Başbakan Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’de basına yönelik baskıların eleştirildiği raporuna tepki gösterdi: Ankara’yı ziyaret edecek olan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a ‘Bu nasıl rapor’ diye soracağım
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı ve Türkiye’de basına yönelik baskıların eleştirildiği rapora da tepki gösterdi. Doğan Grubu’nun uluslararası kampanyası neticesinde bu iddiaların raporda yer aldığını öne süren Erdoğan, Türkiye’yi ziyaret edecek ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a “Bu nasıl bir rapor” diye soracağını söyledi.
Başbakan, Van gezisine giderken bu defa uçağına The Economist Temsilcisi Amberin Zaman, El Cezire Türkiye Temsilcisi Yusuf el Şerif, AFP ajansı muhabiri Hande Çulpan, Bloomberg ajansından Mark Bentley ve Der Spiegel dergisinin temsilcisi Daniel Steinworth’u davet etti.
Amberin Zaman, Erdoğan görüşmesinin detaylarını dün Taraf gazetesinde yazdı. Erdoğan’a, ABD Dışişleri Bakanlığı’nca geçtiğimiz günlerde yayımlanan insan hakları raporunun Türkiye bölümünde yer alan, basına yönelik baskılar eleştirisini nasıl değerlendirdiği soruldu.
“Bu nasıl bir rapor, soracağım Hillary Clinton’a” serzenişinde bulunan Erdoğan, isim vermeden Doğan Grubu’na yüklenerek Clinton’a, “ABD Maliye Bakanlığı bu tür bir vergi kaçakçılığı karşısında nasıl bir tavır alır” sorusunu da yönelteceğini ekledi. Herhangi bir meyda grubuna yönelik boykot çağrısında bulunmadığını iddia eden Erdoğan, sadece kendi partisine ilişkin yalan yanlış haberler yayınlayan, ailesi ve çocukları ile uğraşan yayın organlarını evlerine sokmamaları uyarısında bulunduğunu ifade etti. Erdoğan, “Yarası olan gocunur” dedi.
‘Hazırlık içindeler’
“Partinize, Türk demokrasisine yönelik bir takım güçlerin uğraşları sürüyor mu?” sorusuna Erdoğan şu yanıtı verdi: “İktidarımızı hazmedeyenlerin çabası sürüyor. Aynı tür hazırlıklar içerisinde olanlar yine var. İstedikleri kadar yapsınlar bumerang gibi geri gelip vurur onları. Nihai kararı veren halk. Erdoğan’ı bir tek halk mağlup eder.”
“Siyaset benim için vazgeçilmez, ama koltuk vazgeçilmez değildir” diyen Erdoğan, AKP’nin içtüzüğü gereği kimsenin arka arkaya üç kezden fazla milletvekili adayı olamayacağını hatırlattı. İkinci kez Meclis’e seçilen kendisinin de son bir kez seçildikten sonra, hayatını birçok eski ABD başkanı gibi bir vakıf veya bir sivil toplum kuruluşunda yer alarak sürdürebileceğini belirtti.
Erdoğan, yerel seçimlerdeki aday belirleme sürecinde her kesimden görüş aldıklarını, hatta bazı adayların içine sinmediğini vurguladı. İsrail’in hep “yanlış yapıp” ardından özür dilediğini de belirten Erdoğan, “Özrü çok ucuz hale getirdiler” yorumunda bulundu.
Raporda ne vardı?
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık İnsan Hakları Raporu’nda, basının savcılar tarafından sürekli olarak taciz edildiğine, haklarında yüklü tazminat davalarının açıldığına dikkat çekildi. Başbakanlık tarafından iptal edilen akreditasyonlara, Başbakan’ın karikatüristlere açtığı davalara da değinilen raporda, “Basın kuruluşlarına da sahip olan şirket yöneticileri, hükümeti eleştirirlerse işlerini kaybedecekleri kaygısıyla haber yapamıyorlar. Başbakan (Erdoğan), Almanya’daki bir yolsuzluğun partisiyle bağlantısını ortaya çıkaran medya kuruluşlarını sert bir dille eleştirdi” denildi.
