Türkiye İşçi Partisi (TİP) lideri Erkan Baş, seçim sürecine dair partisine yönelik eleştirilere yanıt verdi. İktidarın seçim barajını düşürmekteki amacının HDP’ye dayanışma için verilen oyları düşürmek olduğunu söyleyen Baş, “Maalesef belli bir ölçüde başarılı oldu. Bu hamleye gereken yanıtı geliştirip veremedik" dedi.
Selahattin Demirtaş'ın sözlerine basın üzerinden yanıt vermeyeceğini söyleyen Baş, seçimden önce Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak ve Figen Yüksekdağ'ı tutuldukları hapishanelerde ziyaret ettiğini anlatıp "Dostlarımla yüz yüze tartışmayı tercih ederim" dedi.
Kendisine atfedilen "Kürtlerle yan yana durmazsak oy alabileceğimiz kesimler var" sözlerini söylemediğini belirtip, "Kürtlerle yan yanayız, aynı ittifakın içindeyiz" diyen Baş, "İttifakın lehine milletvekili çıkartabileceğimiz iki bölgede YSP lehine seçimden çekildik. Sonuç net; girseydik vekil çıkartıyorduk" ifadelerini kullandı.
14 Mayıs'taki seçimlerden önce TİP'in Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi listesinden seçime girmesi gerektiğini savunanlar, seçim sonuçlarından sonra da ittifaka milletvekili kaybettirildiği eleştirisinde bulundu. Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da aktif politikayı bıraktığını ilan ettiği söyleşide TİP’i eleştirdi. Gazete Duvar’dan Can Bursalı’nın sorularını yanıtlayan Baş, söz konusu eleştirilere de yanıt verdi.
Baş, seçim sonuçlarını, “Tabii ki daha fazlasını almak isterdik. Ancak hedeflerimiz açısından baktığımızda ve sadece ülkenin yarısında pusulada TİP seçeneğinin olduğunu düşündüğümüzde hedefimize ve seçime gireceğimiz yerler kesinleştikten sonraki beklentimize çok yaklaştık” şeklinde değerlendirdi. Baş, “Kendimize dair üzüntümüz çok az farkla İstanbul’da bir vekil daha, İzmir’de ve Antalya’da vekil çıkartma imkânını kaçırmış olmamız” dedi.
“Artık seçim bittiğine göre sadece örnek olsun diye bize atfedilen ancak bize ait olmayan görüşlere dair birkaç şey söyleyeyim” diyen Baş, verdiği röportajda şunları kaydetti:
“TİP olarak bir zaman ülkenin tamamında ayrı listelerle seçime girelim demedik"
“Birincisi, Türkiye İşçi Partisi olarak hiçbir zaman ülkenin tamamında ayrı listelerle seçime girelim demedik. Bizim önerdiğimiz şey tek tek bütün illeri, bölgeleri konuşmak ve burada en doğru ne ise bunu yapmaktı. Açık söyleyeyim, bu durumda pek çok ilde, çoğunlukla Yeşil Sol Parti'nin listelerinden girilmesi gerekecekti ve bunu görerek önermiştik. Fakat kimi illerde her iki partinin girmesi daha az sayıdaki kimi illerde ise sadece TİP listesinden girmek bizim çalışmalarımıza göre daha makul görünüyordu. Önerilerimizi, esas olarak bu doğrultuda yaptık. Bunu ferah ferah konuşmak, veriler ile, örgütlerimizden ve halktan aldığımız değerlendirmeler ile tartışmak gerekirdi. Bizim önerimiz buydu. HDP üzerindeki kapatma tehlikesi ve bir miktar da bilinçli manipülasyonlarla oluşan kamuoyu basıncı nedeniyle bu tartışmaları sağlıklı yürütmeyi başaramadık. Şimdi sorsanız pek çok insan hala ‘Türkiye İşçi Partisi ayrı listelerde girme konusunda kırmızı çizgi çekti ve buradan esnemedi’ diye anlatıyor veya böyle hatırlıyor. Net söylüyorum hiçbir aşamada bunu söylemedik.
“Vekil kaydettirdi” eleştirilerine: Hiçbirisinin gerçekliği yok
Her yereli özel değerlendirmek gerektiğini ifade ettik. Şimdi bugün baktığınızda yine ezberden 'Şu kadar vekil kaybettirdi' diye konuşuluyor. Bunların hiçbirisinin gerçekliği yok. Bakın 'TİP şu kadar vekil kaybettirdi' diye yazan çizen herhangi birisine gidin sorun. Nerede? Hangi il, hangi bölgede bu vekil kaybettirilmiş? Yok böyle bir örnek. Belki bir iki yer için tartışılabilir ancak kesin böyle olacaktı denilemiyor, fakat birtakım merkezlerin ürettiğinden hiç kuşku duymadığımız yalanlar hızla yayılıyor ve maalesef gerçeğin yerini alabiliyor.
Türkiye İşçi Partisi’nin seçimden önce araştırmalar ile kendi çalışmaları ile sunduğu öneride herhangi bir yanlışlık olmadığını söyleyebilirim.”
Barajın düşürülmesi: HDP’ye oy verilmesini anlamsızlaştırma girişimiydi
Baş, iktidarın barajı düşürmesini de şöyle değerlendirdi:
“Yüzde 10 barajı Kürtler ve sosyalistler parlamentoda temsil edilmesin diye konulmuştu. HDP bu barajı aştı mı, aştı. Bu barajı aşmasının faydalı olacağını düşünen yurttaşlar da destekledi, oyunu verdi ve baraj yıkıldı. Ve o andan itibaren yüzde 10 barajının işlevsizleştiği gibi, HDP ile toplumun geniş kesimleri arasında yeni bir ilişki kurulmasına da vesile oldu. Bunu engellemek için baraj yüzde 7’ye çekildi ve bu yaklaşımın HDP’nin vekil çıkarma ihtimalinin zayıf olduğu bölgelerde yurttaşın oy tercihini değiştirebileceğini gördüler. Bu, HDP’nin milletvekili çıkartma ihtimali olmayan yerlerde HDP’ye oy verilmesini anlamsızlaştırma girişimiydi. Maalesef belli bir ölçüde başarılı oldu.
“Bu hamleye gereken yanıtı geliştirip veremedik”
Bu hamleye gereken yanıtı geliştirip veremedik. Mesela AKP ne yaptı diye bakan herkes söylüyor, kaybettiği oyların ittifak içinde kalmasını sağladı. Yeniden Refah Partisi ittifaka girdi, kendi adı ve amblemiyle seçime katıldı, pek çok insan AKP ile MHP’nin tek liste yapacağını düşündü, MHP kendi listesiyle girdi ve ittifakın toplam oyunun korunmasını sağladı vb.
“Ayrı listelerle girmediğimiz yerlerde ittifakımızın oy kayıpları maalesef daha fazla oldu”
Türkiye İşçi Partisi de ittifaktan gidebilecek oyları tutmayı, ittifaka yeni oylar kazanmayı amaçlıyordu. Biz Emek ve Özgürlük İttifakı'nın toplam çıkarını, toplam gücünü artıracak bir model arayışı içindeydik. Nitekim ayrı listelerle girdiğimiz yerlere baktığımızda bunu başarabildiğimiz pek çok örnek var, girmediğimiz yerlerde ise, sadece HDP açısından bakmıyorum, ittifakımızın oy kayıpları maalesef daha fazla oldu.”
Röportajın tamamını okumak için tıklayın.