Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski metin yazarı, Aydın Ünal, “Hatasız kul olmaz. Recep Tayyip Erdoğan da bir kul, bir insan; onun da kuşkusuz hataları, kusurları var” değerlendirmesini yaptı, "küskün seçmenlere" seslendi.
Ünal, Yeni Şafak'taki yazısında, "Erdoğan 21 yıldır kesintisiz ülkeyi idare ediyor. Hem de ne ülke! Bir ateş çemberinin tam merkezinde. Keskin toplumsal fay hatları var. Kahramanları kadar hainleriyle de meşhur. Güç odaklarının av sahası. Terör örgütlerinin hedefi. Tarih içinde katmerlenmiş yoksulluk, ihmal, bakımsızlık, ilgisizlik, savaşlar, çatışmalar, kayıplar, bencillik, hırs… 21 yıldır hepsiyle ve daha fazlasıyla baş etmeye çalışıyor Erdoğan. Yüzyıllardır birikerek gelmiş nice sorunu çözmenin mücadelesini veriyor. Erdoğan çok ağır bir yük taşıyor. Kendi hayatından, ailesinden, sağlığından, can güvenliğinden fedakârlıkta bulunarak bu yükün altına giriyor. Herkes taşıyamaz o yükü. Taşısa bile, bu kadar uzun süre taşıyamaz, bu kadar dikkatle, rikkatle taşıyamaz" düşüncesini dile getirdi.
Ünal, şu ifadeleri kullandı:
"Kendinizi şöyle bir anlığına Erdoğan’ın yerine koyun. Ama makam aracındaki, makam koltuğundaki, meydanlardaki ya da zafer akşamı parti balkonundaki Erdoğan’ın değil; terör örgütlerinin, istihbarat örgütlerinin, çıkarları, rantları zedelenen şer odaklarının, batıl ideolojileri ile gözleri kararmış fanatiklerin, fasıkların, münafıkların, hainlerin hedefi olan Erdoğan’ın, çocukları neredeyse babasız büyümüş Erdoğan’ın, varlığını inancına, ülkesine, milletine adamış bir Erdoğan’ın yerine koyun kendinizi. Ne kadar taşıyabilirsiniz bu yükü? Ne kadar tahammül edebilirsiniz bu sorumluluğa, riske, tehlikeye, fedakârlığa? Erdoğan’ın, bir insan ve bir kul olarak hatalarını görenler, kimi zaman işte bu büyük resmi ıskalayıp detaylara takılıyorlar. Kırılıyor, küsüyor, darılıyor, gönül koyuyorlar.
Burada kalıp, sandığa gitmeye, oy vermeye tereddüt edenler de var. İşte onların, 14 Mayıs günü, küçük meseleleri bir kenara koyup, büyük meseleyi vicdan terazilerinde tartacaklarına eminim. Sizi kırdılar, küstürdüler, uzaklaştırdılar, canınızı sıktılar. Eyvallah. Haklısınız. Çok haklısınız. Ama vereceğiniz ceza ile cürüm arasında hakkaniyetli bir oran olduğuna emin misiniz?"