Başbakan Tayyip Erdoğan, Freeodom House'u, Türkiye'yi "Basını özgür olmayan ülkeler" kategorisine düşürmesi nedeniyle eleştirdi. Freedom House'u "Sen de örgütsün" sözleriyle hedef alan Erdoğan, "Bir örgütün raporlarında İsrail basın özgürlüğünde, dünyanın en özgür ülkelerinden biri olarak gösteriliyor. Sevsinler seni! Şu hale bak. Hatta Ortadoğu’daki en özgür ülke İsrail. Bu örgütün raporlarına göre, Türkiye 12 Eylül’ün sonrasında daha özgür bir ülkeymiş. 1990’larda Türkiye daha özgür bir ülkeymiş. Türkiye öyle ülkelerin altında gösteriliyor ki, listeyi gösterseniz kahkahadan birbirinizi kırar geçirirsiniz" ifadelerini kullandı.
AKP’nin grup toplantısında konuşan Erdoğan, "Türkiye’de basın özgürlüğü yok diyenler bir zahmet her gün yayınlanan ulusal gazeteleri bir önlerine sersinler ve sadece manşetlere baksınlar" dedi.
Başbakan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Yaptığımız duble yollar, tüneller, hızlı trenler, hava yoluna yaptığımız yatırımlar çok yoğun şekilde kullanılıyor. Yolu inşa etmek sadece ulaşımı temin etmek anlamına gelmez.
Ulaşım imklanlarını geliştirerek, vizeleri kaldırarak, refah seviyesini artırarak daha çok insanın dünyayı tanımasını sağladık.
İnternet altyapısını güçlendirerek, 12 yıl öncesiyle kıyas kabul etmeyecek bir özgürlük ortamını oluşturduk. 2003’te geniş bant internet kullanıcısı sayısı 20 bindi, şu anda 35 milyon.
Yok Twitter’dı, yok Facebook'tu, yok şuydu, yok buydu… Bizi lekelemek isteyenler önce bu rakamlara baksınlar da hizaya gelsinler.
Türkiye’nin otoriter, diktatör bir yapı oluştuğunu iddia edenler, çok yoğun bir propaganda sürecine girmelerinin arkasında nelerin yattığını anlama bakımından bu rakamları veriyor. Bu algı operasyonudur.
Türkiye’de basın özgürlüğü yok diyenler bir zahmet her gün yayınlanan ulusal gazeteleri bir önlerine sersinler ve sadece manşetlere baksınlar.
Mesela pazar günü çıkan 40 ulusal gazeteyi okusunlar. Danıştay’ın kuruluş yıldönümündeki nezaketsizliğe gösterdiğimiz tepkinin manşetlere nasıl yansıdığını, “basın özgürlüğü yok” diyenler okusunlar. Ahkam kesenler o manşetleri okuduklarında küçük dillerinde yutacaklar.
O manşetleri hiçbir hukuk devletinde göremezsiniz. Öyle televizyon kanalları var ki, Gezi olaylarında açık açık yalan söyleyerek 24 saat boyunca gençleri kışkırttılar. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu şekilde yayın yapılmasına, tahrik yapılmasına, terör pompalanmasına izin verilmez. Bizde öyle bir özgürlük anlayışı var ki mahkemeler bunu izliyor, üstüne Türkiye’de basın özgürlüğü yok diye propaganda yapılıyor.
Bir örgütün raporlarında İsrail basın özgürlüğünde, dünyanın en özgür ülkelerinden biri olarak gösteriliyor. Sevsinler seni! Şu hale bak. Hatta Ortadoğu’daki en özgür ülke İsrail. Bu örgütün raporlarına göre, Türkiye 12 Eylül’ün sonrasında daha özgür bir ülkeymiş. 1990’larda Türkiye daha özgür bir ülkeymiş. Türkiye öyle ülkelerin altında gösteriliyor ki, listeyi gösterseniz kahkahadan birbirinizi kırar geçirirsiniz.
Pek çok köşe yazarı dünyada örneği bulunmayacak bir şekilde hakaret yazacak, sonra da siz Türkiye’yi basının özgür olmadığı ülke diye göstereceksiniz.
Bizim için atılan manşetlerin tek bir tanesi, bizden daha özgür gösterilen ülkede atılsın bakalım, başlarına neler gelir.
Hamburg olaylarını gösteriyor diye TRT’yi Almanya’da kablolu yayından çıkardılar. Alman Cumhurbaşkanı’na söyledim, yok demeye kalktı. Öyle dedim. Haberi yok tabi. ABD’de Helen Thomas’ın işinden kovulmasını, Beyaz Saray’a girişinin yasaklanmasını kimse konuşmuyor.
44 gazetecinin hapishanede olduğunu söylüyorlar. Benden bunu dinle ey örgüt… Çünkü sen de bir örgütsün. Bu 44 kişiden 19’u tahliye oldu. 6 kişinin yargılanması devam ediyor. 1 kişinin kayıtlarda ismi bile yok. 18 kişi yargılandı ve haklarında hüküm verildi.
CHP genel Başkanı başta olmak üzere içeride ve dışarıda istismar edilen bu 18 kişi tehlikeli maddeleri bulundurmak, kişiyi hürriyetinden mahrum etmek, silahla kasten yaralamak, tyerör örgütüne eleman kazandırmak, polis memuru öldürmek, helikoptere bombalı saldırıda bulunmak, resmi evrakta sahtecilik, banka soymak gibi suçlardan hüküm aldı.…
Twitter nasıl cirit atarsın?
Twitter’ın yaptığı vergi kaçakçılığı. Dünyada en büyük cezaları vergi kaçakçıları olur. Mahkeme kararlarına uymuyor. Sen nasıl olur da burada istediğin gibi cirit atarsın. Burada yapılan hakaretlere tazminat davası açarsanız basını baskı altına alıyor diye propaganda yapıyorlar. Başka ülkede olduğunda demokrasi bizde olduğunda baskı oluyor.
'Mısır'da olana darbe diyemediler'
Bunlar Mısır’da darbeye darbe diyemediler. İdama mahkum edilen masum inşalarla ilgili öylesine birkaç açıklama yaptılar meselenin üzerini örttüler. Suriye’de dört yıldır oluk oluk kan akıyor. 200 bin insan öldü sesleri çıkıyor mu. hala bir müdahale var mı? Tam aksine orada katil bir yönetici destekleniyor. Şimdi de kendi kendine cumhurbaşkanı olmaya hazırlanıyor. Hangi yüzle kimin huzuruna sandık getireceksin.
Orada kadınlar çocuklar öldürüyor kadınlar tecavüze uğruyor. Nerede o kadın hakları çocuk hakları örgütleri. Kimse Türkiye’ye parmak sallayamaz. O günler geçti. Türkiye üzerinde ameliyat yapmak isteyen o örgütler de bilsin ki karşılarında sinmiş bir ülke yok. AB’ye üye olma gayretimiz var ama bu yanlış anlaşılmasın. İçeridekiler gibi dışarıdaki mütekebbirler de yumuşak başlıysak uysal koyun olduğumuzu anlamasın. Bu çevreler Türkiye’nin saygınlığına gölge düşüremezler. Bilgi kaynağı CHP olanlar Türkiye’yi yanlış tanırlar.
Yeni yargı paketi
Biz istikametini rotasını bilen bir ülke olarak ihtiyaç duyulan reformları tek tek yapıyor kademe kademe Türkiye’nin standartlarını yükseltiyoruz. Dün TBMM’ye gönderdiğimiz bir tasarı ile suçla mücadelede önemli bir adım atıyoruz. Aile hayatını tehdit eden ve sosyal dokuyu bozan suçlarda cezaları katlıyoruz. Cinsel dokunulmazlığa kast eden suçların en sert şekilde cezalandırılmasını sağlıyoruz. Demek bugüne kadar olan tablo caydırıcı değildi. Oturduk haftalarca aylarca müzakere edildi.
Bu suçların çocuklara karşı işlenmesi kuşkusuz idam cezası gerektiriyor ancak ülkemizde idam olmadığı için çocuklara yönelik saldırılarda cezayı en ağır noktaya taşıyoruz. Ceza üst sınırını 39 yıla çıkarıyoruz. Failler cezalarını tamamlasalar bile bazı kısıtlamalara tabi olacaklar. Uyuşturucu madde satmayı 10 ile 20 yıl aralığına yükseltiyoruz. Uyuşturucu ve uyarıcı kullanma cezası 1 ile 2 yıl işken bunu da 2 ile 5 yıl aralığına uzatıyoruz.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullananlara defalarca denetimli serbestlik verilmesinin önüne geçiyoruz. Konutta hırsızlığın cezasını 5 ile 10 yıl arasına çıkarıyoruz. Sulh ceza ile asliye ceza ayrımını kaldırıyoruz.
30 Nisan’da Genel Kurul’da görüşerek çıkardığımız bir yasa ile Türkiye’de özellikle tarıma yönelik çok önemli bir reform gerçekleştirdik. 1926’da İsviçre’den alınan medeni kanun ile tarım arazilerimiz mirasçılar arasında bölünüyordu, sürekli parçalanıp küçülüyordu. Bu arada parçalanmadan dolayı Türkiye’nin kaybı 17 milyar lirayı aşıyordu. 10 yıl önce bu parçalanmayı önlemek amacıyla çalışmaları başlattık. Bilim insanlarıyla, hukukçularla görüşme yaptık. 2005’te ilk kez bölünmez parsel büyüklüğü belirledik. 30 Nisan’da da gıda güvenliğimizi garanti altına aldık.
Son 12 yılda tarım sektörümüz sürekli büyüme kaydetti. 24 milyar dolar olan tarımsal hasılamız 62 milyar dolara ulaştı.
Siyaset geometri değildir arkadaşlar, siyaseti geometriye hapsetmek isteyenler bugüne kadar hep yanıldılar, hem de millete zulmettiler. Siyaseti geometri gibi görenler vatandaşa da geometri işlemi yaparlar. Dümdüz, birbirine benzeyen, iç açılarının toplamı 180 derece olan vatandaşlar yapmak istediler. bu cetvel zihniyeti yüzünden insanlar arasında ayrım yapıldı. CHP Genel Müdürü ne diyor, “siyasetçilerin cumhurbaşkanı adayı olmasını istemiyorum.” Sen kimsin ya? CHP’nin Genel Müdürü o koltuğa oturduğu andan beri hiç genel başkan olamadı. Parti lideri zaten olamadı.