Gündem

Erdoğan'ın avukatından böcek sanıklarının avukatlarına: 'Dönemin başbakanı' demeyin, diyenler şimdi Silivri'de

Böcek davasında yurt dışında bulunan 3 sanık hakkında tutuklama kararı verildi

04 Şubat 2015 15:50

Böcek davasının ikinci duruşmasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatı Ali Özkaya şüpheli avukatlarının “dönemin başbakanı” ifadesini kullanmamaları gerektiğini belirterek, “Dönemin başbakanı ifadesi özel bir ifadedir. O ifadeyi kullananalar şimdi Silivri’de. O ifade kullanılmasın” dedi. Öte yandan, sanık koruma polisi Ahmet Türer "Bizim Başbakanı dineleme ihtiyacımız yoktu. Her sırrına vakıftık. Başbakan  beni Libya'ya 7/8 kez Kaddafi'ye gönderdi. Başka devlet başkanları ile de görüşmeye de gittim" dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde ofisinde bulunan böceklerle ilgili Ankara 7.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasında, sanıklar İlker Usta, Sedat Zavar, Serhat Demir'in yurt dışında bulunmaları nedeniyle kaçak sayılmaları ve haklarında tutuklama kararı verilmesi ve bu kararın yerine getirilebilmesi için ilgili birimlere yazı gönderilmesi, duruşmanın 4 Mart'a ertelenmesine karar verildi. 

Davaya sanık polisler, avukatları ve eski Başbakan Danışmanı Mustafa Varank katıldı.

Duruşmada hâkim tanıkların dinlenilmesi ile duruşmaya başlanmasını istedi. Mübaşir “Ben o zaman Mustafa’yı çağırayım” deyip salonun dışına Varank’ı çağırmak için çıktı.  Mübaşirin tavrı salonda gülüşmelere neden oldu.

Duruşmaya Varank’ın ifadesi ile başlandı:

“2011 yılında başbakanlık müşaviriydim. Şu an Cumhurbaşkanı Başdanışmanıyım. O zamanki Başbakan müsteşarı Efkan Ala Bey başbakanlık korumalarının yaptığı aramaların gerçekten iyi olup olmadığı ile ilgili bir araştırma yapmamızı istedi. Benim de başlarında bulunmam istendi. Acil araştırın şeklinde değil, kontrol şeklindeydi.

İlk aramaya Keçiören’de ofiste aramaya başlandı. Bunun üzerine Hakim “arama esnasında yanınızda kim vardı” diye sorunca Varank, “Bizim yanımızda ben vardım. İsimleri tanımıyorum” diye yanıtladı. Varank’ın cevabı salonda tebessümlere neden oldu.

Hakim böceğin bulunduğunu savcılığa neden bildirilmediğini ve yerinden neden alındığını sordu. Varank ise bu konuda şunları anlattı:

“Ben refakatçiyim, ben uzman değilim ama sökülmesi kararını Basri Aktepe verdi, bunu alacağız dediler. Böceğin bulunduğu ev Başbakan’ın çok sık kullandığı bir yer değildi

 

Hakim: Jammer var mıydı

 

Varank, “Jammerlardan verim alındığına şahit olmadım. Özellikle 3G çıktıktan sonra ayrıca jammer verimli olmuyor dedi.

Bunun üzerine sanık polis Mehmet Yüksel, bir takım teknik bilgiler anlatarak, jammerin etkili olmamasının ve böceğin kayıt almasının mümkün olmadığını ifade etti.

Sonrasında hakim “MİT ekibi ile beraber mi girdiniz” sorusunu Varank’a yöneltti.

Varank: Hep beraber girdik, hep yanlarındaydım başlarındaydım.

Sanık polis Harun Yavuz’un avukatı söz alarak, “Cinayete tanık olsanız, adli makama bilgi vermez miydiniz. Adli makama haber vermediniz?

Varank: “Ben adli makamlara sorumlu değilim. Haber verilip verilmediğini de bilmiyorum.”

Bir başka avukat ise “Neden kamera kaydına almadınız, bulunduğunda, tutanak düzenlediniz mi”

Varank; “ Tutanak tutulup tutulmadığını bilmiyorum, kamera kaydına almadık.”

 

Bunun üzerine hakim bulunan böceğin fotoğraflanmasını sordu. Varank ise, “Bana MİT personeli B. çekmemi söyledi. Ben de çektim daha sonra Teftiş Kurulu isteyince onlara teslim ettim” diye yanıtladı.

Sanık polis Zeki Bulut’un avukatı Hakan Yıldız, Varank’a şu soruları yöneltti:

“MİT daha sonra arama yaptı mı, siz her aramaya eşlik ettiniz mi.  Keçiören’deki ofiste ve konutta böcek bulduğunuz esnada, Başbakan İstanbul’daymış. Haftanın 5 günü de İstanbul’da olduğu da belli. Sizin böceği bulduğunuzu söylediğiniz yer sık kullanılmayan ofis, orada böcek bulup en sık kullandığı ofiste bu olaydan 16 gün sonra arama yapıyorsunuz. Madem devletin bekası söz konusu neden en sık kullandığı ofiste acil arama yapılmadı?”

Varank: MİT ile ilk kez aramaya katıldım. Daha sonra arama yapıp yapmadıklarını bilmiyorum. Daha sonra ben aramaya onlarla katılmadım.

Avukat Hakan Yıldız: Yani MİT ilk kez arama yapıyor böcek buluyor, siz de bir daha arama yapıp yapmadıklarını bilmiyorsunuz.

Varank: Benim bu konuda bilgim yok.

Avukat Hakan Yıldız: Kriptolu telefonların olduğu yerde dinleme yapmanın casusluk olduğunu ifade ediyor, biz kendisine neden savcılığa bildirmeniz, böceği neden söktünüz, neden kamera kayıtlarını incelemediniz diye soruyoruz kendisi “benim görevim değil, işim değil, bilmiyorum” diye geçiştiriyor. Casusluk faaliyeti olduğu tespiti kendisinin görevi mi?” (Hakim Yıldız’ın sorusuna müdahale edince Varank cevap vermedi.)

Böceğin sökülmesi talimatını kim verdi?

Varank: MİT’ten gelen arkadaşlar verdi.

Bir kısım sanıkların avukatı: Kamu görevlisiniz, TCK’ya göre kamu görevlisinin suçu bildirmesi gerekir. Siz bildirdiniz mi?

Varank: Bildirmedim, böyle bir kanun maddesini de ilk kez duyuyorum.

Erdoğan’ın avukatı Ali Özkaya: Koruma polislerini kim alıyordu?

Varank: Zeki Bulut

Söz alan Zeki Bulut: Tanık tüm soruları ben bilmiyorum, benim alanım yetkim değil diyor. Ama koruma polislerinin nasıl alındığını kimin alındığını sorunca benim adımı veriyor. Kendisine sormak istiyorum ben nasıl alındım, diğer personel nasıl alınıyor?

Varank: Bilmiyorum.Ama Ahmet Türer’in ve bazı polislerin Zeki Bulut tarafından korunduğunu duymuştum.

Zeki Bulut: Ahmet Türer Mücahit Aslan’ın referansı ile alındı. Kendisi bir önceki duruşmada anlattı. Ahmet Türer: 2008 veya 2009 yılı Pazar günü beraber kendi özel aracı ile ikamette bomba ekipleri ile arama yaptık hatırlıyor musunuz?

Varank. Sizle gittiğimi anımsamadım ama hatırlıyorum

Varank’a sanıkların ve avukatlarının daha fazla soru sormasına hakim izin vermeyince Varank’ın ifadesi tamamlandı.

 

 ‘Şimdi Silivri’deler…’

 

Öte yandan, şüpheli avukatlarının soru sorarken “dönemin başbakanı” ifadesini kullanması gerginliğe neden oldu.

Erdoğan’ın avukatı Ali Özkaya söz alarak şüpheli avukatlarının “dönemin başbakanı” ifadesini kullanmamaları gerektiğini belirterek, “Dönemin başbakanı ifadesi özel bir ifadedir. O ifadeyi kullananalar şimdi Silivri’de. O ifade kullanılmasın” dedi.

 

Sanık polis: Erdoğan beni Kaddafi'ye gönderiyordu

 

Bu arada sanık koruma polisi Ahmet Türer "Bizim Başbakanı dineleme ihtiyacımız yoktu. Her sırrına vakıftık. Başbakan  beni Libya'ya 7/8 kez Kaddafi'ye gönderdi. Başka devlet başkanları ile de görüşmeye de gittim" dedi.

Davada, sanıklar İlker Usta, Sedat Zavar, Serhat Demir'in yurt dışında bulunmaları nedeniyle kaçak sayılmaları ve haklarında tutuklama kararı verilmesi ve bu kararın yerine getirilebilmesi için ilgili birimlere yazı gönderilmesi, duruşmanın 4 Mart'a ertelenmesine karar verildi.