Gündem

Erdoğan’dan yardım kampanyası açıklaması: Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur, izinsiz yürütülemez

"Her vatandaşımız gönüllü karantina uygularsa daha ileri tedbirlere gerek kalmaz"

01 Nisan 2020 15:11

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanlığı'nın belediyelerin yardım kampanyasını durdurmasına atıfta bulunarak, "Devlet içinde devlet olmanın bir anlamı yoktur. Bu bakımdan da bütün bu kampanyalar sadece devletimizin Cumhurbaşkanlığı makamının açıklamış olduğu birimler tarafından yürütülmektedir. Bunları takibi İçişleri Bakanlığı, valiliklerimiz ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tarafından yürütülmektedir. Burada birçok belediyelerimiz valiliklerimizin izni olmaksızın bu tür kampanyalar açacak olurlarsa işte o zaman bu devlet içinde devlet olma mantığıdır ki burada gücü dağıtmış oluruz. Buna da kimsenin hakkı yok yasalar da buna müsaade etmiyor. " açıklamasını yaptı. 

TIKLAYIN | İçişleri Bakanlığı genelgesi: Belediyeler valilikten izinsiz yardım toplayamaz, izinsiz faaliyetler hakkında soruşturma başlatılacak

Erdoğan, "Koronavirüs salgını olarak bilinen Covid-19 hastalığından etkilenenlerin sayısı 900 bine., bu sebeple yaşanan öklümlerin sayısı 45 bine yaklaştı. Türkiye’de de dün akşam itibariyle vaka sayısı 13 bin 531’i, vefat sayısı 214’ü bulurken 243 vatandaşımız da iyileşerek taburcu edildi. Bunun üzerinde de özellikle durmak lazım. Demek ki bir taraftan olumlu gelişmeler de devam ediyor. Bu vesileyle bir kez daha hayatını kaybedenler için Allah’tan rahmet, yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Tedavisi süren kardeşlerimize ise acil şifalar temenni ediyorum. Bu süreçte en büyük avantajımız sahip olduğumuz güçlü sağlık altyapısı ile hastalıkla mücadeleyi erken başlatmış olmamızdır. Çin’in ardından pek çok ülkede görülen ciddi hasta ve ölüm oranları salgına karşı mücadelede zorlanıldığına işaret ediyor. Türkiye’yi böyle bir duruma düşürmemek için elimizden geleni yapıyoruz. Gerek şahsım gerek ilgili bakanlarımız gelişmeleri, alınan tedbirleri, milletimizden beklentilerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz." dedi. 

Erdoğan, "Kurumlarımız uygulamaları sıkı bir şekilde takip ediyor. İhmaller ve ihlaller karşısında gereğini yapıyor. Amacımız ülkemizin bu sıkıntılı dönemi en kısa sürede, en az kayıpla geride bırakmasını temin etmektir. Teşkilatlarımızdan bu kapsamda alınan tedbirlerin, çevrelerindeki uygulanmasını yakından izlemelerini bekliyorum. Tespit edilen aksaklıklar ve eksiklikler derhal yetkili mercilere bildirilerek önlem alınması sağlanmalıdır. Vatandaşlarımızı da kendilerinin, evlatlarının ve aile büyüklerinin sağlığı için kurallara uymaya davet etmeliyiz." diye konuştu. 

"Her vatandaşımız gönüllü karantina uygularsa daha ileri tedbirlere gerek kalmaz"

Erdoğan, "Tedbirleri riayet etme konusunda AK Parti teşkilatlarının ve partimize gönül vermiş tüm kardeşlerimizin örnek ve öncü olması gerekiyor. Sosyal hareketliliği ne kadar azaltır sosyal mesafeyi ne kadar uzatırsak hastalığın yayılma hızını o derece çabuk kırarız. Bunun için milletimizden şu sıkıntılı günler geçene kadar  mümkün olduğu kadar evlerinden çıkmamalarını rica ediyorum. Bilim insanlarımızın tavsiye ettiği, yönetim olarak bizim de hayata geçirdiğimiz tedbirlere riayet en süt düzeye çıkarmalıyız. Her bir vatandaşımız kendini gönüllü karantinada tutarsa daha ileri tedbirlere gerek kalmaz. Evde kalma, sosyal mesafeyi koruma, temizlik gibi hususlara dikkat edilmez ve salgın yaygınlaşırsa çok daha sıkı tedbirler kaçınılmaz hale gelir. Şimdilik şehirlerarası ulaşımı kısmen sınırlandırdık. İhtiyaç halinde şehir içi ulaşımda da benzer yöntemleri devreye sokabiliriz." düşüncesini dile getirdi. 

Erdoğan, "Sağlık, gıda, temizlik vb. temel hizmetlerin kesintisiz şekilde yürümesini sağlıyoruz. Eğitimi internet ve televizyon yoluyla uzaktan yürütmeye çalışıyoruz. Kamuda ve özel sektörde mümkün olduğu kadar evden çalışma sistemine geçtik. Üretimin ve ihracatın devam etmesi konusunda kararlıyız. Alınan tedbirlerden etkilenen tüm kesimlere yönelik çok ciddi destek ve erteleme paketleri açıkladık. Ayrıca “Biz bize yeteriz Türkiyem” sloganıyla bir yardım kampanyası başlattık. Bu kampanyada toplanan paralar sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımız aracılığıyla gerçek ihtiyaç sahipleri tespit edilerek onlara dağıtılacaktır. Teşkilatlarımızın tamamını bu kampanyaya katılmaya davet ediyorum." ifadesini kullandı. 

"Devlet içinde devlet olmanın anlamı yok"

Erdoğan, "Ümidimiz acımızdan büyüktür anlayışıyla bu ülkenin her bir ferdine sahip çıkmaya kararlıyız.  Esasen bu tür kampanyalarda toplanan meblağlar devlet olarak bizim verdiğimiz desteklerin yanında çok küçük bir tutarı ifade eder. Burada özellikle bir konunun üzerinde durmak istiyorum. Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur. Bu bakımdan da şu anda  bütün bu kampanyalar sadece devletimizin yani Cumhurbaşkanlığı makamının açıklamış olduğu birimler tarafından yürütülmektedir. Bunları takibi İçişleri Bakanlığı, valiliklerimiz ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tarafından yürütülmektedir." dedi. 

Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: 

Burada birçok belediyelerimiz, valiliklerimizin izni olmaksızın bu tür kampanyalar açacak olurlarsa işte o zaman bu devlet içinde devlet olma mantığıdır ki burada gücü dağıtmış oluruz. Buna da kimsenin hakkı yok yasalar da buna müsaade etmiyor. Tabii burada önemli olan rakamdan ziyade milletimizin zor günlerinde birliğini, beraberliğini, dayanışmasını göstermektir. Biz bugün bir olmayacaksak, bugün dayanışma içerisinde olmayacaksak, bugün hâlâ siyasi mantıkla yaklaşacaksak iktidarmış, ana muhalefetmiş, diğerleriymiş böyle bir yaklaşım içine gireceksek biz ne zaman bir ve beraber olacağız?

Biz tabii ki maaşlarından yaptıkları bağışlarla başlayan kampanya hamdolsun iş dünyamız, hayırseverlerimiz ve vatandaşlarımız tarafından sahiplenildi. Birçok spekülasyonlar yapılıyor. Bu spekülasyonlarda devletin ülke genelinde yapmış olduğu yatırımlar , tüm sağlık teşkilatlarımızla atmış olduğumuz adımlar bunlar rakamlarla ifade edilmez. Onun için muhalefetin ağzından çıkanı kulağının duyması lazım. Eğer ağzından çıkanı kuşağı duymuyorsa milletimiz vakti saati geldiğinde bunun da cevabını onlara verir.

Biz ise ardı ardına yeni hastaneleri açmanın gayreti içerisindeyiz. Başta istanbul olmak üzere şu anda şehir hastanelerinin açılışı hamdolsun süratlendi ve başlattık. Nisan ayının 20’sinde İkitelli’deki şehir hastanesini açacağız, mayıs ayının sonunda da diğer etaplarını açacağız.  Sokakları olabildiği kadar boşaltıp zorunlu olmadıkça evden çıkmayarak, imanın alametlerinden saydığımız temizliğimize dikkat ederek inşallah bunun üzerinden geleceğiz. Sağlık çalışanlarına ve tedarik zincirinde görev alan herkese teşekkür ediyorum.

Aynı şekilde sınırlarımız içinde ve ötesinde ülkemizi hedef alan hain saldırılara karşı vatan savunması yapan tüm kahramanlarımıza da şükranlarımı iletiyorum. Gerek Irak’ın kuzeyinde gerek Barış Pınarı Harekâtı’nda, gerek İdlib’de yaralanan askerlerimiz için şifalar diliyorum. Devlet ve millet olarak tarihe altın harflerle yazılan bu fedakârlıkları asla unutmayacağız. Bugün sabredecek, hazırlık yapacak vakti geldiğinde de atılımımızı gerçekleştireceğiz.

Sizler de bugün aldığınız bu talimatlar çerçevesinde illerinizde tüm ilçelerimizi hareketlendirmek suretiyle bunu her ilçede yaygınlaştırırsanız inanıyorum ki bizler en az hasarla bu süreci atlatmış oluruz. Dünya artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir döneme gidiyor. Bu yeni döneme ülkemize kazandırdığımız nitelikler sayesinde oldukça hazırlıklı giriyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını inşallah hep birlikte tamamlayacağız.

Yapmamız gereken tek şey milletimizle aramızdaki gönül bağını güçlendirmektir. Dinlenmek haramdır. Siz il başkanlarımız bu mücadelenin serdarlarısınız. Sizlere çok büyük görevler düşüyor. İnşallah 7. olağan sürecimizi bu doğrultuda kendimizi ve enerjimizi yenilemenin milletimizle sıkı bağlar kurmanın bir neticesine dönüştüreceğiz."