Gündem

"Erdoğan'a karşı yapılan konuşmayı ben alkışlamadım"

Davanın odak noktası 2014 yılındaki TUSKON toplantısı

27 Ekim 2017 18:26

Gülen cemaatinin finans ayağına dönük soruşturma ve dava kapsamında yargılanan eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı ve kapatılan TUSKON’un başkanı Rızanur Meral, Genel Sekreteri Mustafa Muhammet Günay ile ve iş adamı Faruk Güllü’nün de aralarında bulunduğu 84 sanıklı TUSKON davasında sanıklar savunma yapmaya devam ediyor. Savunma yapan tutuklu sanık Cahit Durmaz, 2014 yılındaki TUSKON toplantısına ilişkin olarak, "Konuşmalarda hakaret olunca sinirlendim. Bu böyle olmaz dedim, salonu terk ettim. Ben alkışlamadım" dedi.

Pazartesi günü başlayan duruşmalarda iş adamları "Terör örgütü yöneticiliği" ile suçlanıyor. Fetullah Gülen ve Rıza Nur Meral de davanın firari sanıkları arasında. Kavurmacı'nın pazartesi günü savunma vermesi bekleniyor. 

Alkışlayan iş insanlarını tek tek tespit ettiler

İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, TUSKON'un 1 Mart 2014 tarihinde düzenlediği Genel Kurul toplantısını incelemeye almış, Mali Şube Müdürü Ömer Kumlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın tehdit edildiği konuşmayı ayakta alkışlayarak destek veren iş adamlarının tek tek tespit edilmesi için özel bir ekip oluşturulmuştu. Ekipleri, Samanyolu televizyonunda yayınlanan görüntüleri incelenerek, Genel Kurul toplantısına katılan iş adamlarının büyük bir bölümü ve TUSKON Başkanı Rıza Nur Meral'in de aralarında bulunduğu 187 iş adamına gözaltı kararı çıkarılmıştı. 15 ilde bin polisle gerçekleştirilen operasyonda çok sayıda iş adamı hakkında gözaltı kararı verilmişti.

TUSKON Başkanı Rıza Nur Meral toplantı sırasında yaptığı konuşmada, "Ama sokakta, otobüste kahvede, medyada, duyup gördüklerimize ve işittiklerimize göre, şuna da inanıyorum ki, yakın gelecekte, kimlerin inlerde yaşadığını, kimlerin saklanacak in arayacağını, kimlerin müsvedde, kimlerin asıl olduğunu herkes görecek" ifadesini kullandı.

O isimler hakim karşısındaydı

'Fetullahçı Terör Örgütü’nün iş dünyası yapılanmasına yönelik davada hakim karşısına çıkan TUSKON Yönetim Kurulu üyesi Yüksel Nalbant, “Ben terörist değilim. Terör örgütü olduğunu bilseydim, bu adamlara selam vermezdim” dedi.

Nalbant, kendini şu sözlerle savundu:

“Geçmişte TUSKON toplantılarına Ak Parti hükümetinden bakanlar da katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan plaket aldım çalışmalarımdan dolayı. O dönemdeki toplantılarda dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da vardı. Benim katıldığım TUSKON toplantısında hukuk dışı konuşmalar olmadı. Bu örgütün devlete sızmasını erken fark edemedim. TUSKON’un Başkanı Rızanur Meral’ın istifa ettiğini de avukatımdan öğrendim."

“15 Temmuz darbe girişimi öncesi 3 defa istifamı sözlü ve yazılı olarak sundum ancak kabul edilmedi. Hain darbe girişimi ile de istifamı verdim. Darbe girişimi başarılı olsa yine de hapse atılacaktım. İstifa etmem delil olarak kullanılacaktı, hain ilan edilecektim.”

Davanın tutuklu sanıklarından TUSKON Yönetim Kurulu üyesi Cavit Durmaz, savunması sırasında Bank Asya’ya yatırdığı 8.8 milyon lirayı hatırlamadı.

Banka manipülasyonu olabilir

86 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanık Cahit Durmaz savunma yaptı. Durmaz 2014'teki toplantıya ilişkin, "Konuşmalarda hakaret olunca sinirlendim. Bu böyle olmaz dedim, salonu terk ettim. Ben alkışlamadım." dedi. Hakim ise "Madem rahatsız oldun, salonu terk ettin. Peki makul sürede neden istifa etmedin?" sorusunu sordu.

Cavit Durmaz, Mahkeme Başkanı Ali Öztürk’ün, “Bank Asya’ya 8 milyon 800 bin TL yatırmışsınız” hatırlatması üzerine, “Böyle bir şey olması mümkün değil. Bank Asya’ya bu kadar para yatırılır mı? Belki yurtdışına para kaçıracaklardı. Banka manipülasyonu olabilir. Her bankada hesabımız vardır. Bu durumu şirketin muhasebe birimi bilir. Böyle bir para olması mümkün değil” diye yanıt verdi.

"Türkçe olimpiyatlarına destek verenler nerede?

Duruşmada savunma yapan Sami Zeki Azak ise şunları söyledi: “Devlet zamanında ‘Hizmet hareketini’ destekledi. Ben de devletin çağrısına uydum. Devletin aldanmasını kabul ediyoruz da benim yanılmamı niye kabul etmiyorsunuz? Türkçe Olimpiyatları destek verenler şu an nerede? Ben de onlara güvendim. Sadece basit bir insanım. Beni FETÖ’ye mensup olarak yargılamak bu kadar basit olmamalı” dedi.

Savunmasını yüksek sesle yapan Azak, ‘Ali Babacan, Faruk Çelik, Ekmeleddin İhsanoğlu, MHP’li Oktay Vural olmak üzere çeşitli siyasetçiler, zamanında derneği ziyaret ettiler. Ben sadece iş adamıyım. FETÖ’yü MİT, Genel Kurmay Başkanlığı istihbarat edememiş, ben nasıl edeyim?” deyince, Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, “Şov yapmayı kes. İddianamedeki isnat, senin aldanan olduğun değil, aldatan olduğundur. Sesini yükselterek şov yapma” diye çıkıştı.

Duruşmada savunma yapan Sami Zeki Azak ise şunları söyledi: “Devlet zamanında ‘Hizmet hareketini’ destekledi. Ben de devletin çağrısına uydum. Devletin aldanmasını kabul ediyoruz da benim yanılmamı niye kabul etmiyorsunuz? Türkçe Olimpiyatları destek verenler şu an nerede? Ben de onlara güvendim. Sadece basit bir insanım. Beni FETÖ’ye mensup olarak yargılamak bu kadar basit olmamalı” dedi.

"Samanyolu Dijitürk'ten çıkarılınca aboneliğini neden iptal ettin?"

Savcı, Digitürk'ün Samanyolu Yayın Grubu'nu platformdan çıkarmasının hemen ardından Digitürk aboneliğini iptal eden tutuklu sanık Oğuz Kaan Gündüz'e, "Fanatik Beşiktaşlı olduğunu söylüyorsun, Beşiktaş'ın şampiyon olduğu sene Digitürk aboneliğini iptal ediyorsun" diye sordu. Gündüz bu soruyu, "Hakeme, maça kızıyordum aboneliğimi iptal ediyordum" sözleri ile yanıtladı.

Sanık Gündüz, Bank Asya'daki hesap hareketliliğine ilişkin olarak da, "Babam döneminde Bank Asya hesabımız açıldı. Babam vefat edince biz devam Fetullah Gülen'in talimatıyla olmamıştır" dedi. Gündüz, Samanyolu Yayın Grubu'nun Digitürk'ten çıkarıldıktan iki gün sonra Digitürk aboneliğini iptal etmesi ile ilgili olarak, "Ben fanatik Beşiktaşlıyım. Futboldaki gelişmelere paralel olarak Digitürk'e abone olup iptal ettiriyordum. Digitürk iptalim, Samanyolu Yayın Grubu ile ilgili değildir, tamamen futbolla ilgilidir" diye yanıtladı.

"İşletmemi büyütmek için Tuskon'a üye oldum"

FETÖ üyesi olmadığını öne süren Kurt, "Ben adı geçen FETÖ terör örgütü üyesi değilim. Hiçbir zaman da olmadım. Ben TUSKON'un üyesiyim. Küçük bir işletme kurdum işletmemi büyütebilmek için TUSKON'a gittim. Orada elde ettiğim çevreyi kaybetmemek için 15 Temmuz'a kadar orada kaldım. Nasılsa barışırlar diye düşündüm. Sonra istifa ettim. 17 - 25 Aralık'tan sonra eskisi gibi arkadaş olacaklarını düşündüğümden ticari ilişkilerimi ve çevremi kaybetmemek için buraya kadar geldik. Evet, ben TUSKON'da çalıştım. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve 10'dan fazla bakanla yurt dışı gezisi yapmış bir insanım. O dönem TUSKON'a üye olan herkesin yurt dışına gitme imkanı vardı" dedi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından TUSKON'a yönelik yapılan soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede, firari şüpheliler Fetullah Gülen, TUSKON Başkanı Başkanı Rızanur Meral, TUSKON Genel Sekreteri Mustafa Muhammet Günay hakkında, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyet hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Silahlı terör örgütü yöneticiliği" ve "Özel belgede sahtecilik" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis 25 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

İstifa eden İBB Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı iş adamı Ömer Faruk Kavurmacı, Mehmet Fatih Baltacı, Mustafa Şevki Kavurmacı, Ahmet Tuzlu, Cahit Durmaz ile iş adamı Faruk Güllü'nün de aralarında bulunduğu 83 işadamı hakkında ise "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Şüphelilerden Ramazan Erdem, Serkan Ercan ve Süleyman Tari hakkında ayrıca "Özel belgede sahtecilik" suçundan 1'er yıldan 3'er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor.