T24 - Başbakan Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında, Türkiye’nin, varolan anayasa ile yoluna devam edemeyeceğini belirtti, “Demokratik ayıplardan arındırılmış, ayrıştırıcı değil bütünleştirici bir anayasa” yapılması gerektiği mesajını verdi.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında Türkiye’nin, demokrasinin askıya alındığı bir dönemin olağanüstü şartlarında hazırlanan bir anayasa ile yoluna devam edemeyeceğini belirterek, “Demokratik ayıplardan arındırılmış, ayrıştırıcı değil bütünleştirici bir anayasa” yapılması gerektiği mesajını verdi. Erdoğan, dün gece yayımlanan konuşmasının çekimlerini salı günü yaptı. Bu nedenle konuşmada, kamuoyu gündemine bomba gibi düşen komuta kademesinin istifalarına ilişkin herhangi bir bölüm yer almadı. Erdoğan, konuşmasında şu siyasi konulara değindi:
Asla geri dönüş yok
“12 Haziran seçimleri, Türkiye’de demokrasinin olgunlaştığını, ileri standartlara ulaştığını, her sorunun milletin hakemliğiyle çözüldüğünü net şekilde ortaya koymuştur.
Vatandaşlarımızın oylarıyla belirledikleri istikamet, Türkiye’nin her alanda yaşadığı büyük değişimin devam etmesine yöneliktir. Türkiye çıktığı bu medeniyet yolculuğundan asla geri dönmeyecek, 2023 hedeflerimize doğru kararlılıkla yol alacaktır.
En büyük görevimizin bugünün ihtiyaçlarına cevap veren, eksikliklerinden arındırılmış, demokratik ve özgürlükçü yeni bir anayasa hazırlamak olduğuna inanıyorum. Türkiye, demokrasinin askıya alındığı bir dönemin olağanüstü şartlarında hazırlanan bir anayasa ile yoluna devam edemez. 12 Haziran’da sandıktan çıkan sonuç, yeni anayasanın mümkün olan en geniş katılımla hazırlanmasını, tüm toplumsal kesimlerin taleplerini yansıtan bir uzlaşma metni olması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Ayıplardan arındırılmalı
Yeni anayasa hiç şüphe yok ki milletimizin değişim iradesi ve demokratik beklentileriyle uyumlu, Türkiye’nin ve dünyanın gerçeklerini yansıtan gerçekçi bir anayasa olacaktır. Bu anayasa, geçmiş dönemlerin demokratik ayıplarından arındırılmış, dışlayıcı değil kapsayıcı, ötekileştirici değil kucaklayıcı, ayrıştırıcı değil bütünleştirici, baskıcı değil özgürleştirici bir anayasa olacaktır. Bireyi ve onun haklarını esas alan, milli birliğimizi ve ortak değerlerimizi koruyan, toplumsal çeşitliliği zenginlik kabul eden, tek sesliliği değil, çoğulculuğu öne çıkaran bir anayasa olacaktır. İnanıyorum ki bu süreçten en hayırlı sonucu alacak, Türkiye’ye yakışan anayasayı hayata geçireceğiz.
KKTC’nin çehresi değişecek
Önümüzdeki dönemde KKTC’nin ekonomik kalkınmasını ve yapısal gelişimini sağlayacak önemli projeleri hep birlikte hayata geçireceğiz. Bu projelerle KKTC’nin çehresi değişecektir. Son gelişmeler göstermiştir ki adada çözüm, her iki kesimin de hatta genel olarak bölgenin de menfaatine olacaktır. Türkiye’nin, KKTC’nin aleyhine olacak herhangi bir girişime izin vermesi, bu konuda ne AB ile ne de bir başka merci ile pazarlık içinde olması mümkün değildir.”