15 Temmuz Darbe Girişimi

Erdoğan’a suikast davası sanığı astsubay: Bir generalle göreve çıkacağım için gurur duydum!

"General elimi sıksa elimi yıkamam, bana verilen emri değerlendirmedim..."

28 Ağustos 2017 20:16

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a suikast iddiasıyla yargılanan sanıklardan Astsubay Erkan Çıtak, "General seviyesinde bir komutanla göreve çıkacağım için gurur duydum. Elimi sıksa elimi yıkamam. Öyle bir emir-komuta içerisinde görev yapıyorum" ifadelerini kullandı.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele düzenlenen saldırıyla ilgili davanın Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine devam edildi. Erdoğan’a suikast girişimi düzenleme iddiasıyla 43’ü tutuklu 47 kişinin yargıladığı davada, Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timinden Astsubay Erkan Çıtak, savunma yaptı.

Üstlerinin emirlerini sorgulamadan yerine getirdiğini söyleyen Erkan Çıtak, Temmuz 2016'da Ramazan Bayramı'ndan sonra 11 Temmuz günü birliğine katıldığını aktardı.

15 Temmuz günü telefonlarını kapatmalarının istediğini belirten Çıtak, “Ben de eve gittim. Yaklaşık bir saat sonra telefonumdan arandım, komutanın mesaiye çağırdığı söylendi. Özel görev olduğu söylendi. Mesaiye çağırılmam çok doğaldı” dedi.

Hazırlıkların ne için yapıldığını sorduğu arkadaşlarının da bilgisi olmadığını öne süren Çıtak, şunları söyledi:

"Sonra Taner binbaşı bizi topladı. Telefonlarımız toplandıktan sonra görevin ne olduğu açıklandı. Görevin bir terörist elebaşını almak olduğunu, buna bizim de dâhil olacağımızı söyledi. Özel kuvvet ekibinin de geleceğini, onlarla birlikte görevi icra edeceğimizi ifade etti. Bizim de ’emniyetçi’ olarak görev yapacağımızı söyledi. Neden terörist elebaşını almaya gidiyoruz önyargısı vardı. Bizim görevlerimiz arasında bunu yapmak yoktu. Ama biz de buna itiraz etmedik. Bunu yadırgamadık. Ülkenin gündeminde de terörle mücadele vardı.”

"General elimi sıksa elimi yıkamam"

15 Temmuz akşamı hazırlık yaptıkları sırada, Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’le aynı ortamda bulunmasının kendisini heyecanlandırdığını ifade eden Erkan Çıtak, savunmasını şöyle sürdürdü:

“General seviyesinde bir komutanla göreve çıkacağım için gurur duydum. Generalle aynı ortama gelmem çok nadir. Ben 5 yıllık görev süremde nadir bir araya geldim. Elimi sıksa elimi yıkamam. Ben öyle bir emir-komuta içerisinde görev yapıyorum. Gökhan generali görünce yadırgamadım. Denizci birisi olsa yadırgardım ama burada bu generale saygı gösterdim. Benimle birlikte bir general olduğu için gurur duydum.”

Cephanelikten iddianamedekinin aksine 15 bin mühimmat aldığını iddia Çıtak, şöyle devam etti:

“Bunu 25 bin 40 binlere çıkarmanın anlamı yok. Tim içerisindeki görevimi öğrendim. Marmaris’e gideceğimizi duydum diye hatırlıyorum. Buraya gitmek yadırganacak bir durum değil. Pist başına gitmemiz söylendi. Buraya gittiğimiz sırada sıkıyönetim ilan edildiğini, emrin Genelkurmay’dan geldiğini duydum. Gökhan generalden duymadım ama böyle bir şeyler duydum. Bana verilen emri değerlendirmedim. Ülke çapındaki tüm özel birliklere böyle görev verildiğini düşündüm."

"Birkaç tane memura plastik kelepçe taktım"

Helikoptere bindikten sonra olayların kontrolden çıktığını öne süren Erkan Çıtak, çatışmanın yaşandığı anları şöyle anlattı:

“Helikoptere bindik. Bindikten sonra her şey kontrolümüzden çıktı. Marmaris’e geldikten sonra aşağıya indik. Yol üzerinde olaylara dâhil olduk. Önde olan tim Turban Otel tarafından girdikten sonra biz de emniyet personeli olarak görev aldık. İçerideki ekipten haber alamayınca ilerledik. Birkaç tane sivil memur getirdiklerini gördüm. Bunlara verilen emir doğrultusunda plastik kelepçeyi taktım. Ama zorlamada bulunmadım. Şükrü Seymen, ‘Polislerle işimiz yok’ deyince görevin farklı olduğunu anladım. Burada ateş altında kaldık. Polisle karşı karşıya gelmemek için sahile geçtik. Sahil boyunca da devam edip araziye çıktık. Bu arada kimsenin zor kullandığını da görmedim. Sonuç olarak göreve dâhilden ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Bu nedenle olayları ince ayrıntısına kadar kendi ayrıntılarımla anlattım. Kimseyi suçlamak istemiyorum.”

Sıkıyönetim ilan edildiğini duyduğu için görevden geri çekilmesinin mümkün olamayacağını savunan Çıtak, “Göreve bilinçli olarak gittiğimiz söyleniyor. Bir arada durduğumuz alan yok. Toplu olarak durduğumuz sırada verilen emir de yok. Bana emir veren Taner binbaşı da terör örgütünün başındaki adamı alacağımızı söylüyor zaten. Tüm tanıklar, gizli tanıklar da dâhil Cumhurbaşkanı’nın canına kast edileceği beyanında bulunmamışlardır” dedi.

"Kaçmadık, teslim olduk"

Neden araziye çıktıkları ya da teslim olmadıklarına dair önyargılar da bulunduğunu belirten Erkan Çıtak, “Sahildeki durumumuz kötüydü. Karşıya ateş etmedik, boş kovanları görünce, özel harekât timleri gelince bu psikolojiyle araziye çıktık. Taner binbaşı da rahatsızlanınca bunun sonunun olmadığını söyledik, artık ne olursa olsun yola çıktı. Biz kaçarken yakalanmadık, ben teslim oldum. Ancak adil yargılandığımızı düşünmüyorum. Tanık beyanları bizim gitmemizden önce başka grupların Marmaris’e geldiğine yönelik beyanlar var” ifadelerini kullandı.

Tanık ifadelerini okuyan Erkan Çıtak, kendisinden önceki suikast timi sanıklarının yaptığı gibi başka bir grubun çatışmaya girdiğini, balistik inceleme ve adli tıp raporlarında çelişkiler bulunduğunu iddia etti.

"Hakaret etmeye hakkın yok"

Fetullah Gülen cemaatine üye olmadığını savunan Çıtak, “Dosyada bulunan Bank Asya hesabı, babama ait ve 2014 yılından önce açılmıştır. Bir diğer durum da Konya’da görevli Mustafa Dönmez’in beni örgüt üyesi olarak suçlaması. Örgütte hücre yapılanması varsa bu kişi bu kadar ismi nereden biliyor. Ben kendisini ne gördüm ne de tanırım. Bir araya gelmişliğimiz de yoktur” şeklinde konuştu.

Bu sırada Erkan Çıtak’ın sarf ettiği bazı hakaret içerikli sözler üzerine sözünü kesen Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Emirşah Baştoğ, “Yalan olduğunu söyleyebilirsin, ama hakaret etmeye hakkın yok. Yarın beraat edersen tazminat davası açarsın. Yasal yollara başvurursun. Hakaret etmeye hakkın yok” dedi. 

Duruşmada "suikast timinde" görev yapan MAK timi üyesi Ömer Faruk Göçmen'in ifadesi uzayınca duruşma yarına ertelendi. Bu arada mahkeme, sanıklar arasında bulunan Dalaman Deniz Üs Komutanı Albay Cenk Bahadır Avcı'nın eşi Elif Didem Avcı'nın duruşma salonunun krokisini çizmesiyle ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'nın inceleme başlatmasını istedi. Bu arada Ankara'da sorgusu süren duruşma sanıklarından Özcan Karacan'ın ifadesinin dava dosyasına konulup konulmayacağı konusunda daha sonra değerlendirme yapılmasına karar verildi.