Politika

"Erdoğan, krizin sorumluluğunu Yıldırım’ın üzerine atabilir"

CHP: “Bana tek başına sorumluluk verin, bu işi çözerim” diyebilir

27 Kasım 2016 20:23

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonomik krizi de başkanlık sürecinde kullanabileceğini savunarak, “Krizin sorumluluğunu Binali Yıldırım ve hükümetinin üzerine atarak, ‘Bana tek başına sorumluluk verin, bu işi çözerim’ diyebilir” diye konuştu.

Öney Cankurtaran'ın öncülüğünde Burdur'a gelen aralarında Burdur Milletvekili Mehmet Göker, İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen ve PM Üyesi Tuğba Ütebay’ın da olduğu CHP heyeti, iki gün süren temaslarında CHP’nin “Türkiye’yi Böldürtmeyeceğiz” sloganıyla yürütülen kampanya hakkında halkı bilgilendirdi. CHP Burdur İl Başkanı Barış Ayten ve Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in de katıldığı ziyaretler kapsamında çok sayıda STK ziyaret edildi. Cankurtaran temasları sırasında gündemdeki önemli gelişmelere dair basına açıklamalarda bulundu.

"Erdoğan sorumluluktan kurtulamaz"

Medyanın büyük bir kısmının iktidar politikalarını desteklemesine karşın ekonomik kriz konusuna ilişkin olarak artık AKP’li yetkililerce ve Erdoğan tarafından da dile getirildiğine savunan Cankurtaran şöyle konuştu:

“Erdoğan sanki 2002’den beri AKP iktidarda değilmiş, kendisi de bir muhalefet lideriymiş gibi ‘İşsizlik yüzde 11'i geçti, bu ülke bu hale düşmeli miydi’ diye yakındı. İyi de düşüren kim? Siz değil misiniz? Bakın buradan ilan ediyorum. Erdoğan bugüne kadar kiminle birlikte yol yürüdüyse çıkarları değiştiğinde onu yarı yolda bırakmıştır. Erbakan’ı, Abdullah Gül’ü, Ahmet Davutoğlu’nu..Bu nedenle kriz derinleştikçe Erdoğan’ın hükümeti hatta Binali Yıldırım’ı eleştiren açıklamalarını görürseniz şaşırmayın. Erdoğan’ın bu sözleri rastlantısal değildir. Erdoğan, ekonomideki kötü gidişatın ülkedeki çift başlılıktan kaynaklandığını iddia ederek, çözümün ise yeni bir yönetim tarzından geçtiğini söyleyerek kendisinden kaynaklanan ekonomik krizi bile Başkanlık için bir koz olarak kullanmaya çalışacaktır. Bu amaç için gerekirse AKP yönetimini dahi hedef alan açıklamalar yapmaktan çekinmeyecektir. Şunu duyarsanız şaşırmayın: ‘Binali Yıldırım beceremedi, tek başına beni getirin bu sorunu çözerim. Ancak Erdoğan ne yaparsa yapsın sorumluluktan kurtulamaz.”

“Ayakta kalacağız diyor…”

Başbakan Binali Yıldırım’ın “Trump'ın seçilmesi ile bütün ekonomik ezberler bozuldu. Ayakta kalmanın yoluna bakacağız, tedbirini alıyoruz” sözlerini değerlendiren Cankurtaran, “Trump’ın seçilmesi şurada iki üç haftalık olay. Başbakan ayakta kalmanın yoluna bakacağız diyor ama halk çökeli çok oldu. 2002'de bu memlekette her bir yetişkin yurttaşın borcu 470 dolar iken 2016 itibarıyla aynı borç yüzde 1195 artarak 6 bin 89 dolara çıktı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2015 bütçesi sunum kitapçığına göre nüfusun yüzde 40’ı muhtaçlar kategorisinde yer alıyor. Bu sayının daha da artmış olduğunu tahmin etmek zor değil. Şimdi sormak lazım bu verilere göre Türkiye’de her beş kişiden 2’si yardıma muhtaç durumda ise bunlar iki üç hafta önce Trump seçildi diye mi bu hale geldiler? Böyle bir mantık olur mu? Üstelik bizzat sana bağlı olan bakanlık 2015 kitapçığında bu rakamları açıklamış. Şimdi bu durumda Başbakan çıkmış ayakta kalmaya çalışacağız diyor. Merak etmeyin size ve yandaşlarınıza bir şey olmaz. Yıllardır her biriniz küpünüzü doldurmuşsunuzdur. Gemicikleriniz denizde yüzmeye devam ediyor. Ama halk çökeli çok oldu. Şimdi kalkıp iki hafta önce seçilen Trump’a bağlayarak ekonomideki sorunları işin içinde sıyrılamazsınız. Bu kriz 2001 ve 2008 krizlerinden farklı olarak küresel değil Türkiye içindeki AKP’nin demokrasiyi rafa kaldırmasından kaynaklanan bir krizdir”.

“Eşeği boyayıp satmaya çalışıyorlar”

 

Yaşanan sıkıntıların başkanlık talebinden kaynaklandığını da öne süren Cankurtaran, “Türkiye, son yıllarda Erdoğan’ın başkanlık adı altında baskıcı bir rejim kurma hevesinin yarattığı tehdit altındadır. Biliyorsunuz AKP ve MHP arasında bu konuda pazarlıklar sürüyor. Şimdi de Başkanlık demeyeceklermiş Cumhurbaşkanlığı sistemi diyeceklermiş. Bir Kayseri fıkrası vardır ya..Oğlu  eşeği boyar tekrar babasına satar. Bunların yapmaya çalıştığı da bu. Sen hukukun üstünlüğüne inanmazsan, kuvvetler ayrılığını yasalar ile güvenceye almazsan ister adına başkanlık de ister cumhurbaşkanlığı istersen krallık de. Bugün İsveç’te resmiyette kral vardır ama dünyanın en demokratik ülkelerindedir, kimi ülkeler vardır adı demokratik cumhuriyet diye geçer ama sokakta insanlar birbirlerini öldürür. Siz isim değiştirmeyi bırakın da önce yargının bağımsızlığını, kuvvetler ayrımını nasıl sağlayacağınıza dair önerilerinizi söyleyin de bilelim” dedi.