Gündem

Erdoğan'dan Bahçeli'ye: Yatıyor kalkıyor, Erdoğan da Erdoğan; niye bu kadar bana sevdalı anlamadım

"Hodri meydan, erken seçim' demişti, Şimdi 'erken seçim olmaz' diyor"

26 Ağustos 2015 17:16

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisine yönelik eleştirilerine tepki göstererek, "Yatıyor kalkıyor, Erdoğan da Erdoğan, Erdoğan da Erdoğan... Başka bir şey duydunuz mu konuşmada? Niye bu kadar bana sevdalı anlamadım" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen 10. Muhtarlar Toplantısı'nda konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından ilgili bölümler şöyle:

 

'Seçimde milli irade tecelli edecek, inşallah bunlara fırsat vermeyecek sonuç çıkacak ve istikrar devam edecek'

 

Her türlü hakareti yapanlar, şahsıma küfür hariç her türlü hakareti yapanlara hangi görevi verecektik? Kaldı ki, koalisyon hükümetine yanaşmayanlar, bırakın hadi bir erken seçim için beraber koalisyon oluşturalım davetine hayır diyenlere neyin görevini verecektik? Kaybedecek zamanımız yok.

Anayasada belirtilen 45 günlük sürenin bitmesiyle seçimlerin yenilenmesi sürecini başlattım. Anayasa gereği TBMM Başkanı’yla görüşmemi yaptı. Dün de Sayın Başbakan’ı davet edip, seçim hükümetini kurma görevini verdim. Yine dün YSK tekrar seçimin, yani erken seçimin tarihini 1 Kasım 2015 olarak açıkladı. Sayın Başbakan yeni Bakanlar Kurulu listesini onayımıza sunacak ve böylece süreç devam edecek. 1 Kasım 2015 erken seçimin, tekrar seçimin şimdiden hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Ben inanıyorum ki milletimizin iradesi, zaman zaman milli iradeyi tanımayan yakıştırmasını yapanlar var. Önce aynaya baksınlar. Bir defa, ben bu makama milletin iradesiyle geldim. Milletin iradesiyle geldiğim halde, ana muhalefetin başkanı ne diyor, parlamentoda Cumhurbaşkanı’nı seçelim. Eskiye dönüş gibi bir defteri var. Biliyorlar ki milletin iradesi onlara hiçbir zaman teveccüh etmeyecektir. Kendilerine göre yorumlar yapıyorlar. İşte Sayın Başbakan’la ilgili, aramızdaki ilişkilerle ilgili birçok garip garip yaklaşımlar yapıyorlar. Görev alanım neyse, o görev alanı içinde hareket ederim. Başbakan’ın da görev alanı bellidir.

Bu süreçle ilgili şahsıma yöneltilen eleştirilerin hiçbiri doğruyu yansıtmıyor. Milletin önüne ikna edici çözüm koyamayanlar şahsımı hedef alarak sorumluluktan kaçmaya çalışıyorlar. Varsa, yoksa Erdoğan aşağı, Erdoğan yukarı. Ya seçime ben girmeyeceğim ki. Seçimde milli irade tecelli edecek, inşallah bunlara fırsat vermeyecek sonuç çıkacak ve istikrar devam edecek.

Bütün bunlar ortada olmanın yanında Türkiye’nin güçlenmesini bu dönemde hazmedemeyenler çıktı. İçeride de dışarıda da çıktı. Hala var mı bunlar. Var. Türkiye’ye ayrımcılığı sokmanın gayretinde olanlar var. İşte buna fırsat vermemek için tekrar inanıyorum ki önümüzdeki 1 Kasım istikrar mı, istikrarsızlık mı, bunun seçimi olacaktır. Buna gayret etmemiz lazım.

TDK sözlüğünde siyaset “devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış” olarak tanımlanıyor. Siyaset insanları yönetme sanatıdır. Ben Cumhurbaşkanı olarak böyle davranıyorum. Sizler,  mahallenizin, köyünüzün muhtarı olarak bu şekilde hareket ediyorsunuz. En küçük bir hazırlığı olmayanlar parti içi mücadeleyi siyaset yapmak sanıyorlar.

Asıl önemli olan ne söylediğinizdir, nasıl, kime söylediğinizdir. Ülkenin ve milletin hayrına hiçbir söz söylemiyorsanız, ağzınızdan küfür ve hakaretten başka bir şey çıkmıyorsa o sözün bir kıymeti yoktur.

Bir kısmı bir yerden aldıkları emri hemen ortaya koyuyorlar. Seçim sonrası ilk konuşmamda egoların bir kenara bırakılarak süratle hükümet kurulması gerektiğini açıkça ifade etmiştim.

Birileri de “hodri meydan, erken seçim” demişti. Şimdi “erken seçim olmaz” diyor.

Bu ülkede milletin iradesine saygı konusunda kardeşinizden daha ileride kimse yoktur. Bunu biliniz.

Aksini iddia edenler dönüp kendi geçmişlerine, kendi partilerine nasıl geldiklerine baksınlar. Seçimin yenilenmesinin faturasını şahsıma çıkartanlar kendi kabahatlerini gizleme peşindedir. Meclis’te güvenoyu alacak  hükümet kurulmuş da ben mi buna engel oldum? Milletin desteğini alarak kavuşamadıkları imkanları şark kurnazlığıyla elde etmeye çalışanlara, kusura bakmasınlar, geçit vermedim, vermem.

Anayasaya da saygıları yok. Hadi koalisyon şartlarında anlaşamadınız. Peki, seçim hükümetinde yer almaktan niçin kaçıyorsunuz? Sayın Başbakan seçim hükümeti kuralım dedi, ondan niye kaçıyorsunuz? Yapmaya çalıştığınız kurnazlığın, milletimiz farkında değil mi sanıyorsunuz? Dert başka, dert başka. Hadi buyur, bir erken seçim var. Hadi buyrun hepiniz burada, TBMM sayıları belirledi, 5,3,3 dedi. Görev alacaksınız, buyurun. Hadi 2 ay, 1 Kasım’a kadar beraber yürütün, niye yürütmüyorsunuz? Bunların derdi bu ülkeye hizmet değil, terörle mücadele değil. Dertleri, 1 Kasım’da hangi tuzakla biraz daha karlı çıkarız. Dertleri bu. Bunlar hiçbir zaman bir yük alalım, bir risk alalım, bu ülkeye hizmet edelim, asla böyle bir şeyleri yok. Geçmişe baktığınızda da bunların dikili ağacı yok.

Açık konuşmak zorundayım. 2002’de göreve geldik, 3,5 yıl bu ülkeyi yönetenler vardı. Kim olduğunu biliyorsunuz. Niye 5 yıl yönetmediler de bırakıp kaçtılar? Neden? Yönetemediler. Yine aynı havada dolaşıyorlar. Samimi olalım samimi. Bu millete hizmetin bir bedeli var. Ne diyoruz, halka hizmet, Hakk’a hizmettir.

 

'Yatıyor kalkıyor, Erdoğan da Erdoğan, Erdoğan da Erdoğan... '

 

Yatıyor kalkıyor, Erdoğan da Erdoğan, Erdoğan da Erdoğan... Başka bir şey duydunuz mu konuşmada? Niye bu kadar bana sevdalı anlamadım. Çok garip. Yetmediği zaman hakaret, çok çirkin yollara düşüş, anlamak mümkün değil. Türkiye’yi Cumhurbaşkanı’nın değil, TBMM’nin seçime götürmesini sağlayan tüm yolları kapattığını milletin anlamadığını mı sanıyorsunuz?

Anayasa gereği nasıl kurulacağı belli olan seçim hükümetinde yer almayarak ortaya çıkardığınız tablonun milletimiz idrakinde değil mi sanıyorsunuz?

Bu millet asla dayatmaya, alavereye, dalavereye gelmez. Dürüst olacaksınız, harbi olacaksınız. Parti içi mücadele yöntemlerini tüm Türkiye’ye teşmil etmeye kalkanlar bu sinsiliğin bedelini ödeyecektir.