04 Ağustos 2021 21:31
"Öncelikle son günlerde yaşadığımız bu orman yangınlarında ve sellerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Selin hemen ardından Rize'ye gittik. Oradaki vatandaşlarımızla bir araya geldik ve günübirlik de olsa Rize'den Arhavi'ye geçtik. Oradaki vatandaşlarımızla miting türü bir buluşmamız oldu. Gerek esnaf gerekse oradaki selin istila ettiği evlerin durumu çok manidardı, üzücüydü. Bir taraftan valilerimize zarar tespiti noktasında gerekli talimatları verdik ve bu zarar tespitleriyle beraber de süratle bu zarar tespitlerini yapalım ki hem ayni hem nakdi ne yapacağımızı bilelim. Bunun için kendilerinden birkaç gün içinde neticeyi almayı istedik. Valilerimizin çok daha seri hareket etmelerini istedik. Bir taraftan da ödemelere başlanması talimatını verdik. Anında konut yapım işine de başlayalım istedik. 1 yıl içerisinde de TOKİ olarak bu konutları bitirip Rize ve Artvin'de, Arhavi'de buradaki konutların sahiplerine konutlarını inşallah teslim edeceğiz.
Yangın meselesine gelince, 8. gün ve bütün şiddetiyle devam ediyor. Otellerde kalanların tahliye edilmesi çalışmalarımız oldu. Denizden, karadan olsun boşaltma çalışmalarını gerçekleştirdik. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu yıl orman yangınlarında büyük artış yaşandı ve burada siyasete yer olmamalı. Düşünün ki 8 gün içinde 187 yangın çıktı. Bu 187 yangından şu anda 15 yangın devam ediyor. Bunların bir kısmı kontrol altında. 15 noktada devam eden yangınları kontrol altına alma çalışmaları da sürüyor. Örneğin burada şu anda ülkemizin önemli iş adamlarından birkaçının sahibi olduğu termik santral var ki bu termik santral adeta yanma tehdidiyle karşı karşıya. Gün boyu uçaklar, helikopterler söndürme çalışması yaptı. Şu anda 3 bakanımız oradalar. Bunu söndürebilmek için aşırı bir rüzgar durumu söz konusu olmasa söndürmek tabii ki kolay olacak. Bu mücadeleyi sürdürürken bir taraftan rüzgar tehdidiyle karşı karşıyasınız. Kozalaklarla beraber bu tehdidini genişleterek devam ettiriyor. Biz sadece bunlarla savaşmıyoruz, mücadele etmiyoruz. Bu ülkede muhalefet ayrı türlü bir sizinle mücadelenin içerisinde. 'Burada niye uçak, helikopter yok' gibi bir yalan terörü estiriliyor. Şu anda burada 16 uçak var. Bugün gelenlerle 20'ye çıktı. 51 helikopter var. 9 İHA var. Bunlar devrede, çalışıyor. 850 arazöz var.
Devlet olarak bizim görevimiz birinci derecede tarım, orman, hayvancılık, yani bütün bu ormanların bakımı, ıslahı ve yangınlar olduğu zaman bu yangınların söndürülmesi birinci derecede bizim sorumluluğumuz. Ama yerleşim bölgelerindeki bu tür yangın vesairelerin sorumluluğu büyükşehir belediyelerinin. Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya'da birinci derecede şehir merkezinde bu işin sorumlusudur. Muğla Büyükşehir Belediyesi birinci derecede onun sorumluluğundadır. İzmir, Aydın, Denizli aynı şekilde sorumluluğundadır. Onlar burada acaba ne tür bir imkan seferber ettiler, şu an ne yapıyorlar? Biz devlet olarak ormanda mücadelemizi sürdürüyoruz. 8 şehidimiz var, orman teşkilatımızda olan şehitlerimizdir. Arazöz diyoruz, arazöz noktasında devletin elindeki arazöz sayısı 637 adetti. 2021'de biz bu sayıyı 1078'e çıkardık. Su ikmal aracı 2002'de hiç yoktu. 2021'de 2081 adet su ikmal aracı var. İlk müdahale aracı 2002'de yok ama 2021'de 2270 adet var.
2002'de 14 adet 21 ton kapasiteli uçak var, 2021'de 682 adet bu çalışmayla birlikte iş makinası var. Bugün dünya adeta yangın tehdidi altında. Amerika'nın Kaliforniya'sı, Los Angeles'ı yanıyor, Rusya yanıyor, Kanada yanıyor. Kimse kalkıp da 'Rusya niye yanıyor' demiyor, diyemez. Rusya yanarken ben sayın Putin'le görüştüm, 3 tane uçak gönderdi bize OHAL'deyken, 4 tane de helikopter gönderdi. Onlar da bu çalışmada yer alıyor. Bu haritada dünyanın nereleri yanıyor, hepsi ortada. Afrika'nın yarısı yanıyor. İklim koşullarının tahrik ettiği, ortaya koyduğu böyle bir durum söz konusu. Kanada'da 4 bin 579 adet yangın çıkmış. Kanada'da 750 bin hektar alan yanmış. İspanya'da 448 orman yangını çıkmış ve 57 bin 600 hektar alan zarar görmüş. İtalya'da 1085 yangın çıkmış, 42 bin hektar alan bundan etkilenmiş. Bunların hepsini görüp Türk siyaseti ona göre değerlendirmesi lazım.
Orada oturanlardan biri dedi ki 'Benim varım yoğum bir traktör. Bana onu verin, yeter. Benim ekmeğim o.' Hemen arkasından biri daha geldi, 'Benim varım yoğum o traktördü' dedi. Biri daha gelip 'Benim de 2 taneydi' dedi. Ben Sanayi Teknoloji Bakanımıza talimatı verdim ve 'Bu traktörleri kendilerine ulaştıracaksın' dedim. Çünkü o traktör onun hem ineği, hem danası, hem koyunu, her şey o.
Biz birçok deprem olaylarıyla karşı karşıya kaldık. Bingöl depremi, Simav depremi, tüm buralarda o yıkılan yerleri adeta sıfırladık ve onların yerine yepyeni TOKİ ile binalar yapıp sahiplerine verdik. Vatandaşlarımızı hiçbir zaman kimsesiz bırakmadık. Son 19 yılda afetlerle mücadelede biz profesyonel bir yaklaşım sergiledik. 'Biz başkanımıza inanıyoruz' diyor, yalanlara inanmıyor. Depremden sele, yangından maden kazalarına kadar pek çok hadisede biz bu olanları tecrübe ettik. Bu tecrübelerin sonucu olarak afet bölgelerimizde çok yönlü şekilde hızlıca yürütebiliyoruz. Muhalefet konuşuyor da muhalefetin buralarda böyle bir derdi var mı? Ben hemen anında bu hafta içinde kalktım, gerekli talimatları verdim, evin içini bir defa donatacaksınız. Bu ayni de olur nakdi de olur. Vatandaş evinin içinin donandığını görünce bile 'Evim yandı gitti ama devlet yanımda yerini aldı ve bana hiç eskiyi aratmayacak ev donattı'. 50 bin liraya kadar her türlü desteği vereceğiz dedik.
Orman yangınları adeta Covid-19 salgını gibi tüm dünyanın mücadele ettiği bir uluslararası tehdittir. Hatta bir terör tehdididir. Yalan terörü Türkiye'de var. Bu işi muhalefet yapıyor. Bir tespitin varsa bunu dürüst yap. Dürüst yap da adam sansınlar, biz de oradan bir şeyler kapalım. Yangın olur da ormanda canlılar yanmaz mı? Biz bütün tedbirlerimizi aldık. Bütün bu canlıların sahiplerine bu canlılar kadar hemen ödemelerini yapacağız. Büyükbaşsa büyükbaş, koyunsa koyun, hepsinin ödemelerini yapacağız.
Bay Kemal'a vereceğim bir cümlelik cevap var: Benim Kültür ve Turizm Bakanıma vermiş olduğum böyle bir yetki kesinlikle yok. Eğer bunda kendisi müddei olarak dürüstse ispat etmesi lazım. Ne başbakanlığım döneminde böyle bir yetkiyi verdim ne de cumhurbaşkanlığım döneminde. Ben dikey mimariye karşı olduğunu söyleyen bir insanım. Betona nasıl olur da ben sahip çıkarım? Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Buradaki belediyeler CHP'li. CHP'li belediyeler olarak buralarda imar planlamalarını yaparken buraları ormandan yerler vermek suretiyle buralarda inşaatlar yapılmışsa bunun sorumlusu zaten senin belediyelerin. Bu konuyla ilgili biz AK Parti olarak her türlü müdahaleye varız. Şu anda CHP'nin olduğu bölgelerde birçok yeri yıktık, yıkmaya da devam ediyoruz. Bir de bahane uyduruyorlar, diyorlar ki maki. Ne olursa olsun, yeşil. Biz bunların hepsini ortadan kaldırdık, yapılaşmaya müsaade etmedik buralarda. 19 yıl içerisinde 5 milyon 400 bin ağaç diktik. Bu noktada belli bir süre var, o süre dolmadan bu dikimi yapamıyorsunuz.
Arkadaşlarımızla, tüm heyetimizle yeni bir değerlendirme yapmak suretiyle daha ne gibi bir çalışmaya gireriz de bu tür mücadelede daha başarılı oluruz, bunları konuşmanın faydasına inanıyorum. Şu belayı def ettikten sonra atacağımız adımlar bunun üzerine olacaktır.
Burada böyle bir endişe başından itibaren taşıdık ve bu endişenin arkasından bir şeyler çıktı. Şu anda önce gözaltına alınanlar vardı, sonra tutuklananlar oldu ve tutuklananların da ailesinde PKK'ya iltisaklı olanların olduğunu da tespit ettik. Geçen yıl Hatay'daki orman yangınlarında bu işi çok açık, net yaşadık. Böyle bir şey var mı, yok mu, bütün polis teşkilatımız, istihbarat örgütümüz bunu inceliyor. Bütün buralarda bu kadar canlı yandı, bu canlı telefatını bir yere mi atacağız? Bütün o bal, arı kovanlarımız yandı gitti. Bunları görmeyecek miyiz? Bu yılki yangınlarla ilgili her türlü ihbar, belge, bilgi çok etraflıca takip ediliyor. Terör örgütünü ülkemizin ve milletimizin tüm değerleri gibi özellikle ormanlarımıza yönelik alçakça saldırı planlarını yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz yıl PKK yöneticilerinin talimatı üzerine artan hadiseler orman yangınlarında ortalamanın neredeyse 3 katı üzerinde zarara yol açmıştır.
'Bir helikopter, uçak gördüysem namerdim' diyor. Hiç şüphen olmasın, öylesin zaten. Sen bunları konuşurken arkandan helikopter, uçak geçiyor zaten. 50'ye yakın helikopter çalışıyor. Uçakların öyle bir özelliği var ki azami 10 saniyede depoyu dolduruyor, suyunu nereye dökecekse suyunu oraya döküyor ve tekrar gidip depoyu doldurup geliyor. Bunlar amfibik uçaklar, çok da tesirli. Bir de tanker uçaklar var. Depoları çok daha büyük ama havalimanına gidiyor, orada depoyu doldurduktan sonra nereyi söndürecekse orayı boşaltıyor. Bunların hepsi hepsi ayrı ayrı bir çalışmanın içerisinde. Farklı helikopter yangın göletleri diye hazırladığımız göllerden suyu alabiliyor. Bu iş bir CHP zihniyetinin işi değildir. Bizim 19-20 yıllık sürecin içerisinde inşa ettiğimiz bir süreçtir. Ama bu yılın yangını bizim tarihimizde olmuş bir yangın değil. Bu en büyüğü. Şu anda 8. gündeyiz, Amerika'da 2 ay sürüyor. Bu kadar uzun süren yangınlar var. 8. günde çalışmaları sürdürürken, bugün termik santral yangınıyla karşı karşıyayız. İnşallah oraya tam manasıyla sirayet etmeden bu işi de atlatırız. Bu toplantıya girerken dediler ki 'Neredeyse santrale girmek üzere.' Muhalefet 'İktidar başını duvara vursun' arayışı içerisinde. Kanada'da 2 milyon 750 bin hektar yanıyor. ABD'de neredeyse 1 buçuk milyon hektar yanıyor. Bunlar bu denli ortadayken bunların bu kadar neşelenmesini anlamak mümkün değil.
THK'ya bunlar talip olmuşlar. THK 1985 yılından itibaren Orman İdaresi'ne bedeli karşılığında uçakla havadan yangın söndürme hizmeti vermiş. Orman oradan hizmet alımı yapıyor. Yoksa THK Orman'ın değil. Orman İdaresi ile yapılan sözleşmelere göre bedeli karşılığında bu uçaklar kullanılıyor. Kurum 6 uçakla oradan hizmet alımı yapıyor. 3 tane daha uçak var ki bu uçaklar da adeta pert olmuş vaziyette. 2019 yılında bu anlaşma artık sağlanamıyor zira uçaklar iş görür olmaktan çıkmış vaziyette. Bu yıl THK helikopterle yangın söndürme ihalesine katılır inşallah ancak ihaleyi daha uygun fiyatla teklif eden bir şirket almış vaziyette. Biz bu sene çok daha farklı bir adım attık. Ruslarla bir anlaşma yoluna gittik, onlardan 3 tane uçak kiralama yoluyla bir adım attık ve şu anda o uçaklarla bu hizmeti sürdürüyoruz. Bu sayıyı belki daha da artırma durumumuz olacak. Bir de çok amaçlı bu uçaklardan var, o çok amaçlı olanlardan alma durumumuz da söz konusu olabilir.
Demek ki bu kadar rahatsız oluyorlar, o zaman güçlüyüz. Yalancının mumu yatsıya kadar, bu yatsıya kadar bile yanmadı. Güçlü Türkiye ise çok daha fazla karşılık buldu. Türkiye artık özellikle de savunma sanayiinde çok farklı bir yere geldi. BAYKAR İHA'nın ardından SİHA'yı yaptı. Onunla da kalmayıp şu anda dünyada en üst segmentte olanlarla yarışır hale geldiler. Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Biz bu sahtekarlarla savaşa savaşa buraya geldik. Ne yaparsanız yapın, biz dimdik ayakta duruyor, yolumuza devam ediyoruz. Yalanla bizi yıkacaklarını mı zannediyorlar? Türkiye şu anda imkansız Türkiye değil, artık güçlü bir Türkiye var.
Sayı bildiğim kadarıyla 50'nin üzerinde. Birçok yerden bu noktada 73'ü de buldu. Ben hepsine bir kez daha teşekkür ediyorum. Burada en önemlisi Azerbaycan. Azerbaycan şu anda 200'e yakın itfaiyecisini bize gönderdi. Onlar da yangın söndürme faaliyetlerinde bulunuyor. 1 yangın söndürme helikopteri ve çok sayıda askeriyle burada mücadele ediyorlar. Rusya'dan 5 uçak ve 3 helikopterle çalışmalarımız devam ediyor. İran 1 uçak ve 2 helikopter gönderdi. Ukrayna 3, ispanya 2, Hırvatistan da 1 uçak gönderdi.
© Tüm hakları saklıdır.