-ERDOĞAN: ''ŞİFRE İDDİALARI DOĞRU DEĞİL'' İSTANBUL (A.A) - 29.04.2011 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün açıklanan YGS'de, sınav kağıtları üzerinde yapılan ilk incelemelerin, günlerdir kamuoyunu meşgul eden iddiaların doğru olmadığına işaret ettiğini belirtti. Erdoğan, şifre iddialarına ilişkin eylemlere tepkisini dile getirirken, ''CHP'nin, MHP'nin, onların yandaş medyasının yaptığı istismar, BDP'nin, Doğu'da, Güneydoğu'da, büyük şehirlerde, gençlerin kanı üzerinde yaptığı istismardan hiç ama hiç farkı yoktur'' dedi. Başbakan Erdoğan, Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneğinin (TÜMSİAD) Green Park Otel'de yapılan 4. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda, YGS sonuçlarının dün açıklandığını anımsatarak, ''Sınav kağıtları üzerinde yapılan ilk incelemeler, günlerdir kamuoyunu meşgul eden iddiaların doğru olmadığına işaret ediyor'' dedi. İddiaları ilk duyduğunda ilgililerden brifing aldığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Burada kopya var mı yok mu? Bana bunu söyleyin. Bana dediler ki, 'kesinlikle yok'. Ben dedim bundan sonraki süreci zaten yargıda takip edeceğiz ve yargı soruşturmasını, incelemesini bitirdikten sonra da rahata ereceğiz. Bunu aday tanıtımında da açıkladım. Tabii iddiaları çok çok yakından takip ediyorum, takip ediyoruz. Fakat bu süreç içerisinde bilen de konuştu, bilmeyen de konuştu. Hele anamuhalefetin genel başkanı, aman yarabbim, bakıyorsunuz nasıl sarıldı ona, bu işi halledersem zannetti ki istifa ettirirsem seçimleri kazanacağım, öyle de havaya girdi. Baktım bazı siyasi partiler, imza kampanyaları yaptı. Şahsıma hakaretler, o kurumun başında olanlara hakaretler... Bir dönem önce ÖSYM sınavlarında olanları hepiniz biliyorsunuz, orada neler oldu? Orada ana, baba, kardeş vesaire nelerin, nasıl, nerelere yerleştiğini, düşünebiliyor musunuz? 100 üzerinden 100 alanların nasıl olduğunu, kaç kişi olduğunu? Hep bunları gördük. Ama bir tek kişinin haksız çıkar sağlamasına biz dedik ki müsaade etmeyiz ve böyle bir şeyin var olması durumunda da hukuki olarak idari olarak gereken neyse hiç tereddüt etmeden yerine getiririz. Fakat, yargısız infaza ne gerek var? Bu kurumun başında olan insanlar sıradan insanlar değil.'' Başından beri sınava giren gençlere müsterih olmaları, ailelere rahat olmaları tavsiyesinde bulunduklarını belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Ama bir medya kampanyası... Bu kampanyayla beraber, bunun başında zaten kimlerin olduğunu biliyorsunuz. 1,7 milyon insanın hayallerini öldürmek, 1,7 milyon genci katletmekle eş değer. Böyle bir adaletsizliğe, eşitsizliğe, iltimasa, göz yummayız, müsaade etmeyiz. Ancak burada şöyle bir durum var. İddialar ortaya atıldığı andan itibaren muhalefetin bazı medya kuruluşları, bunu Hükümete karşı bir koz, bir fırsat olarak görüp, gençlerin hissiyatı üzerinden, hayalleri üzerinden bir saldırı başlattı. Yapılan çok açık bir şekilde istismardır. Yapılan, bu 1,7 milyon gencin hayalleri üzerinden, o hayalleri yıkmaya çalışmak üzerinden fırsatçılık peşinde koşmaktır. Ortada hiçbir delil, çıkar sağladığı iddia edilen bir tek kişi yokken, daha soruşturma tamamlanmadan gece gündüz bu meseleyi gündeme taşımak, soru işaretleri oluşturmak ayıptır. Buradan rant hesabı, oy hesabı yapmak en hafif tabiriyle ucuz siyasettir, ayağa düşmüş siyasettir. Herkesi, her şeyi istismar ediyorlar, ama bari gençlerin hayallerini, umutlarını istismar etmesinler. Bunlar AK Parti'yi yıpratmak, AK Parti Hükümeti'ni sıkıştırmak amacıyla bugüne kadar ellerine geçen her fırsatı değerlendirdiler. Her şeyi istismar ettiler. Şehitleri, şehit cenazelerini dahi istismar edecek kadar alçaldılar. Bugün de 1,7 milyon gencin geleceğini kirli siyasetlerine, kirli emellerine alet edecek, oradan rant sağlama fırsatçılığına girişecek kadar vicdanlarını, ölçülerini kaybetmiş durumdalar. Tabii ki sadece muhalefet değil, 8,5 yıldır AK Parti'den nasıl kurtuluruz diyerek her türlü kirli hesabın, kirli ilişkinin içine girenler de aynı şekilde gençleri istismar etmenin peşindeler. El insaf! O çocuklar en az 1 yıl, kimisi birkaç yıldır bu sınavın stresini yaşıyorlar, yıl boyunca oyundan, eğlenceden, yemeden, içmeden, dinlenmeden mahrum kalıyorlar, gece gündüz dershanelerinde kitaplarının, testlerinin başında en güzel zamanlarını harcıyorlar. Sen 3 tane oy alacaksın diye bu çocukların umutlarını söndürmeye, onların şevkini kırmaya ne hakkın var? Şunu da belirtmeliyim; CHP'nin, MHP'nin, onların yandaş medyasının yaptığı bu istismar, BDP'nin Doğu'da, Güneydoğu'da, büyük şehirlerde, gençlerin kanı üzerinde yaptığı istismardan hiç ama hiç farkı yoktur. 3 tane oy almak için gençleri sokağa döken, ellerine molotof kokteyli veren, teşvik eden, kışkırtan BDP, ne kadar istismarcıysa, bunlar da o kadar istismarcıdır. Bunların zihniyeti bu. Hep söyledim, yine söylüyorum; AK Parti zarar görsün de Türkiye ne olursa olsun. AK Parti kaybetsin de 1,7 milyon genç ne olursa olsun. AK Parti yıpransın, gençler ölürse ölsün. Hepsinin anlayışı bu.''