Erdoğan'ın imzasıyla yönetmelik değişti; basına 3 kez izinsiz konuşan aile hekiminin sözleşmesi yenilenmeyebilir

Aile hekimlerinin çalışma şartlarını belirleyen Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasının bulunduğu kararla Resim Gazete’de yayımlandı. Yönetmelikte aile hekimlerinin sözleşmelerinin feshi ve yenilenmesine ilişkin hükümler anlatıldı. Yönetmelik ekinde yer alan ihtar uygulanacak 40 fiil sıralandı. Beş kez ihtar uygulanan veya toplamda 150 ihtar puanına ulaşan aile hekimlerinin sözleşmesinin yenilenip yenilenmeyeceğine il sağlık müdürlüğünün oluşturduğu komisyon karar verecek.

Yönetmelikte ceza puanları verilecek haller arasında “kamu görevleri hakkında izinsiz olarak basına, haber ajanslarına, radyo ve televizyon kuramlarına veya sosyal medya araçlarıyla bilgi veya demeç vermek” de yer aldı. Yönetmelik ekine göre izin almadan basın mensuplarıyla konuşan aile hekimine 50 puan ceza verilecek. Eğer aile hekimi üç kez izinsiz basına konuşursa 150 puan sınırını doldurduğu için sözleşmesi yenilenmeyebilecek.

Yönetmeliğe göre güncel afiş ve duyuruları usulüne uygun şekilde asmayan, çalıştığı aile sağlığı merkezi iç ve dış tabelalarının usulüne uygun olmayan, mesai saati içinde ilaç firma temsilcilerini aile sağlığı merkezi içinde kabul eden aile hekimlerine de ceza puanı verilecek.

ANKA'dan Tamer Arda Erşin'e konuşan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Özlem Sezen, yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açacaklarını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu yönetmeliği aile hekimlerini kabul etmesi mümkün değil. İl sağlık müdürlerine yetki veriliyor. Tek kişinin kararına kalmış sözleşme devamı. Mali kayıplarımız artıyor. Ucu açık iş tanımları eklenmiş. Entegrelerde çalışan hekimler için mazereti olsun olmasın nöbete gitmediğinde ceza öngörülmüş, sözleşme feshine varan durumlar eklenmiş. Aile hekiminin kendi hakkını savunmasını engelleyecek kararlar alınmış. Yanlışları ifade etmek ceza sebebi sayılmış. Aile hekiminin şiddete uğradığında kendini savunması bile cezai yaptırıma eklenmiş. Yönetmeliğin neresinden tutsak kabul edilebilecek bir taraf göremiyoruz.”