Gündem
BBC Türkçe

Erdoğan: Sorunları kapıya dayanmadan çözeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 1923'ten bu yana devam eden güvenlik stratejisinin ülkeyi zayıf düşürdüğünü ifade ederek "Bundan sonra bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz" dedi ve 'Türkiye'ye yönelik tehditlerin ülke sınırlarına ulaşmadan berta

19 Ekim 2016 18:46

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Türkiye'nin 1923'ten bu yana devam eden yanlış güvenlik anlayışını terk ettiğini' söyledi ve yeni bir güvenlik stratejisinin uygulanacağını belirtti.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen 28. Muhtarlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz. Nerede yuvalanıyorlarsa gidip orada tepelerine bineceğiz" dedi.

Konuşmasının başında, başkanlık sistemine destek konusunda yeşil ışık yakan MHP lideri Devlet Bahçeli'ye teşekkür eden Erdoğan, daha sonra Türkiye'nin yeni bir güvenik stratejisine sahip olacağını söyledi.

Erdoğan cumhuriyetin ilanından bugüne süren dış politika ve güvenlik anlayışını şu sözlerle eleştirdi:

"Türkiye'yi 1923'ten beri kısır döngüye hapsedenlerin amacı coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızı, Selçuklu ve Osmanlı geçmişimizi bize unutturmaktır. 2016'da 1923'ün psikolojisiyle hareket edemeyiz. Bunda ısrar etmek ülkemize ve milletimize yapılacak en büyük haksızlıktır.

"Biz kurtuluş savaşımızı hattı müdafa yoktur, sattı müdafa vardır, o satıh tüm vatandır anlayışıyla kazandık. Bıçak kemiğe dayanmadan, gırtlağımıza kadar bataklığa gömülmeden harekete geçemediğimizi görüyoruz. Onun için her dönem büyük bedeller ödedik.

"Darbelerle, muhtıralarla büyük bedeller ödedik. İnsani olarak büyük bedeller ödedik. Terörle mücadelede, kardeş kavgalarında binlerce vatandaşımızı kaybettik."

"Türkiye artık bu bu yanlış güvenlik anlayışını terk etmiştir. Bunu bitirmiştir" diyen Erdoğan yeni dönemde bölgede izlenecek politikalaları "Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz" diye özetledi:

"Bundan sonra bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz. Artık sorunların üzerine biz gideceğiz. Terör sorunumuz mu var? Bize saldırmalarını beklemeyeceğiz. Nerede yuvalanıyorlarsa gidip orada tepelerine bineceğiz.

"Suriye'de Irak'ta bize yönelik tehditler mi var? Bu tehditlerin sınırlarımıza ulaşmasını beklemeyeceğiz. Sineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutmaya bakacağız. Uzun yıllar PKK bize saldırdığında karşılık veriyorduk. Bundan sonra içeride ve dışarıda PKK'yı saklandığı inlerinde bulup bertaraf edeceğiz.

"Ülke içinde saklandıkları yerleri tespit ettik. Birer birer yok ediyoruz. Destek verenlerin hepsinin de kökünü kurutacağız. Biz kendilerini bulup yok etmeden nereye gidecekse gitsinler. Aynı şekilde yurtdışında üslendikleri yerlerde rahat nefes alabilecekleri bir yer olmayacak.

"Bu ülkede artık kimsenin yaptığı ihanet yanına kâr kalmayacak. Hiçbir terör örgütünü, hiçbir teröristi bu topraklarda barındırmayacağız. Ya imha olacaklar ya teslim olacaklar ya da defolup gidecekler. Yıllarca Suriye'de hem mazlum Suriye halkının mağduriyetini giderecek bir çözüm için bekledik. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerekiyor.

Erdoğan, Suriye'de TSK öncülüğünde yapılan operasyonların güneye doğru devam edeceğini de söyledi:

"Cerablus operasyonuna başlarken elbette diğer ülkelere bilgi verildi. Ama kimseden izin almadık. ÖSO ile birlikte bu operasyonu başlattık. Suriye'de iki ayda elde ettiğimiz netice 4 yılda başarılamamıştı. Sahaya girince gördük ki Suriye'nin sorunu DEAŞ değil, ortada taktik ve stratejik bir oyun var. Suriye halkı bu oyunun kurbanı olarak seçildi. 30 bine yakın Cerabluslu şimdi Cerablus'a yerleşti. Aynı şekilde Rai DEAŞ'tan temizlendi.

"Dabık aynen DEAŞ'tan boşaltıldı. Ama şimdi birileri bize akıl veriyor. Dabık'a girdiniz ama daha aşağı gitmeyin diyorlar.

"Daha aşağıda ne var? El Bab var. Kusura bakmayın biz oraya da gideceğiz. Niye gideceğiz? Çünkü bizim tehlike altında olduğumuz yer Dabık'ta bitmiyor El Bab'ın da altına iniyor. Oradan bizim Münbic'i de kuşatma altına almamız lazım.

"Amerikalılara dedik ki buradan PYD, YPG gidecek. Bakalım söz verdiler. Rakka'da beraber hareket edebilir miyiz? Dedik edebiliriz. Rakka'yı da DEAŞ'tan temizleyelim."

Cumhurbaşkanı, Musul operasyonuyla ilgiliyse, "Benzer bir senaryo Musul'da sergileniyor. Bağdat yönetiminin bu oyunun gerçek aktörü olmadığı gayet açıktır. Türkiye'nin Musul operasyonuna girmesini istemeyenler Suriye'deki gelişmelerden rahatsızlar. İstiyorlar ki Türkiye bir kenarda otursun izlesin" dedi.

Erdoğan, "Bizi PKK ve DEAŞ'la oyalayıp Musul'dan uzak tutmaya çalışıyorlar" diye konuştu.

Erdoğan Irak yönetimine eleştirilerini de sürdürdü: "Bağdat yönetimi gibi mezhep fanatikleri ile Esed yönetimi gibi kendi halkını katleden yönetimlerin yanında olanlara sesleniyorum. Yanlış yoldasınız. Tutuşturmaya çalıştığınız ateş önce sizi yakar. Bağdat çıksın açıklasın Irak yüzde kaçıyla hangi mezhepten oluşuyor. Yıllarca söyledik. Nüfusunuzdaki mezhep oranı neyse ordunuzu ona göre oluşturun. Ama bildiklerini okumaya devam ettiler."

Cumhurbaşkanı, dün akşam Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.

Erdoğan bu konuşmada Suriye'nin Halep kentindeki durumun da görüşüldüğünü belirtti:

"Putin'le Halep'i konuştuk. Saat 22. 000 itibariyle de hava bombardımanlarını durduracaklarını ifade ettiler. El Nusra'nın orayı terk etmesi konusunda ricası oldu. Arkadaşlarımıza bu konuda gerekli talimatı verdik, onlar da bu çalışmayı yapmak suretiyle, 'El Nusra'yı Halep'ten çıkarmak ve Halep halkının bu noktadaki huzurunu sağlamak için bir çalışmanın içerisinde olalım' diye aramızda böyle bir mutabakatı görüştük."

"Halep'te yanan ateşi bir an önce söndürmek boynumuzun borcudur. Halep Kilis'in sınır. Bir göç başlartsa en az 1 milyon insan Türkiye'ye gelecektir. Bunun bedelini biz ödeyemeyiz. Bunu özellikle tahrik edenler Türkiye'yle masaya oturup bunu konuşmalıdır."

"Ülkemiz içindeki PKK ve DEAŞ saldırılarının yoğunlaşması, FETÖ'nün diri tutulmaya çalışılması Suriye ve Irak'ta doğru yolda ilerlediğimizin göstergesidir."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir