30 Ağustos Resepsiyonu'nda Suriye'ye yönelik askeri operasyon olasılığını değerlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Meclis'i olağanüstü toplamaya gerek yok. Sınırlı bir müdahale bizi tatmin etmez. Kosava'daki gibi olmalı" dedi.
hurriyet.com.tr'de yayımlanan habere göre, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin açıklamalarını değerlendiren Başbakan Erdoğan, "Kerry'nin açıklamasına bakılırsa G-20 zirvesi öncesi müdahale olabilir. Müdahale 1-2 günlük değil, rejimi bırakma noktasına getirmeli" diye konuştu.
'Tezkereye şu anda ihtiyacımız yok'
Erdoğan, "Tezkereye şu anda ihtiyacımız yok. 4 Ekim'e kadar. Şu andaki süreç Meclis zaten tatilde. Olağanüstü toplantıya gerek olur mu olmaz mı? Bunu Sayın Cumhurbaşkanımızla da görüşürüz. Meclisin kapalı olduğu dönemde Cumhurbaşkanımızın yetkisi var" dedi.
Başbakan Erdoğan, bütün arzularının ölümün ve kanın bir an önce durması olduğuna dikkati çekerek, "Suriye'yi bu bataklığa çekenler bir an önce bu işi aslında diplomasi yoluyla çözsün ama biz 8 ay buna gayret ettik. 8 ay bundan bir netice alamadık. Ondan sonraki süreçte biz yine gerek Rusya ile gerek İran'la bu tür çalışmalarımız oldu. Gene netice alamadık. Aynı şeyi Batı da yaptı" diye konuştu.
Erdoğan, "Yüz bini aşan insan öldürüldü burada. Ben aslında kimyasal silah sebebi ile ölenlerden dolayı böyle bir adımın atılmasını zayıf buluyorum. Çünkü olaya bir sebep netice ilişkisi olarak bakıyorum. Olay insanların ölümüyse bu insan ha kimyasal silahla öldürülmüş ha tankla topla veyahutta ne bileyim uçaklardan gönderilen bombalarla öldürülmüş, sonunda yüz bini aşkın insan ölüyor" dedi.
'Batı demokrasiye çok farklı tanımlar getiriyor'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Doğrusu ben insanlığın dünyanın Suriye yaklaşımını, insanların katledilmesi noktasında, toplu katliamı noktasında anlamakta zorlanıyorum. Mısır olaylarında da demokrasi noktasında özellikle anlamakta zorlanıyorum. Batı hala örneğin ona darbe diyememiştir. Hala müdahale demektedir" dedi.
Başbakan Erdoğan, "(Batı) demokrasiye çok farklı tanımlar getirmektedir. 'Demokrasi her zaman sandık değildir' gibi yaklaşımlar siyasi literatürde benim görmediğim, okumadığım yaklaşımlardır. Nerede yazıyorsa bunları bir okumak lazım" diye konuştu.
'Suriye rejiminin arkasında kimlerin olduğu belli'
Erdoğan, BM denetçilerinin dönüşü ile BM Güvenlik Konseyinde farklı bir gelişme bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine "Ben temenni ederim ki BM Güvenlik Konseyinde önyargılar hakim olmaz. Önyargılar hakim olursa o gelecek olan rapordan hiçbir şey beklemek mümkün değil" dedi.
Başbakan Erdoğan, Suriye'ye müdahale edilmesi durumunda yine kan döküleceği ve "yine kanın kanla temizleneceği" eleştirilerinin getirildiğinin belirtilmesi üzerine, "Şüphesiz ki doğru bir yaklaşım değil. Şimdi bu yaklaşımı ortaya koyanlar, bunu şu anda Suriye'nin bu sürdürdüğü amansız insan kıyımına yardımcı olanlara karşı bunu niye söylemiyorlar? Şu anda Suriye rejimi bunu kendi imkanları ile mi yapıyor? Arkasında kimlerin olduğu belli. Kimlerin olduğu belli olduğu halde bunlara karşı bunu söylemiyorlar" diye konuştu.
'Aslolan rejimi zayıf düşürmek'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Öbür tarafta buradaki kanın durdurulması için bir müdahalenin gerektiği tezinden hareketle çünkü burada rejimi zayıf düşürmek veya rejimi şu anda artık bu işi bırakma noktasına getirmektir aslolan. Çünkü bırakma noktasına geldiği zaman Suriye Ulusal Koalisyonu ister istemez devreye girecektir veya Suriye Ulusal Koalisyonu arkasında bir güç bulacak ve halk kendisi duruma el koyacaktır. Burada halkın duruma el koymasının önünü açmaktır aslolan" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Suriye halkı duruma el koyar da orada kısa bir takvim içerisinde sandığın önü açılırsa o zaman inanıyorum ki bizim güneyimizde Suriye'de sağlıklı bir dönemin başlaması çok daha isabetli olacaktır. Şu da bir vakıa: Suriye'de iş başına gelecek olanların işi tabii ki çok zor. Kolay değil. Şu anda mevcut rejimin işi kolay mı? Değil. Olanlar ortada. Altyapısıyla üstyapısıyla insanlarının bütün imkanları vesairesi ile şu anda Suriye zor bir ülke. Irak gibi de değil. Irak'ın hiç olmazsa yer altı zenginlikleri vardı ciddi manada. Suriye'de öyle zenginlikler yok" diye konuştu.
'Kosova türü bir harekata gerek var'
Erdoğan, belirli hedeflere yönelik küçük çaplı bir harekatın tatmin edici olup olmayacağı yönündeki bir soru üzerine, "Şu andaki görüntü öyle gibi görünüyor. Kosova olayını burada sergilemeleridir aslolan. Yoksa 24 saatte uğra çekil bu olmaz. Ama orada biliyorsunuz, aklımda kaldığı kadarıyla 78 gün Kosova'da bir mücadele sürdü. Ondan sonra iş temizlendi. Kosovalılara bırakıldı ve çekildiler. Böyle bir durum" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'de rejimin devam etmesi durumunda böyle bir müdahalenin anlamı var mı?" sorusuna "Kosova türü bir şey olduğu zaman orada rejim devam etmez artık" cevabını verdi.
Atalay: Suriye çözüm sürecini etkilemez
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da Suriye’deki gelişmelerin çözüm sürecini etkileyip etkilemeyeceği sorusuna, “Çözüm süreci çerçevesinde yürüyor. Çözümle ilgili söylenecek şey yok. Kendi mecrasında ilerliyor. Niye etkilesin” dedi.
30 Ağustos resepsiyonunda konuşan Atalay, “1 Eylül ve 15 Ekim tarihleri konuşuluyor, bunun hakkında ne düşünüyorsunuz“ sorusuna “görürüz” diyerek yanıt verdi. Atalay, Çözüm süreci ve demokratikleşme paketi konusunda ise “üzerinde çalışıyoruz” dedi.
Yılmaz: Muhaliflerin kimyasal silah kullanma potansiyeli yok
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Suriye’de muhaliflerin kimyasal silah kullanma potansiyelinin bulunmadığını belirterek, dünyada en çok kimyasal silah stoğuna sahip ülkenin Suriye olduğunu söyledi. Yılmaz, şöyle konuştu:
“Eğer Türkiye’ye bir talep gelirse buna katılırız. Şu anda ABD, Fransa, İngiltere ve Türkiye tepki veriyor. Halkına karşı Scud füzesi kullanmış birinden söz ediyoruz. Bundan kadınlar öldü, gençler öldü, çocuklar öldü. Bu adamın halkına saygısı yok. Uluslararası toplum buna cevap verse iyi olur. En doğru olan en kısa sürede bu kişinin yönetimden uzaklaşmasıdır.
'Türkiye topraklarının kullanılması halinde tezkere gerekebilir'
Almanlar patriotları çekmekten söz etmiyor. ‘Savunma amaçlı gönderdik onları. Bunun dışına çıkanları da bildirin’ diyor. Biz amacın dışına çıkmadık. Savunma da NATO ortaklığının gereğidir. Uluslararası koalisyonun bir parçası olacaksak bu tezkere yeterli. Toprakların kullanılması halinde tezkere gerekebilir. Esad’ın kimyasal kullanmasına dair delil var. Adamın ne yapacağı belli zaten. Füze sistemine eklenmiş kimyasal silah... Muhaliflerin bu imkanı yok. En çok stoğa sahip ülke Suriye’dir. Tabi ki Türkiye’ye yönelim her zaman vardır. Ama biz bir kaygı taşımıyoruz. Böyle bir durumda NATO’yu karşısına almış olur. Esad kimyasal kullanmamış olsaydı neden gözlemcilere izin vermedi. Görmek istemeyen gözler görmüyor.”