Gündem

Erdoğan: İsveç ve Finlandiya henüz NATO'ya girmiş değil; terörle mücadelesinde defalarca arkasından hançerlenmiş bir ülke olarak ihtiyatlı davranıyoruz

01 Temmuz 2022 12:43

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliklerinin önünü açan mutabakat kapsamında verdiği sözlerin önemli olduğunu; ancak Ankara için asıl önemli olanın bu sözlerin hayata geçirilmesi olduğunu ifade etti. 

Madrid'deki NATO Zirvesi'nin dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, "Terörle mücadelesinde defalarca arkasından hançerlenmiş bir ülke olarak ihtiyatlı davranıyoruz" dedi ve "Elbette verilen sözler önemlidir ama bizim için asıl olan uygulamalardır" ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve sonunda yaptığı açıklamayla benzer ifadeler kullanarak, "Bundan sonraki süreçte ülkemize verilen sözlerin yerine getirilip getirilmediğini yakından takip edeceğiz" diye konuştu. Üçlü mutabakatın İsveç'in ve Finlandiya'nın NATO üyesi olduğu anlamına gelmediğini vurgulayan Erdoğan, "İş bitmiyor. Bu daha bir davettir. Bu davetle bir süreç başlıyor. Bunun ne kadar süreceği belli değil" dedi.

Üçlü mutabakatın zirve bildirisine dahil edilmesiyle Türkiye'nin terör örgütü saydığı organizasyonların NATO kayıtlarına girdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı, "Yaptığımız görüşmelerle PKK/PYD/YPG, FETÖ, tüm bu terör örgütleri NATO’nun artık yazılı kayıtlarına giriyor. Bu işin yazılı kayda girmesi ilk defa oluyor" ifadelerini kullandı. Bu ifadelerin metne girmesi için yoğun mesai harcadıklarını aktaran Erdoğan, görüşmelerde "Bu metinlere girecek. Girmediği takdirde, kusura bakmayın. Bu bizim kırmızı çizgimizdir” dediklerini bildirdi. 

"İsveç ve Finlandiya NATO üyesi olmuş değil"

Erdoğan, mutabakatta verilen taahhütlere uyulmaması durumunda işleyecek süreçle ilgili şunları söyledi:

"Zaten buraya giriş, davet veya kabul böyle bir anda olan işler değil. Makedonya ile ilgili süreç uzun yıllar sürdü. Bunlar böyle hemen olan işler değil. Bu süreç içerisinde ne yapacaklar, nasıl bir yol izleyecekler? Bunlar gerçekleştikten sonra, bu süreçte takip edeceğiz. Ki onay merciimiz parlamentomuzdur. Parlamentomuzun onayı olmadan zaten bu iş yürürlük kazanmıyor. Onun için bu konuda bir telaşa gerek yok. Bundan sonraki şey onların kucağındadır. Şu anda İsveç ve Finlandiya NATO üyesi olmuş değildir. Bunun bir defa bu şekilde bilinmesi lazım. Ama bu işten cehli olanlar zannediyorlar ki bu iki ülke artık NATO üyesi oldu. Hayır, böyle bir şey yok. Onun için telaşa da gerek yok. Bu işin idraki içinde olanlar bu sürecin nasıl takip edildiğini veya edileceğini gayet iyi bilirler. Bu bakımdan bizler bu müzakereleri arkadaşlarımızla nasıl kararlı bir şekilde yürüttüysek, bundan sonra da aynı kararlılıkla takibini yaparız. Bundan sonraki süreç özellikle İsveç ve Finlandiya’ya aittir. Herhangi bir yanlışları vesaire olduğu zaman zaten kapı gibi belgeler elde, oradan gereğini yaparız."

"Finlandiya ve İsveç’le imzaladığımız üçlü muhtıradaki terörizm ve dayanışma hususları tüm müttefikler için yol gösterici olacaktır" diyen Erdoğan, "Bundan sonra PKK ve FETÖ mensupları için terör propagandası yapmak, ülkemize ve vatandaşlarımıza saldırmak, insanları tehdit etmek, ortalığı yakıp yıkmak çok daha zorlaşacaktır." diye devam etti.

Stratejik konsept, Rusya ile ilişkileri etkiler mi?

NATO'nun önümüzdeki 10 yıl için yol haritasını belirleyecek stratejik konseptte üye ülkelerin liderleri, Rusya'nın ittifaka "en ciddi tehdit" olduğunu kabul etti. Uçaktaki gazetecilerden biri, stratejik konseptin Rusya ile ilişkilere zarar verip vermeyeceğini sordu.

Erdoğan, "Denge politikası anlayışımızı, bundan sonraki süreçte de yine devam ettireceğiz. Zira bizim şu anda Rusya ile belli bağlantılarımız var. Bugün bizim kullandığımız doğalgazın yaklaşık yüzde 40’ını oradan alıyoruz. Öbür tarafta şu anda nükleer enerjiyle ilgili Akkuyu Santrali çalışmamız var" yanıtını verdi. 

"Bunun dışında bizim savunma sanayiine yönelik de ilişkilerimiz, irtibatlarımız var. Bütün bunlar şu anda bizi birbirimize ilişkili hale getiren konular" diyen Erdoğan, "Dolayısıyla da biz hem Rusya ile hem Ukrayna ile bu ilişkileri devam ettireceğiz ve denge politikasıyla da bu işi sürdüreceğiz. İstiyoruz ki diplomasi trafiğimiz buradan kesinlikle zarar görmesin" değerlendirmesinde bulundu.