Ergenekon operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan bazı isimlerin KKTC ilişkileri, gözleri bu ülkeye yavru vatana çevirdi.
Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek'in KKTC'de taşınmazları bulunuyor... Tutuklu emekli tuğgeneral Levent Ersöz KKTC'ye kaçmak için sahte kimlik düzenlemişti... Akın Birdal'a suikast düzenleyen Semih Gülaltay da KKTC vatandaşı olmuştu... CTP'li vekil Ali Gulle, Özbek'in mal varlığının incelenmesi için Komisyon kurulmasını istedi... Kıbrıs'ta eşi ve çocukları adına 2 milyon 709 bin, sendika adına 6 milyon 219 bin TL'lik yatırım.
Ergenekon Soruşturması ilerledikçe ortaya çıkan delil ve bağlantıların önemli bir kısmı Kıbrıs'a uzanıyor. Soruşturmada son 11. dalga kapsamında gözaltına alınan isimlerden sendikacı Mustafa Özbek'in Kıbrıs bağlantılarının yanı sıra, tutuklular emekli tuğgeneral Levent Ersöz, Muzaffer Tekin ve Semih Tufan Gülaltay ve gözaltına alınıp bırakılan Sinan Aygün gibi isimlerin adadaki bazı olaylarla bağlantılı oldukları iddia ediliyor. Ulusal Birlik Partisi (UBP) lideri Derviş Eroğlu, geçen hafta bir Kıbrıs televizyonunda "İktidara gelirsek Sinan Aygün dahil iptal edilen vatandaşlıkları iade edeceğiz" dedi. Bakanlar Kurulu kararıyla verilen ve Gollifa tabir edilen vatandaşlıkların sayısı UBP'nin son beş yıllık iktidar dönemi olan 1998-2003 arasında 6 bin 907'yi bulmuştu. Derviş Eroğlu'nun başbakanlığındaki UBP-DP koalisyonu sırasında yarısı bir gecede olmak üzere 2003 yılında toplam 3 bin 102 kişi vatandaşlığa geçirilmişti.
Sahte kimlik
O meşhur gece yani 2003 seçim yasaklarının başlamasından 15 gün önce tam bin 563 kişi, vatandaşlığa alınmıştı. Bir gecede bini aşkın kişinin vatandaş yapıldığı sırada İçişleri Bakanı olan Mehmet Albayrak ve bakanlar kurulu üyesi Mustafa Arabacıoğlu daha sonra bu vatandaşlıklardan haberleri olmadığını açıkladı.
Ergenekon Soruşturması kapsamında yakalanan emekli tuğgeneral Levent Ersöz'ün Ankara'da ameliyat olduktan sonra Mehmet Orhan Gülcü adına düzenlenen sahte kimlikle Kıbrıs'a kaçma planı olduğu ortaya çıkarıldı. Gözler yine adaya döndü. Kıbrıs gazeteleri, Ersöz'ün 2003 öncesinde Annan Planı gündeme geldiğinde Denktaş'a destek bildirileri dağıttığı da iddia ediliyor.
İlginç benzerlik
Ergenekon'un Kıbrıs bağlantısı bunlarla sınırlı değil. KKTC'de Rauf Denktaş'ın kurduğu ve cumhurbaşkanı olmasının ardından Derviş Eroğlu'nun başkanlığında uzun yıllar iktidarda kalan Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) aynı adıyla Türkiye'de bir parti kuran kişi, Eroğlu'nun 1993'te vatandaşlık verdiği Semih Tufan Gülaltay'dan başka biri değildi. Gülaltay, Türk İntikam Tugayı (TİT) adına eski İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal'ı öldürmeye teşebbüsten 19 yıl ceza almıştı. 4.5 yıl yattıktan sonra Rahşan Affı'yla serbest kalan Gülaltay, kendisini KKTC vatandaşı yapan Eroğlu'nun partisiyle aynı adı taşıyan Ulusal Birlik Partisi'ni kurmuştu. Adada 1989'dan 2004'e kadar muhaliflere yönelik 50'yi aşkın bombalı eylem düzenlendiği belirtiliyor. Aralarında gazeteci Kutlu Adalı'nın öldürülmesinin de bulunduğu eylemler 1989'dan 1991'e kadar Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) adına üstleniliyordu. İki yıllık suskunluktan sonra 1993'te eski İçişleri Bakanı Bilgehan'ın otomobilinin yakılmasıyla olaylar yeniden başladı. TİT hükümlüsü Gülaltay'ın vatandaş olduğu 1993'ten sonraki saldırıların ise Türk İntikam Teşkilatı adına üstlenilmeye başlaması ise ilginç bir ilişki olarak yorumlanıyor. Cinayet ve bombalama eylemlerinin neredeyse tamamı faili meçhul olarak kalmıştı. KKTC'nin eski Ankara Büyükelçisi Ahmet Zeki Bulunç'un tartışmalı Talat Paşa Komitesi üyesi olduğu belirtilirken, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, kendisinden habersiz Kuvvet komutanları Aytaç Yalman ve Şener Eruygur ile görüşen Bulunç'u Rauf Denktaş'a şikâyet etmişti.
Zihniyet birliğine dikkat
Özden Örnek'in günlüklerinde ortaya çıkarılan darbe planlarında Kıbrıs'a da yer veriliyordu. Kıbrıslı akademisyen ve yazar Niyazi Kızılyürek, Ergenekon'da ismi geçenlerin sistematik şekilde Kıbrıs'ta çözüm ve federal devlet karşıtı olduklarını ve Denktaş'a destek verdiklerine dikkat çekiyor. Kızılyürek, Veli Küçük ve Doğu Perinçek'in adada ve Türkiye'deki mitinglere katıldığını hatırlatarak, "İsim ve eylemleri yan yana koyduğunuzda zihniyet birliğine dikkat çekmek istiyorum" diyor ve ekliyor: "Ergenekon soruşturması sadece zihniyet birliği değil örgütlenmenin de söz konusu olduğunu gösterdi."