Politika

'Erdoğan'dan bir 'Don Kişotluk' örneği'

Gazeteci Semih İdiz, Başbakan Erdoğan'ın Washington'da Brookings Enstitüsü'nde yaptığı konuşmada 'İran'a nükleer silah yapma diyenlerin de nükleer silahının o

17 Kasım 2008 02:00

Gazeteci Semih İdiz, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Washington'da Demokratların en önemli düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü'nde yaptığı konuşmada 'İran'a nükleer silah yapma diyenlerin  de nükleer silahının olmaması lazım' sözünü sarf etmesini gereksiz bir 'Don Kişotluk' örneği olarak nitelendiriyor ve bu açıklamanın ABD'de yönetimi devralmaya hazırlanan Demokratlar nezdinde Türkiye imajını olumsuz etkileyeceğini iddia ediyor.

Milliyet gazetesi yazarı Semih İdiz'in 'Erdoğan'dan bir 'Don Kişotluk' örneği' adlı  köşe yazısı (17 Kasım, 2008) şöyle:

Cengiz Çandar, Radikal’de önceki gün çıkan ve Başbakan Erdoğan’ın ABD’deki temasları çerçevesinde - “Demokratların düşünce tapınağı” sayılan - Brookings Enstitüsü’nde vereceği konuşma ile ilgili “ön değerlendirmesinde” şunu belirtiyordu:

“Tayyip Erdoğan’ın Brookings’de konuşmak istemesini, bir anlamda Obama yönetimi önünde şimdiden ‘görücüye çıkma’ niyeti olarak anlayabiliriz. Bu bir ‘eleştiri’ değil, Başbakan’ın geleceğe yönelik doğru bir ‘yatırım’ı olarak da algılanabilir.”

Bu yazı yayımlandığında Erdoğan’ın konuşması gerçekleşmişti. Belli ki Çandar yazısını konuşmadan önce kaleme almış. Zira, Erdoğan’ın niyeti gerçekten “geleceğe yönelik doğru bir yatırım yapmak” idiyse, İran’ın nükleer programıyla ilgili sözlerinin aksini yaptığını o da teslim ederdi.

Erdoğan çam devirdi

Özetle “köprü kurmayı” bırakın, Erdoğan, Obama yönetimi daha işe koyulmadan bir diplomatik çam devirdi. Bunu yaparken de bizce tam anlamıyla bir “Don Kişotluk” örneği sergiledi.

Peki neydi Erdoğan’ın, sadece Obama yönetimini değil; mevcut konjonktürde herhangi bir ABD yönetimini kızdıracak olan sözleri? “İran’a ‘Nükleer silah yapma’ diyenlerin de nükleer silahının olmaması lazım.” Başbakan’ın söylediği buydu.

Burada nükleer güçlere sahip ABD geliyor akla tabii. Erdoğan bu surette ABD’yi İran ile bir nükleer denklemin içine sokmuş oluyor. Bu Tahran’ı kuşkusuz çok memnun edecektir. İslami kesimi de.

Başbakan’ın bilmedikleri

Ancak bu sözler sadece ABD’yi değil, Türkiye’nin NATO müttefiklerini de kızdıracak nitelikte. Öyle anlaşılıyor ki Başbakan Erdoğan İttifakın nükleer politikasından haberdar değil. Bu politikanın oluşumunda Türkiye’nin onayı olduğunu da bilmiyor.

Sözlerinden bu anlaşılıyor. Özetle Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin ABD önderliğindeki NATO nükleer stratejisinin oluşumunda ve ilgili sistemlerin konuşlandırılmasında oynadığı önemli rolün farkında değil.

Bu sözlerin, hükümetin, bir çok nesnel faktör nedeniyle birlikte çalışmak zorunda olduğu yeni ABD yönetimiyle henüz “tanışmadığı” bir sırada söylenmesi işi daha da vahim kılıyor tabii.
Çok dikkatli olmalıyız

Dış politika danışmanları Erdoğan’a diplomasinin öyle “düz mantığın” geçerli olduğu bir alan olmadığını anlatmalı. Bu nedenle “dümeni” elinde tutanların çok dikkatli konuşmalarını gerektiren bir alandır diplomasi.

Çünkü, düşüncesizce söynenen sözlerin tahribatı büyük olabiliyor.
ABD ile ilişkilerimizde bilinmeyenlerle bezenmiş yeni bir dönemin arifesindeyseniz...
Umutlu olmamızı gerektiren nedenler var. Ancak durum yine de çok daha dikkatli olunmasını gerektiriyor.

Obama yönetimi ile Ermeni sorunundan Kıbrıs meselesine, ABD’nin Irak’tan çekilmesinden İran’ın nükleer emellerine kadar birçok konuda karşılıklı çıkarları gözeten bir diyalogun gerekeceği ortada.

Bu arada, Güvenlik Konseyi üyeliği de Türkiye’ye, dünyayı ilgilendiren hassas konularda çok daha ciddi olma yükümlülüğünü getiriyor. Hal böyle olunca Başbakan Erdoğan’ın bu çıkışına “diplomasi mantığı” açısından anlam vermek gerçekten güç.