Dünya
Deutsche Welle

Erkmen: Irak'ta korkulan sona doğru gidiliyor

Musul operasyonu'nda üçüncü hafta tamamlanırken, gelişmeler Irak'ta en korkulan sona doğru gidildiğini gösteriyor. Serhat Erkmen'in analizi.

10 Kasım 2016 16:58

Musul'daki çatışmaların gösterdiği en önemli olguların başında IŞİD'in beklenenden daha güçlü bir direniş sergilemesi geliyor. Operasyondan önce bazı üst düzey örgüt yetkililerinin çekilmeye başladığına ilişkin veriler ve Rakka için açık tutulan koridor, örgüte bütünlüğünü korumak için geri çekilme olanağı tanıyordu. Ancak operasyonun başlamasından sonra gelişen şu faktörler IŞİD'in Musul'da kalarak direnmesi olgusunu ortaya çıkardı:

Irak ordusu ve milislerin yoğun bir biçimde mezhepsel semboller kullanması:

Irak ordusunun herhangi bir etnik ya da mezhebi niteliği bulunmadığı söylense de basına yansıyan görüntüler bunu doğrulamıyor. Irak'ta sosyal medya kullanımı çok yoğun. Bu alanda yayılan çatışma görüntüleri ordu ile isyancı bir grup arasındaki çatışma olarak değil, büyük ölçüde mezhepsel nitelik taşıyor. Bu faktörün önemi küçümsenmemeli. Operasyondan önce yüzbinlerce kişinin Musul'dan kaçacağına ilişkin beklentiler bulunuyordu. Ancak şu ana kadar bu sayı öngörülenin çok atında kaldı. Bazı kaynaklar bu olguyu IŞİD'in kaçmaya çalışanlara karşı ağır cezalandırma mekanizmasına bağlayabilir. Ancak günlerdir bombalanan şehirden insanlar hala çıkmaya çalışmıyorsa, dışarıda güvenli bir dünya olmadığına ilişkin güçlü bir inanç besliyor olmaları ihtimali yüksektir.

Musul'un içinde beklenen ayaklanmanın gerçekleşmemesi:

Irak ve dünya basınında operasyonun başlamasıyla bazı Sünni Arapların IŞİD'e karşı büyük bir ayaklanma çıkartacağı beklentisi hakimdi. Ancak günler geçtikçe bu beklentinin gerçekleşmediği görüldü. Ya IŞİD'in aldığı karşı istihbarat tedbirleri ya da Irak ordusu ve peşmergenin yarattığı güvensizlik Sünni Arapların "erken" bir harekete kalkışmasını engelliyor. Bu da örgütün özgüvenini artırıyor.

Operasyon'a Haşdi Şabi'nin katılmasına izin verilmesi:

Irak ordusunun bileşenleri her ne kadar tartışmalı olsa da milis grupları için aynı şey geçerli değil. Karşılarında milis gruplarını gören Musulluların geri çekilme ya da teslim olma şansı olmadığını düşündükleri söylenebilir.

Çıkış yollarının tıkanması:

Koalisyon güçleri başlangıçta IŞİD için çıkış yolları bırakmış olsa da bu yolların işlemez hale geldiği görülüyor. Üstelik, ABD'nin Rakka Operasyonu'nu da başlatmış olması Rakka'ya çekilse dahi bir yaşam alanı bulamayacağını gösteriyor. Bu nedenle IŞİD'in çekilmesi için bir motivasyonu kalmıyor.

IŞİD, henüz komuta kontrol mekanizmasını kaybetmedi:

IŞİD lideri Bağdadi'nin konuşmasından içeride bazı sorunlar yaşandığı anlaşılıyor. Fakat, IŞİD, henüz komuta kontrol mekanizmasını kaybetmiş değil. Şehrin bazı ilçeleri ve dış mahallelerini kaybetmeye başlasa da orduya, milislere ve peşmergeye yoğun kayıplar verdirmeyi başardı. Bu süreçte çok sayıda intihar eylemcisi kullanmaya devam ediyor. Bu durum önemli bir grubu mobilize edebildiğinin göstergesi. Yani ilk etapta çökmedi. Bu arada Irak ordusu ve milislerde ciddi tökezlemeler yaşandı. Çatışmayı uzatabilmesi halinde dış faktörlerin de değişmesiyle Musul'da varlığını korumayı başarabileceğine inanmaya başladı.

Irak'ın geleceği parlak görünmüyor:

Şu noktanın altını çizmek lazım: IŞİD ne kadar direnirse dirensin arkasındaki ABD desteği sürdüğü sürece IŞİD karşıtı koalisyon bu örgütü Musul'dan çıkarmayı başarabilecektir. Bu süreç uzun ve sancılı olsa da aradaki büyük güç farkı bu sonucu doğurur. Ancak, IŞİD'in Musul'dan çıkarılmasından sonra Irak'ı nasıl bir geleceğin beklediği bugün yaşananlarda saklı gibi görünüyor. Yaşananların ortaya koyduğu faktörler ise Irak'ın yakın geleceğinin parlak olmadığını gösteriyor. Peki bu faktörler nelerdir?

Güvenlik güçleri birleştirici ve her kesime güven veren bir yapıya kavuşamadı:

Güvenlik güçlerinin etnik ve mezhepsel olarak bölünmüş olduğu Irak'ta ordu tek bütünleştirici güç olarak kabul ediliyordu. Ancak, Musul Operasyonu'nun başlamasından sonra ortaya çıkan olaylar ordunun diğer güçlerden farklı olmadığını gösterdi. Silah ve mühimmat olarak çok üstün olduğu IŞİD karşısında çok zor duruma düştüler. Daha kötüsü, orduyu "Iraklılık"ın değil, Bağdat'taki hakim otoritenin" yönlendirdiği ortaya çıktı.

Musul'un farklı güçler arasında paylaşılacağı ortaya çıktı:

Musul'un çok büyük bir kısmı Sünni Arap olmasına rağmen kuzeyindeki ilçeler peşmergenin kontrolüne giriyor. Peşmerge buralardan çıkmayacağını açıkça ilan etti. Telafer gibi ilçeleri de milisler kontrol etmeyi planlıyor. Musul'un asıl nüfusunun etkisi yok denecek kadar az. Bunun da ötesinde Bağdat için Musul'u kontrol etmek siyasi otoritesinin ispatına dönüşmüş durumda. Bu nedenle, şehrin karakteristiği değil Bağdat'taki partiler ve milis teşkilatları arasındaki güç dengesi öne çıkıyor.

Bağdat-Erbil Sorunları Çözülmedi, Askıya Alındı:

Irak Başbakanı Haydar Ibadi, Erbil'e giderek Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani ile dayanışma gösterse de bunun geçici ve göstermelik olduğu görülüyor. Necirvan Barzani, Musul Operasyonu sonrasında "bağımsızlığın" yeniden konuşulması gerektiğini savunuyor. Bağdat'taki siyasiler ise IŞİD'in girdiği yerlerde tam hakimiyet sağlama isteğinde. Musul'un IKBY gibi bir federe bölge olması isteği Bağdat'ın arzulamadığı bir şey olsa da IKBY için Bağdat'la fiziki ilişkisini kesmenin en önemli araçlarından birisi. Operasyondaki askeri koordinasyon, Erbil-Bağdat arasında siyasi bir koordinasyon olduğu yanılsaması oluşturmamalı.

Irak ekonomik kriz ile büyük bir silahlanmayı eşzamanlı yaşıyor:

Ordunun, peşmergenin ve milislerin elinde daha gelişmiş silahlar ve daha büyük bir yıkım gücü var. Ancak, aynı zamanda petrol fiyatları düşüyor. Ülkede savaş nedeniyle harcamalar inanılmaz boyutlara ulaştı. IKBY iflasın eşiğinde ve mevcut ekonomik sorunları çözmesi mümkün görünmüyor. Erbil'in maaşları ödeyebilmesi için Bağdat sonunda ödeme yaptı. Fakat operasyon sonrasında siyasi sorunlar yeniden başladığında petrol gelirlerinin paylaşımı daha büyük sorunlara dönüşebilir. Üstelik aynı 2012'deki gibi Irak ordusu ve Peşmerge Musul'da büyük, karmaşık ve iyi tahkim edilmiş sınırlara sahip olacak. Sonraki çatışmanın adresi şimdiden belli gibi.

ABD'deki seçim sonucu operasyonu etkiler mi?

ABD'de henüz seçim sonucu çok sıcak. Cumhuriyetçi Donald Trump'un Irak'ta büyük bir askeri varlık bulundurmak istemediği biliniyor. Musul Operasyonu'nun uzaması ve koalisyonun tökezlemesi, Trump'un bu operasyonu sürdürme konusundaki isteğini azaltabilir. Üstelik, bu operasyonla İran'ın Irak'taki etkinliğini artıracak olması da yakın vadede Washington'da tersine bir rüzgar doğurabilir. Bu nedenle kısa vadede en büyük olasılık, IŞİD'in çatışmayı uzatacak şekilde direncini artırması; ordu ve peşmergenin de süreyi kısaltmak üzere aceleci davranması. Bu durum, ince bir denge üzerinde ve sorunlu giden Musul Operasyonu'nda daha büyük kırılmalara neden olacak şekilde gelişmelerle yüzleşmesine neden olabilir.

© Deutsche Welle Türkçe

Serhat Erkmen

Doç. Dr. Serhat Erkmen Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi Başkanı.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle