbaratı o kişi hakkındaki raporunu Beyaz Saray’a sunmuş bile…
27 Kasım 2023 günü New York Times’ta şöyle bir yazı çıktı:
“Amerikan istihbaratı bir şirket hakkında Beyaz Sarayı uyardı…”
Şirketin adı “G42”ydi ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde faaliyet gösteriyordu.
Verilen bilgi de şuydu:
G42, şu sıralar dünyanın en büyük yapay zekâ altyapısını ve bunun için gerekli en büyük süper bilgisayarı yapıyordu.
Hem de Birleşik Arap Emirlikleri’nde…
Birden ortaya çıktı ki, BAE bir yandan Japon şirketi ile birlikte Ay’a gönderdiği uyduyu monitoring ederken, bir yandan da teknoloji alanında iki adım öne geçmeye hazırlanıyordu.
Peki ABD istihbaratı neden rahatsızdı?
İşte bu sorunun cevabı araştırılırken, dünyadaki dengeleri etkileyecek bir yapılanma ortaya çıkacaktı.
Ve bu işin öteki ucunda Çin vardı.
Bunu yapan da “G42” adlı şirketti.
Gelen son istihbarat şuydu:
G42, Ekim ayında, dünyanın en gelişmiş AI (yapay zekâ) kuruluşu OpenAI ile bir ortaklık anlaşması imzalamıştı.
OpenAI, bildiğimiz ilk açık yapay zekâ uygulaması olan ChatGBT’nin yaratıcısı…
Bu çok önemli imza, OpenAI’ın kurucu CEO’su Sam Altman’ın kovulmasının yarattığı gümbürtü içinde pek dikkat çekmemişti.
Aynı günlerde Silikon Vadisi’nden bazı şirketlerle, “dünyanın en süper bilgisayarını” inşa etmek için çok özel anlaşmalar yolunu açmıştı.
Mesela, mevcut bilgisayar alt yapı teknolojisini yenilemek için geçen yıl Microsoft’la görüşmelere başlamıştı.
Bu arada yapmakta olduğu süper bilgisayar için Cerebras ve Nvidia adlı Amerikan şirketleriyle görüşme kararı almıştı.
Bu çalışmalarda Hardware olarak Çin ürünleri kullanılacaktı.
Bütün bunların arkasından hep G42 çıkıyordu.
İşte bu G42’nin arkasında çok güçlü bir insan vardı.
Şeyh Muhammed bin Hamad bin Tahnoon Al Nahyan…
BAE Devlet Başkanı’nın Türkiye’ye yaptığı resmi ziyarette o da vardı ama kimsenin dikkatini çekmemişti.
Çünkü Ankara’da Dışişleri’ne bildirilen heyet listesinde adının karşısında şu yazıyordu:
“Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Özel Danışmanı…”
İlk bakışta çok sıradan, hatta "protokoler" bir kişilik olarak görülüyordu.
Soyadından da anlaşılacağı gibi, BAE’yi yöneten Emir ailesinin bir üyesiydi ve BAE Devlet Başkanı’nın kardeşiydi.
Daha da önemlisi en güvendiği insan.
O kadar ki, BAE ve ailenin bütün güvenlik ve istihbaratı ona bağlıydı.
Ama onu asıl önemli kılan yanı bundan daha öte bir şeydi.
BAE’nin son yıllardaki en büyük atılımı olan “uzay” ve “teknoloji” çalışmalarının başında o vardı.
Dubai’nin turizm ve ticaretteki gücünün karşısına bilim ve teknoloji ile çıkmaya hazırlanıyordu BAE.
Dijital teknolojide “mahşerin dört atlısı”; Big Data, yapay zekâ, Quantum bilgisayarları ve Cloud (Bulut) teknolojisi ona bağlıydı…
Ona bağlı olan bir alan daha var ki, işte o bizim açımızdan da çok önemli
“Gözetim ve kontrol teknolojileri ve altyapısı…”
Yani “teröre karşı istihbarat, önlem” ve tabii ki teknolojik casusluk gibi konularda en ileri teknolojilerin geliştirilmesi…
Tabii konu böyle bir noktaya gelince, G42’nin dünyada işbirliğine giriştiği bir ülke devreye giriyor.
İsrail’in Silikon Vadisi…
Şu an teknolojik gözetim, kontrol ve casusluk teknolojisinin en geliştiği yer…
Yanılmadınız.
G42’nin ilk şube açtığı ülkelerden biri İsrail oluyor.
Sonra Gazze olayı patlıyor.
Ama G42’nin İsrail bürosu hala çalışıyor.
Öyleyse nedir bu G42..
“42” rakamı ne anlama geliyor…
Siyah gözlüklü adamın karakterini ve dünyaya bakışını en iyi anlatan şey belki de bu esrarengiz rakam.
Otostopçunun Galaksi Rehberi’nde geçen rakam“42”, inanış tarihindeki “7” gibi büyülü bir rakam. Tahnoon bunu, Douglas Adams’ın Türkçeye de çevrilen “Otostopçunun Galaksi Rehberi” adlı kitabından almış. Kitapta “hayatın, evrenin ve her şeyin anlamı ne” sorusuna 42 cevabı veriliyor. 42 sayısı bu kitapla çok meşhur oldu. 42 arkeolojisi: Ölüm yolculuğuna çıkanlara kaç soru sorulurdu?Biraz 42 arkeolojisi yapalım. (*) Pink Floyd, 42 yaşındayken yazarını sahneye davet etti. (*) Google yeni merkez kompleksine taşınırken ilk binaya bu isim verildi. Çok daha gerilere gidersek; (*) Gutenberg’in matbaa makinesiyle basılan ilk İncil kitabına “B42”, yani “42 İncili” deniyor. (*) Ayrıca Kabalistik gelenekte Tanrı’nın adının 42 harften oluştuğuna inanılır. (*) Budizm’de 42 bölümlük bir Sutra vardır. (*) Eski Mısır’da ölüm yolculuğuna çıkan kişilere 42 soru sorulurdu. İşte Müslüman Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu devasa teknoloji şirketinin adı buradan geliyor. Şimdi tekrar G42’ye dönelim. Çünkü hikayemiz bitmedi. |
G42’nin biraz öncesine, kuruluş yıllarına gidildiğinde, işin başında çok ilginç bir iş birliği dikkati çekiyordu.
Bu şirket covidin başından itibaren Çin’in aşı üreten şirketleriyle ortak çalışmaya başlamıştı.
Bunun sonunda G42 şirketinin en güçlü alt kuruluşlarından biri ortaya çıktı.
Genetik çalışmalar…
Daha Covid-19 pandemisinin başında Çin’in “BGI Genomics” biyoteknoloji şirketi ile anlaşma yapıp birlikte çalışmaya başlamışlardı.
Çin’den bu aşı “know how”ını alan G42, ilginç bir adım atıp, ABD’nin Nevada eyaletine Covid testleri için yüzbinlerce dolar yardımda bulunmuştu.
Aynı dönemde, bir yandan da Avrupa’ya ulaşmış ve dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden biri olan AstraZeneca ile anlaşmıştı.
ABD yönetiminin ilk kuşkuları da o zaman başladı. Associated Press’in bir haberine göre, ABD hükümeti Nevada yetkililerini uyarmıştı.
Çin, bu yolla Amerikan halkının bütün genetik bilgilerini toplayabilirdi.
Bu gelişmelerin üzerine ABD Ticaret Bakanlığı geçtiğimiz mart ayında Çinli BGI firmasını kara listeye aldı.
Ama asıl endişe verici gelişme çok başka bir yerdeydi…
Gençlik aleminde…
G42, bütün dünyada gençlerin en çok kullandığı paylaşım platformu olan TikTok’un sahibi ByteDance’in 100 milyon dolarlık hissesini satın almıştı.
Bu yok denilecek kadar küçük bir hisseydi ama arkasındak devin iştahı büyüktü.
G42’nin elindeki yatırım bütçesi 10 milyar dolardı.
Ve unutulmaması gereken asıl gerçek şuydu:
Şeyh Tahnoon, BAE’nin 853 milyar dolarlık “Ulusal Varlık Fonu”nun da başındaydı.
Onun için söylenen şuydu:
“Tek inancı, tek kıblesi vardır.
Teknolojik gelişme ve bilim…”
Dolayısıyla TikTok’taki hissenin bir anda büyümesi hiç de şaşırtıcı olmayacaktı.
Nitekim ByteDance hissesini aldıktan sonra ilk işi TikTok’un Arap versiyonu olan “ToTok”u kurmak oldu.
Ve iddiaya göre, BAE istihbaratı bu platform aracılığıyla gençlik üzerine muazzam bir veri tabanı oluşturmuştu.
Onun bu muazzam profilinin bir pelerin gibi sakladığı ikinci bir kişilik daha vardı.
Amerikan istihbaratı onun hakkında da bir “classified profil” oluşturmuştu.
Adı Peng Xiao’ydu…
Aslında Çin asıllı bir Amerikan vatandaşıydı.
Ancak Birleşik Arap Emirlikleri’nde G42’de göreve başladıktan sonra belki hiçbir Amerikan vatandaşının yapmayacağı bir şey yapmıştı. Amerikan vatandaşlığından ayrılıp, BAE vatandaşlığına geçmişti.
İlk işlerden biri 2017 yılında Çin’in Huawei şirketi ile iş birliği anlaşması yapmak olmuştu.
En dikkat çeken ayrıntı ise bu anlaşmanın alanıydı:
“Polisiye gözetim teknolojisi…”
Böylece bir yanda Çin, öteki yanda İsrail ile çok güçlü bir gözetim ve casusluk teknolojisi oluşuyordu.
G42 geçtiğimiz haziran ayında kuruluşunun beşinci yılını kutladı.
Bunun için bir tören düzenlendi.
Törende konuşan BAE vatandaşı Çin asıllı Amerikalı Peng Xiao şunu söyledi:
“Bu daha henüz başlangıç…”
Öyleyse artık gözlerin çevrildiği bu G42 nasıl bir şirketti?
Toronto Üniversitesi’nin Dijital Watchdog (Gözetim) Enstitüsü olan Bill Marczak Laboratuvarı, Şeyh Tahnoon’un başına olduğu şirketi çok derinlemesine araştırmış.
Vardığı sonuç şu:
“Devlet gücü ile Business’ı mükemmel bir şekilde birleştiren bir Masterclass…”
İşte bu nedenle diyorum ki;
Acaba MİT veya bölgedeki temsilciliklerimiz, G42 ve Şeyh Tahnoon konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayrıntılı bir istihbarat raporu sundu mu…
Cumhurbaşkanı o karede yanında duran siyah gözlüklü teknoloji dâhisini tanıyor muydu…
Gerekli kuruluşlar bu raporu vermediyse ben vermiş olayım.
Raporun sonuna görüş olarak da şunu yazacağım:
Ankara, İsrail-Hamas savaşına giderek çok daha güçlü bir üslupla “Kudüs’ün fethi” ve “Mekke savunması” havası verirken, önceki gün Katar’da birlikte fotoğraf çektirdiği Körfez ülkeleri bu din çatışmasının dışına çıkıp yepyeni bir dünya kuruyor.
Artık biz de bu Selahattin Eyyubi hayalinden vazgeçip; ölmüş ve diriltilmesi mümkün olmayan bir “Müslüman kardeşliği” ideali yerine, teknolojiye dayalı yeni idealler benimsemeliyiz…
Saygılarımla sunarım.
(*) NOT: Bu yazıyı ve raporu, New York Times, Wall Street Journal, Financial Times, Bloomberg çeşitli popüler bilim dergilerinde okuduğum yazılardan yararlanarak hazırladım. Senaryo bana ait.
© Tüm hakları saklıdır.