-ERDOĞAN: ORAYI MUHATAP ALARAK MASAYA OTURMAYIZ LEFKOŞA (A.A) - 19.07.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kimse bizden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı'nın muhatabı olmayı beklemesin. Hiçbir zaman biz orayı muhatap alarak masaya oturmayız'' dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Başbakan Erdoğan'ı, KKTC Cumhurbaşkanlığı'nda kabul etti. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantıda konuşan Erdoğan, görüşmenin çok çok verimli ve faydalı geçtiğini belirtti. Erdoğan, ''61. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak, ilk ziyareti KKTC'ye yapmak suretiyle herhalde ne ifade ettiğimizi tekraren ortaya koymuş bulunuyoruz. Bundan sonraki süreçte de değişen hiçbir şey olmayacaktır. Bu böyle bilinmeli'' diye konuştu. Kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun Cenevre'de BM Genel Sekreteri ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Başkanıyla bir araya geldiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ama bugüne kadar bir çok görüşmeler yapıldı. Her zaman KKTC olumlu tavırlar sergilerken, ne yazık ki Güney Kıbrıs tarafı olumlu tavır sergilememiştir. Sadece bu iki taraf arasında mı böyle oldu? Hayır. Aslında böyle olmasını teşvik eden sebepler, nedenler de olmuştur. Bildiğiniz gibi 2004 yılı bu noktada çok anlamlı bir yıldır. Bu süreç içerisinde hep Kuzey Kıbrıs'tan istenen şu olmuştu; referanduma 'evet' densin. Referandum noktasında Kuzey Kıbrıs, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin bu noktadaki talebine yüzde 65 ile -o zaman tabii Annan Planı'ydı- 'evet' demiştir. Güney Kıbrıs, yüzde 75 ile 'hayır' demiştir. Ve o zaman Avrupa Birliği üyesi ülkeler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ağırlıklı 'evet' demesi halinde 'bizler bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz' demelerine rağmen, AB müktesebatına ters bir karar vermişlerdir.'' O günleri bizzat yaşadığını ifade eden Erdoğan, ''Ve bakın hala Annan'ın hazırladığı rapor -Mayıs 2004- açıklanmamıştır. Bu da düşündürücüdür. Niye açıklamıyorlar? Neden açıklamıyorlar? Bu da ilginçtir. Bütün bunlara rağmen, gerek Sayın Talat gerek Sayın Eroğlu sabırla bu süreci devam ettirmişlerdir'' dedi. Şimdi de 19 görüşme planlandığını anlatan Erdoğan, ''Temenni ederiz ki, bu 19 görüşmede o beklenen sona ulaşılır. Bizim de garantör ülke Türkiye olarak temennimiz bu. Ve aynı temenniyi garantör ülke Yunanistan'dan da bekliyoruz. Hatta yine garantör ülke İngiltere'den de bekliyoruz. Şunu çok açık, net olarak ortaya koymamız gerekir. Kimse bizden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı'nın muhatabı olmayı beklemesin. Hiçbir zaman biz orayı muhatap alarak masaya oturmayız'' şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan, illa bu konuda bir şey yapılmak isteniyorsa, kendilerinin Yunanistan tarafına da tekliflerini götürdüklerini ve ''bu işi dörtlü yapalım'' dediklerini dile getirerek, şöyle konuştu: ''Yunanistan, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olarak oturalım. Hatta bana zaman zaman 'Boğaz'da bir balık yiyelim' diye Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nden teklifler gelmiştir. Ama bu balığı dörtlü olarak yiyebileceğimizi kendilerine söyledik. Hatta gerekirse beşli de bunu yaparız dedik. Tabii şu ana kadar buna yanaşamadılar. Yanaşmak da istemiyorlar. Biz dik duracağız. Dikleşmeyeceğiz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti şu ana kadar dik durmuştur, dikleşmemiştir. Bizler burada et, tırnak anlayışı içerisinde sürecimizi koruyacak ve devam ettireceğiz. Bundan sonraki süreçte de yine aynı anlayışla bunu sürdüreceğiz. Çok samimi olarak bir düşüncemi ifade etmek istiyorum, Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerimizi ifsad etmeye çalışan bazı marjinal gruplar çıkabilir. Bu marjinal grupların oyununa hiçbir zaman benim Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerim gelmemelidir. Çünkü sizin birliğiniz, sizin beraberliğiniz, sizin tek yürek oluşunuz asıl gücünüz olacaktır.'' Bunu uluslararası camiada da bugüne kadar hep dillendirdiklerini kaydeden Erdoğan, çünkü Türk tarafının şu anda bir adım önde olduğuna dikkati çekti. Rumların geride olduğunu ve Türk tarafının haklılığının olduğunu aktaran Erdoğan, ''Onlar haklı değil. Onlar şu anda hakları olmayan bir avantajı yakaladıklarını zannediyorlar, ki bu da Avrupa Birliği üyesi ülkelerin günahıdır. Nitekim bazı liderlerin 'Onları almanız hatalı olmuştur' demelerinin altında yatan gerçek de budur'' dedi.