Politika

Erdoğan'dan DTP'ye: Nazizmi hortlattınız

Başbakan Tayyip Erdoğan, DTP için "Siz bu ülkede Nazizmi hortlattınız" dedi.

17 Aralık 2008 02:00

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DTP'nin sadece kimlik siyaseti yaparak Türkiye'ye ne okul ne de hastane kazandırabileceğini belirterek, "Siz bu ülkede Nazizmi hortlattınız" dedi.

DTP'li Türk'ten Erdoğan'a 'faşizm' cevabı

TBMM Genel Kurulu'nda, 2009 yılı bütçesinin tümü üzerinde konuşan Erdoğan, en zor şartlarda bile Türkiye'nin güçlü ve yere sağlam basan dinamik bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Bütün dalgalanma ve krizde de millete yük getirmediklerini belirten Erdoğan, krizi öngörüp, tedbirleri aldıklarını ve süreci başarıyla yönettiklerini ifade etti.

"Hiç kimsenin endişesi olmasın. Hiç kimse endişe, korku, panik havası pompalamaya çalışmasın" diyen Erdoğan, CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek'in laf atmasına "Bakın, ya hesap bilmiyorsun... Göreve geldiğimde yüzde 10.3 işsiz vardı, şu anda yine 10.3 işsiz var" karşılığını verdi.

TÜİK'in rakamlarının "yalan yanlış raporlar" olarak takdim edildiğini ifade eden Erdoğan, "Ayıp, ayıp... Devletin bir kurumunun yalan yanlış rakamlar açıklayacağını, kimsenin, bu ülkenin evladı olarak söylemeye hak ve salahiyeti yoktur. Böyle bir şey söylenemez" dedi.

Erdoğan, kendisine laf atan CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz'a "Hoca dinle, dinle... Sen çarşı pazar bilmezsin, sade kitabın arasından konuşursun. Şunları bir dinle" diyerek, 2002 yılında bir asgari ücretle 71 kilo tavuk eti alırken, bugün 121 kilo tavuk eti alınabildiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, asgari ücretle 2002 yılında 1533 adet yumurta alınırken bugün 2187 adet yumurta alınabildiğini belirterek, "O gün 161 litre süt alınabiliyordu, bugün 268 litre... 83 kilo kuru fasulye alınabiliyordu, bugün 107 kilo... Daha ne söyleyeyim? Ücretleri enflasyona ezdirmedik, vatandaşın cebindeki parasını enflasyonla eritmedik, sofradaki ekmeği de küçültmedik. Rakamları söyledim. Halep oradaysa, arşın TBMM çatısı altında" diye konuştu.

Eğitime ayrılan payın bütçede birinci sırada olduğuna işaret eden Erdoğan, kendisine atılan bir lafa, "Çok ayıp, şık değil bunlar. Ayıp oluyor. Şu kubbenin çatısına yakışan şeyler konuşun, böyle çirkin laflar atarak bir yere varamazsın" diyerek tepki gösterdi.

Göreve geldiklerinde 362 bin olan derslik sayısını 6 yılda 130 bin artırdıklarını, 40 ilde toplam 76 üniversite bulunurken buna 54 yeni üniversite eklediklerini ve üniversitesi olmayan il bırakmadıklarını ifade eden Erdoğan,
"Şu anda Edirne'de de Hakkari'de de Tunceli'de de Şırnak'ta da üniversite var" dedi.

DTP'ye: "Rahatsızlığınız buradan geliyor"

DTP'li milletvekillerinin laf atması üzerine, yeni açılan üniversitelerde fiziki imkanların da olacağını ifade eden Erdoğan, "Rahatsızlığınız zaten buradan geliyor. Siz bunları yapacak durumda değilsiniz. Yapamazsınız da... Sadece ve sadece bu ülkede kimlik siyaseti yapmak suretiyle bu ülkenin hiçbir yerine ne okul ne de hastane kazandırabilirsiniz. Düşünebiliyor musunuz? Ben Hakkari'ye okullar, hastaneler açmak için geliyorum. Bir dönüp bakıyorum ki maalesef şehirde bir sessizlik var. Nedir o? Bütün vatandaş tehdit edilmiş, 'dışarıya çıkmayacaksınız' diye... Çıkanlar çıktı. Demokrasi bu mu, özgürlük bu mu, vatanı sevmek bu mu, soruyorum sizlere?" dedi.

Erdoğan, bir gerçeği daha söylemek zorunda olduğunu belirterek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin söylediklerini paylaştığını, farklı düşünmediğini vurguladı.

Erdoğan, "Biz millet kavramını, vatan kavramını bir yerlere yediremeyiz. Bu vatanı da kusura bakmayın böldürtmeyiz" diye konuştu.

İsim vermeden DTP'nin yaptığı toplantıları gündeme getiren Erdoğan, bu toplantılarda Türk Bayrağı yerine, farklı bayraklar getirilerek ülkeye ayrımcılık tohumlarını ekenlerin "kendilerini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini" ifade etti.

Erdoğan, "Devletimizi de bu noktada böldürtmeyiz. Bakın ben size bir şey söyleyeyim; Tehditlerle, mehditlerle bir yerlere varamazsınız. Yaptınız iş sadece budur. Tehdit etmek suretiyle oy topluyorsunuz. Vatandaşa bunu yapıyorsunuz. Yaptığınız iş budur. Demokrasilerin, özgürlüklerin, hak aramaların yolu oradan geçmiyor. Hak aramanın yolu tatlı dille konuşmaktan geçiyor, anlatmaktan geçiyor. Bunu yapın ki göreyim" diye konuştu.

DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ile milletvekilleri Sırrı Sakık ve Hasip Kaplan'ın tepki göstermesi üzerine kendilerini uyaran TBMM Başkanı Köksal Toptan, "Lütfen...Siz de her şeyi söylediniz, Başbakan bunlara cevap veriyor. Üzerinize almayın siz" dedi.

"Nazizmi hortlattınız"

Konuşmasını sürdüren Erdoğan, Meclis çatısı altında her şeyin konuşulması gereğine işaret ederek, "Hakkari'de ben bir konuşma yaptım. Hakkari'deki konuşmamda benim 'ya sev, ya terk et" diye bir ifadem yok" dedi.

DTP'li milletvekillerinin ayağa kalkarak "ülkeyi, insanları siz bölüyorsunuz" diye tepki göstermesi üzerine Erdoğan, "Bunu yapan sizsiniz. Siz bu ülkede Nazizmi hortlattınız, nazizmi... Evet" dedi.

Hakkari'de yaptığı konuşmanın metnini okuyan Erdoğan'a, DTP'li milletvekilleri laf atarak tepki gösterdi. "Lafımı dinle lafımı... Bakalım bunlara karşı mısın, değil misin? Bu çatı altında bunu görelim" diyen Erdoğan, laf atan DTP'li milletvekillerine, "Kim bu? Terör örgütü... Ama sen de onlar gibi düşünüyorsan..." karşılığını verdi.

Erdoğan, her yerde "Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abhazası ile biz biriz, beraberiz. Çünkü biz öyle bir medeniyetten geliyoruz. Biz bir yaradılanı yaradandan ötürü seven bir anlayışın mensuplarıyız" dediğini hatırlattı.

Erdoğan, Sakık'ın bir ifadesi üzerine, "Bunu sizden duymak, beni ayrıcı mutlu etti" dedi.

Sakık'ın daha sonra itirazlarını sürdürmesi üzerine Erdoğan, "Halka hakaret eden bir parti olmuş olsaydık, Güneydoğu'nun, Doğu'nun birinci partisi biz olmazdık. Onu da göreceğiz. Eğer gücünüz yetiyorsa parti olarak seçimlere girin" diye konuştu.

"Bu mu özgürlük, bu mu insan hakları?"

Başbakan Erdoğan, attıkları her adımda engellerle karşılaştıklarını, haksız ve insafsız eleştiriler yapıldığını, her türlü yöntemi kullanarak önlerini kesmek isteyenler olduğunu dile getirdi ve "Biz, ekonomiyi, Türkiye'yi adeta şaha kaldırırken, bizim bu mücadelemize destek vermesi gerekenler, tam tersine yolumuza engeller çıkarmanın mücadelesi içinde oldular" dedi.

Türkiye'nin büyümesinden, güçlenmesinden, hükümetin başarılı olmasından rahatsızlık duyanlar olduğunu da ifade eden Erdoğan, "AK Parti'nin kaybetmesi için, Türkiye'nin kaybetmesini isteyenler oldu. Ama biz, her zaman dedik ki; Türkiye kazanacaksa biz kaybetmeye hazırız" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Bu ülkede taş üstüne taş koyanın başımız, gözümüz üstünde yeri vardır" derken; taş üstüne taş koyanları taşlamaktan, yıldırmaktan, bezdirmekten başka bir misyon yüklenmeyenlerin ortaya çıktığını kaydetti.

"Türkiye genelinde, ayak basmadık vatan toprağı bırakmadık. En az gittiğim ile, Başbakan olarak 3 kez gittim ve gitmeye de devam edeceğim" diyen Erdoğan, "Bu ülkenin başbakanının kalkıp da vatanımızın herhangi bir karış toprağında veya ilinde görmek istemeyenler de çıktı, bu kutsal çatının altından, çıktı. O kadar ilginç ki, orada demokratik hakkımızı kullanırken, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, orada açılışlar yaparken, bunu hazmedemeyenler arabaları yaktılar, lastikler yaktılar, partimin teşkilatını, cam çerçeve indirdiler. Bu mu demokrasi, bu mu özgürlük, bu mu insan hakları? Özgürlük bu yolla olmaz, demokrasi bu yolla elde edilmez. Demokrasinin yolu sandıktır, sandık" diye sordu.

TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerine tepki gösteren DTP'li milletvekillerini, "Niye üzerinize alınıyorsunuz?" dedi.

"230 bin konutu teslim ettik"

2009 yılı bütçesi üzerinde getirilen eleştirileri yanıtlayan Erdoğan, 2003 yılından itibaren büyük gayretle 111 adalet sarayını bitirdiklerini, 59 adalet sarayıyla ilgili çalışmaların da sürdüğünü söyledi.

Erdoğan, "Göreve geldiğimiz tarihten bu yana yargının modernizasyonu, yargıya erişim, özlük hakları, her türlü araç gerek ihtiyaçlarının karşılanması dahil yapılan hizmetler hiçbir dönemle kıyaslanmayacak kadar gelişme kaydetmiştir" dedi.

Emniyet ve güvenlik alanında dönemlerinde büyük ilerleme kaydedildiğini, adi ve organize suçlar ile çete, mafyayla mücadele ettiklerini ve etmeye de devam ettiklerini anlatan Erdoğan, son 6 yılda Emniyet teşkilatında 51 bin 358 kişinin polis memuru olarak göreve başladığını, teşkilatta 2003 yılında yüzde 21 olan yüksekokul ve üniversite mezunu polis oranını bugün yüzde 75 seviyesine yükselttiklerini kaydetti.

Erdoğan, toplu konutta 336 bin rakamına ulaştıklarını, 230 bin konutu sahiplerine teslim ettiklerine işaret ederek, yeni bir adım atarak dar gelirli ve yoksul vatandaşların olduğu bölgelerde 45 metrekarelik daireler yapacaklarını anımsattı.

Türkiye'de 2003 yılına kadar 6 bin 101 kilometre bölünmüş yol bulunurken, 2003-2008 yılları arasında 338 kilometresi otoyol olmak üzere toplam 9 bin 227 kilometre bölünmüş yol yaptıklarına dikkati çeken Erdoğan, Ankara ile İstanbul'u hızlı tren ile birbirine bağlayacaklarını ifade etti.

Halen Ankara-Eskişehir arasında test çalışması yapıldığını, kısa süre içinde tamamlanacağını kaydeden Erdoğan, Eskişehir-İstanbul arasının ihalesinin yapıldığını, müteahhit firmanın belli olduğunu ve çalışmalara başladığını söyledi. Erdoğan, "Bununla kalmadık. Ankara-Konya arasında da hızlı trenle ilgili çalışmalarımız hızla devam ediyor. İnşallah o da bittiği anda, Ankara ile Konya arası bir saat 10 dakikaya inecek" dedi.

Marmaray çalışmaları hakkında da bilgi veren Başbakan Erdoğan, tüp geçidin bittiğini, 2013 yılında projenin tamamlanmış olacağını ifade etti.

Erdoğan, bu projeyle Londra'nın Pekin'e, Asya'nın Avrupa bağlanmış olacağını, ayrıca Türkiye'nin dünya genelindeki durumunu farklı konuma ulaştıracağını vurguladı.

Erdoğan, Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan arasında doğrudan demiryolu hattı tesisi amacıyla planlanan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu inşaatının da hızla devam ettiğini kaydetti.

"Mazot desteğine devam"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "çiftçi 3,5 ton mazot kullanıyor, bunun için 5 milyar YTL vergi ödüyor" dediğini hatırlatan Erdoğan, bu bilginin kaynağında yanlışlık olduğunu, çiftçinin 1,5 milyon ton mazot kullandığını ve 1 milyar 950 milyon YTL vergi ödediğini bildirdi.

Traktör satışları konusunda da bilgi veren Erdoğan, 2002 yılında 8100, 2003'te 18 bin 600, 2004'te 34 bin 525, 2005'te 39 bin 571, 2006'ta 42 bin 33, 2007'de 34 bin 926, 2008'te 23 bin 631 traktör satıldığını ifade etti.

Erdoğan, CHP'li Mustafa Özyürek'in "mazot desteğinin sürüp sürmeyeceğini sorması üzerine, "(Mevcut durum) Aynen devam edecek. Sizin bu konudaki ricanızı popülizm olarak görüyorum. Ben ülkemin, bu noktadaki menfaatini düşünüyorum. Kusura bakmayın. Ülkemizin dışa bağımlı olduğu konularda, ürünlerde hiçbir zaman dıştan gelen zamma karşı, burada keyfi olarak fiyatları düşürümeyiz. Bunu yapamayız. Biz bunu dışarıdan alıyoruz" dedi.

Gazete manşetlerini gösterdi

Erdoğan, yanında getirdiği ve bazıları Deniz Baykal'ın Enerji Bakanlığı yaptığı dönemlere ait gazete manşetlerinin yer aldığı panoları göstererek, "Burada üzerime daha fazla gelirsen, o zaman ben sana şunu söylerim: Burada enteresan şeyler var" diyerek, bunları okumaya başladı.

Panoda bulunan "Akaryakıt darlığı halkı perişan etti" manşetini okuyan Erdoğan, laf atılması üzerine, "Kaça satarsan sat, o mal yoksa ben ne yapayım?" dedi.

"Aylardır tüpgaz alamayanlar geceleri de kuyruklarda geçirmeye başladılar", "Baykal, 'enerji darlığı sürecek' diyor" manşetlerini de gösteren Erdoğan, "Ben söylemiyorum, Sayın Baykal diyor, buyurun. Param var, gaz yok. Ben ne yapayım bunu?" diye sordu.

"İşte buyurun, 'devalüasyon piyasaya kara bulut gibi çöktü, fiyat artışları önlenemiyor. Dün de sabun, zeytinyağı, deri ve kösele fiyatlarına zam geldi, akaryakıt zammı yürürlüğe girdi, şeker satışları dün durduruldu" manşetlerini okuyan Erdoğan, "Var mı böyle bir şey? Bitmedi. '5 litre benzin 500 lira, akaryakıt darlığı yüzünden cinayet işlenmeye başlandı. Kırıkhan'da benzin kuyruğunda bir kişi öldü; 6 kişi yaralandı" manşetlerini gösterdi.

Baykal'ın temiz havaya ne kadar hassas olduğunu bildiğini, kendisinin İstanbul'da doğup büyüğünü anlatan Erdoğan, bir panoyu daha göstererek, "Sene 1992, kaldırın şu pisliği. Bunu SHP belediyesi kaldıramadı. Kim kaldırdı bu pisliği? Bu fakir orada işbaşına geldi kaldırdı. Biz kaldırdık" diye konuştu.

Erdoğan, hava kirliliğinden dolayı o dönemde bir gazetenin maske dağıttığını belirterek, vatandaşın maskeyle kentte dolaştığını kaydederek, "Biz geldik maskeler kalktı ve temiz hava İstanbul'a hakim oldu" dedi.

"Rüşvet, SHP'ye böyle aktı" manşetini de gösteren Erdoğan, CHP'li Özyürek ve bazı milletvekillerinin tepki göstermesine, "Demin Genel Başkanınız burada tabloları gösterirken gayet memnundun da ben gösterirken niye rahatsız oluyorsun? Rahatsız olma" karşılığını verdi.

Erdoğan, 2002'de açılan şirket sayısının 30 bin 842 iken bu rakamın 2007'de 55 bin 351'e ulaştığını söyledi. 2008 Ocak-Ekim ayında açılan şirket sayısının 43 bin 239, kapanan şirket sayısının ise 7748 olduğunu belirten Erdoğan, Özyürek'e, "Muhasebecisiniz, bilirsiniz bunları" dedi.

Kişi başına GSYİH'nin 2002'de 3517, 2007'de 9305 dolar, bu yıl sonu itibarıyla ise 10 bin doları geçeceğine işaret eden Erdoğan, "Bunun da müjdesini veriyorum" diye konuştu.

"Telekom satışı bir rekordur"

Telekomun satışı konusunda Baykal'ın eleştirilere de değinen Erdoğan, "Bir gerçeği gözden kaçırmayalım. Bir defa Telekom satışı bir rekordur. Bakın o günkü gazetelerin başlıkları..." diyerek gazete kupürlerini gösterdi.

Erdoğan, "Biz yeni bir anlayışı ülkede egemen kıldık. Devlet, ekonominin, ticaretin içinden çekilecek, özel sektör orada rol alacak. Özel sektörün rol alması sebebiyledir ki bugün hamdolsun devletin zarar eden iflasa giden şirket sayısı yok denecek kadar az. Bunu yakaladık" dedi.

Adıyaman'da şirketlerin kapatıldığı bilgisinin yanlış olduğuna işaret eden Erdoğan, Adıyaman Valisinin açıklamasına göre kapanan şirket sayısının 22 değil, 2 olduğunu söyledi. Erdoğan, "Sayın Baykal, bilgiyi kaynağından alırsanız yanınızdakiler sizi yanıltmamış olur" diyerek sözlerini tamamladı.


DTP'li Türk'ten Erdoğan'a faşizm cevabı