Miçotakis ayrıca, iki ülke ilişkilerindeki anlaşmazlıkların çözümü konusunda, “Türkiye ile aramızdaki tek anlaşmazlık konusu olan Ege ve Doğu Akdenizdeki kıtasahanlığının -dolayısıyla deniz yetki alanlarının- belirlenmesi” olduğunu ve “bu anlaşmazlık konusunu eğer müzakereler yoluyla çözemezsek bunu uluslararası adalet mahkemesine götürelim” yolundaki Yunanistan’ın geleneksel önerisini getiriyor.
'Bu fırsatı kaçırmamaya kararlıyım'
Miçotakis, Yunan Parlamentosu'nda milletvekillerine hitap etti
Miçotakis konuyla ilgili yaptığı son açıklamasını, hükümet programını okuduğu Yunan parlamentosundaki konuşmasında yinelerken, bu öneriye bir ekleme yapması dikkatleri çekti.
Miçotakis bu eklemede, “Türkiye ile yaşadığımız 50 yıllık anlaşmazlıkların bir asır daha devam etmesini elbette arzu etmiyorum. Türk-Yunan ilişkilerinde kazanılan bu yeni ivme, eğer kıtasahanlığını belirleyecek bir fırsat doğurursa, bu fırsatı kaçırmamaya ve sonuna kadar değerlendirmeye kararlıyım” şeklinde konuştu.
Miçotakis ayrıca “yakalanan bu ivme ile Ege’deki hava ihlallerinin asgariye inmesinden ve kaçak göçmenlerin önlenmesi konusunda Türk ve Yunan makamlarının işbirliği yapmaya başlamasından duyduğu memnuniyeti” de dile getirdi.
Yunan Başbakan, "Egemenlik haklarımızı tartışmaya niyetimiz yok. bu konuda kırmızı çizgilerimiz var" derken, Yunanistan'ın yeni Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis, hükümet programının okunduğu Yunan parlamentosunda yaptığı konuşmasında, "Lozan ve Motreux anlaşmalarıyla sabit olan egemenlik haklarımızı tartışamayacak kırmızı çizgilerimiz bakidir" şeklinde konuştu.
Miçotakis ayrıca gazetecilerin Türkiye ilişkileri ilgili sorularını yanıtlarken sık sık “karşı taraftan gelecek barış elini elbette geri çevirmeyeceğini” söyledi.
Vilnius’ta yapılacak görüşmede iki lidere “yeni Dışişleri Bakanlarının ve baş danışmanlarının katılacağı” duyurulan haberlere göre, “Türk-Yunan ilişkilerinin düzelmesine ve anlaşmazlıkların barışçıl çözümüne yönelik adımların aranmasına” özen gösterilecek.
Bu çerçevede, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik işbirliğinden başka, siyasi konularda da sürekli kesilen ve tekrar başlatılan “istikşafi görüşmelerin yeniden başlatılması; ve güven artırıcı önlemler” gibi konuların da ele alınması bekleniyor.
6 Şubat depremlerinden sonra değişen süreç
2019 yılından bu yana oldukça gergin bir dönem geçiren, hatta birçok krize sahip olan Türk-Yunan ilişkileri, Türkiye’deki 6 Şubat depremlerinden sonra Yunanistan’ın kurtarma ekipleri ile Türkiye’ye yaptığı insani yardımların ardından yatışmaya başladı.
Türkiye’nin “Yunan adalarındaki silahlanmaların Türkiye’ye tehdit oluşturduğu” iddiasına karşı, Yunanistan’ın “Yunan adalarının Türkiye’den gelecek olası saldırılarına karşı silahlandığı” tezlerinden; Erdoğan’ın “bir gece ansızın gelebiliriz !” uyarısından, Miçotakis hükümetinin “sıkıysa gel!” türündeki meydan okumalara kadar geçen 2019-2023 yılları Türk-Yunan ilişkilerini çıkmaza sokmuştu.
Bu olumsuz iklimin 6 Şubat depremlerinden sonra değişmeye yüz tutmasıyla iki ülke lideri tekrar masaya oturmayı kabul etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Miçotakis’in ABD kongresinde F-16 savaş uçaklarının Türkiye’ye satışına karşı çıkan konuşmasından sonra “Benim için Miçotakis diye biri yok” demiş ancak Miçotakis’in 6 Şubat depremlerindeki yardımını takdir etmişti. Bunu da daha sonra Miçotakis’in “Türkiye ile her zaman diyaloga hazırız” açıklamaları izlemişti.