Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çevrecileri hedef alan eleştirilerine Avrupa’dan tepki geldi.
AB - Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, uzlaşı ve diyalog telkinlerinin yapıldığı bir ortamda Erdoğan’ın çıkışının “çok kötü bir sinyal” olduğunu belirterek, “Eğer Başbakan, çevre konusunda bu yaklaşımla hareket etmeye devam ederse ulaşacağı bir nokta olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Hükümetlerin, çevre konusunda halkın desteğine ihtiyaç duyduğunu söyleyen Lagendijk, “Sorunları halkın kafasına vurarak halledemezsiniz” diye konuştu. Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu üyesi olan Lagendijk, her Avrupa ülkesinde çevre konusunda protestolar düzenlendiğini ve bunun gayet normal olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Kötü bir görüntü’
“Başbakan’ın bu tür açıklamalar yapıyor olması Türkiye açısından çok kötü. AB perspektifi açısından bakıldığında da açıkça şu söylenebilir, bu yaklaşım çevreyle ilgili konuları ele alma açısından doğru bir yol değil. Protestolara ya da eleştirilere yönelik olarak bu yolu tercih ediyorsanız doğru yolda değilsiniz demektir. Savundukları fikirleri paylaşır ya da paylaşmazsınız. Bu başka bir konu ama en azından protesto etme ve gösteri yapma haklarına saygı göstermek durumundasınız.”
Türkiye’nin müzakere sürecinde ilerledikçe AB müktesebatının en zorlu başlıkları arasında yer alan çevre politikalarını uygulamak durumunda kalacağını hatırlatan Lagendijk şunları söyledi:
“Eğer benimsenen yaklaşım buysa, benim pek umudum yok ve ciddi anlamda şüpheciyim. Hükümet, gelecek açısından Türkiye için bu kadar büyük önem taşıyan bir konuda, bazen kendilerini bir şeyler yapmaya zorlayan, protestolar yapan aktif bir çevreci hareket olmasından memnuniyet duymalı. Bu demokrasinin bir parçası. AB’den diyalog ve uzlaşı telkinleri geldiği bir dönemde, ilk fırsatta ve böylesine önemli bir konuda, bu çıkışı yapması dikkat çekici.
Çevre gibi bir konuda, ‘Bu işi hükümete bırakın, biz hallederiz’ mantığının sonu yok. Çevre konularını halkın ve sivil toplumun desteği olmaksızın halledemezsiniz. Sorunları halkın kafasına vurarak çözemezsiniz.”
‘Çevrecinin daniskasıyım’ söylemi gerçeği yansıtmıyor’
Lagendijk, Erdoğan’ın “Çevrecinin daniskası benim” söylemini doğrulayacak verilerin olmadığı görüşünde:
“Bu söylem Türkiye gerçeklerini yansıtmıyor. Çevre, şu ana kadar hükümetin görünmez politikaları arasında yer aldı. Her şeyden önce güçlü bir çevre bakanlığı yok.
Her geçen gün çevre konusundaki talepler yükselecek, bu nedenle daha gözle görülür ve güçlü bir çevre bakanlığı gerekli.”
AB’nin çevre konusunda Türkiye’nin peşini bırakmayacağını ve kuralların uygulanması konusunda ısrarcı davranacağını kaydeden Lagendijk, Erdoğan’ın çıkışının AP’nin Türkiye Raporu’nda yer alacağını söyledi.
‘AB’ye de esas çevreci benim mi diyecek?’
Avrupa’da birçok hükümetin, protestolar sonucunda çevreyle ilgili projelerini değiştirmek durumunda kaldığını ifade eden Lagendijk, Türkiye için de durumun aynı olması gerektiğini söyledi:
“Hükümet, çevre müktesebatını uygulamak için hem AB’nin hem de ülkedeki tüm kesimlerin desteğine ihtiyaç duyacak. Maliyeti çok yüksek bir konu ve bu nedenle uzlaşıya ihtiyacınız var. Halkın sizin yanınızda olması gerekir ki sonuç alabilesiniz. Bu tavrı değiştirmemesi halinde AB’ye de ‘Sizin çevre yasalarınız beni ilgilendirmiyor. Asıl çevreci benim mi diyecek?”