-ERDOĞAN RİZE'DEN YİNELEDİ: ''RESMİ DİLİMİZ TÜRKÇE'' RİZE (A.A) - 31.12.2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin resmi dilinin Türkçe olduğunu yineledi ancak herkesin ana dilini konuşmakta da özgür bırakıldığını, buna kimsenin müdahale edemeyeceğini söyledi. Başbakan, bir şart daha koşarak, Türkçe'nin sosyal barışı sağlama adına da gölgelenemeyeceğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, Güneysu Belediyesi çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, başarılı bir yılı geride bıraktıklarını belirterek, Türk ekonomisinin, Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü en fazla büyüyen ekonomi olduğunu, yeni yılın ise farklı olacağını kaydetti. ''Bu yılın özelliği Haziran'da yapılacak seçimler ve yeni bir Anayasa''diyen Erdoğan, 2011'in özgürlüklerin daha ileri bir seviyeye ulaşacağı bir yıl olacağını, kendilerinin de sadece yeni bir 4 yılı değil, Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023'te kişi başına düşen milli gelirin 25 bin dolar olacağı bir ülke hedeflediklerini tekrarladı. Sağlıkta, adalette, emniyette, ulaştırmada, tarımda, dış politikada güçlü bir Türkiye'nin hesabı içerisinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Halkımın, özellikle önemli sıkıntılarından biri olan terör konusunda da müsterih olmasını istiyorum. Bir olduğumuzda, beraber olduğumuzda, dayanışma içinde olmamız halinde hiçbir şey olmaz, müsterih olsunlar. Bunların hepsinin üstesinden geliriz. Aramızdaki bu birlikteliği bozmaya yönelik nifak tohumlarına kapalı bir durumda olmalıyız. Ben her zaman söylüyorum; Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet anlayışıyla sosyal barışımızı sağlayan resmi dilimiz Türkçe'dir. Ama şunu da söyleyeyim; herkes ana dilini konuşmakta, ana diliyle duygularını ifade etmekte özgürdür. Buna kimsenin müdahil olmaya da hakkı yoktur. Ama sosyal barışımız için de resmi dilimizi kimsenin gölgelemeye de hakkı yoktur. Onun üzerinden spekülasyonlara girmeye hakkı yoktur.'' Şu an torunlarının yanında olmadığını ama annesi ve kardeşlerinin Güneysu'da olduklarını belirten Erdoğan, ailesiyle, pazar akşamına kadar birlikte olacağını, daha sonra kendisinin Ankara'ya, diğer aile fertlerinin de İstanbul'a gideceğini söyledi. 2011 yılının hayırlı olması dileğinde bulunan Başbakan Erdoğan, ''Yeni yılın bütün vatandaşlarım için birliğe beraberliği vesile olmasını temenni ediyorum. Sevgiyle, saygıyla halkımı selamlarken, yeni yılın insanlık barışına da vesile olmasını diliyorum'' diye konuştu. Erdoğan, bir gazetecinin tatiliyle ilgili özel bir planı olup olmadığını sorması üzerine, ''Hayır, burada gayet mütevazi, kendi değerlerimiz içinde ailemle birlikte olacağım'' yanıtı verdi. -BAHÇELİ'NİN MGK BİLDİRİSİNE YÖNELİK ELEŞTİRİLERİ- Bir başka gazetecinin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Diyarbakır gezisine ilişkin MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yorumunu sorması üzerine Erdoğan, şunları kaydetti: ''Doğrusu sayın Cumhurbaşkanım bu ülkenin birliği, beraberliği bütünlüğü için elinden ne geliyorsa onu yapıyor. MHP liderinin bu yaklaşımını ben doğrusu şık bulmuyorum. Eğer onların da bu birliğe, beraberliğe katkıları olacaksa onların bunu dillendirmesi lazım. Milli birlik, beraberlik, kardeşlik projemizde de bunlar aynı şeyi söylediler. Hiçbir zaman, zaten bu tür kardeşlik, birliktelik, beraberlik, bunlara yaklaşım gösteren ifadeleri sağolsun kendilerinden hiç duymuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, bu arzu, bu niyetle böyle bir seyahat gerçekleştirdiler. Ama onlar Diyarbakır'ı dahi bilmiyorlar, Güney Doğu'ya dahi gittikleri yok. Buraların havası, toprağı nasıldır bundan bihaberler. Ama biz 780 bin kilometrekarelik vatan toprağında dolaşacağız. Hele hele Cumhurbaşkanımız, gönlünde, ruh dünyasında siyasi bir yaklaşımı olabilir ama şu anda bulunduğu görevi itibariyle 73 milyonu kucaklamakla görevlidir ve bunun gereğini de yerine getirmek zorundadır. MGK toplantısının sonundaki basın bildirisi ise tamamen sosyal barışı içeren bir bildiridir. Niye delinsin ki, gereği yerine getirilmiştir.''