20 Kasım 2012 16:37
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Filistin konusunda yüklendi. Kılıçdaroğlu, "Erdoğan, Filistin için birşey yapmak istiyorsan Malatya Kürecik'te füze kalkanı var, onu kaldırırsın. Burası İsrail'in güvenliği için var. Bunu yapmak için önce yürek lazım" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ı sert sözlerle eleştirirken, "Ben öfkeyle hareket edeceğim, kine kinle müdahale edeceğim dediğiniz zaman olmaz. O nedenle öldürmekten başka çözüm üretmeyen siyasetçi ülkeyi yönetemez. Başka çözümü olmayan siyasetçinin gidip askere yazılması lazım" diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun konuşması özetle şöyle:
Kapatılacak olan beldelerin başkanları aramızda. Bizimle aynı idari yapıya sahip olan Fransa’da belediye sayısı 36 bin 500, bunların 28 bininin nüfusu binin altında. Kimse kapatalım demiyor. Siz bir belediyeyi kapatmak isteyebilirsiniz, ama bunun iznini önce belde halkına soracaksınız. Avrupa Yerel Yönetim Özerklik şartı da bunu gerektiriyor. İşine gelince, vatandaş, halk işine gelince at bunları. Bu da Recep Tayyip Erdoğan demokrasisi.
Ayrıca biz büyükşehir belediyelerine karşı değiliz. Keşke hepsini yapsalar. Büyükşehir olmalarının nedeni gelirleri artacak. Şimdi bakın İstanbul ve Kocaeli’ni örnek gösteriyorlar. Tümünü kapsıyor diyorlar doğru. Ama İstanbul’un yüzölçümü 5 bin 300 kilometre kare. Peki Konya nedir? 38 bin kilometre kare. İstanbul’un geliri 19 milyar lira. Konya’nın geliri bunun yirmide biri kadar. İstanbul’un yedi kat büyük toprağına sahip Konya, çok küçük gelirle Konya’ya hizmet edecek. CHP nedir, Konya’nın gelirini de artır diyoruz. Hayır diyorlar, ben önce aldığım oya seçime bakarım diyor.
Buradan belediyesi kapatılan belde sakinlerine sesleniyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy verirseniz sonunuz budur. CHP’ye oy verip iktidar yaparsanız o belediyeleri tekrar açacağız. Şimdi bekliyoruz yasa sayın Cumhurbaşkanı’na gitti, bekliyoruz. Bana sorarsanız umutlu musunuz diye, hayır onu da söyleyeyim.
Bu olayın bir cephesi. Bir de Türkiye var. Çevremizde ciddi olaylar var. Şu soruyu sormalıyız. Biz insandan vazgeçebilir miyiz? İnsani olandan vazgeçebilir miyiz? Bunu da değiştirelim. İnsandan ve insani olandan hangi hal ve koşulda vazgeçebiliriz? Sosyal demokrat bir partinin lideri olarak, CHP lideri olarak açıkça söylüyorum. Ne insani olandan ne de insandan hiçbir koşulda vazgeçmeyiz.bizim görevimiz insanı yaşatmaktır. Sorunları gidermektir.
Arkadaşlarımız Suriye’ye gittiler, iki gazeteciden birisini buldular. Alıp gelmek istiyorlar. Kendisiyle görüştüler, aldılar ve Türkiye’ye getirdiler. Cüneyt Ünal’ı ailesiyle Türkiye’yle arkadaşlarıyla buluşturdular. Herkes teşekkür ediyor. Yüreğinde insan sevgisi olanlar teşekkür ediyor. Yüreğinde kin olanlar ise bunu hazmedemiyorlar.
Bir gazetecinin serbest bırakılması, Suriye zindanlarından çıkarılması seni niye rahatsız ediyor arkadaş?
İnsani duygularımız olduğu için serbest bırakıldı. İnsani duygularımız olduğu için, aileye kendi insanımıza sahip çıktığımız için onu zindanlardan çıkarıp getirdik. Rahatsız olanlara sadece bir sözcük kullanacağım; zavallılar. Bu zavallılara ne denilebilir?
Neymiş, “yaradılanı yaradandan ötürü severim”miş. Sevsene kardeşim. Ne diyor? kin gözümü bürümüş diyor.
Gençlere ne diyordu? “Kininizi unutmayın” diyordu. Onlara güzel bir Türkiye kurmak varken, gelecek açısından “kininizi unutmayın” diyen başbakan’ın yüreğinde sevgi olabilir mi? onun için özel bir hoca ayarlamaya çalışıyorum zaten. Bir insanın yüreğine nasıl insan sevgisi aşılanır.
Yaşadığımız bir sorun var. 30 yıldır süren terör. Çözüm üretmeliyiz, bir şey yapmalıyız. Ama terörün amacını bilmeliyiz. Terörün amacı orduyu yok etmek, güvenlik güçlerini yok etmek değildir. teröristler bunu yapamayacaklarını zaten biliyorlar. Onların amacı tamamen psikolojiktir.
Ben öfkeyle hareket edeceğim, kine kinle müdahale edeceğim dediğiniz zaman olmaz. O nedenle öldürmekten başka çözüm üretmeyen siyasetçi ülkeyi yönetemez. Başka çözümü olmayan siyasetçinin gidip askere yazılması lazım. Onların görevi o çünkü. Siyasetçi çözüm üretmek durumundadır.
Şehit sayısıyla öldürülen terörist sayısını topluma verip başarı olarak gösterirseniz bu da yanlıştır. Bir şehidimizi binlerce teröriste değişmeyiz. 30 seneden beri böyle yapılıyor. Siyasetçi oturacak adam gibi çözüm üretecek.
Uzmanlara sordum, dağa giden gençlerin ömrü ne kadar diye. 3-5 yıl. Düşünün 30 yıldır devam ediyor. Terör azaldı mı, hayır. Buradan söylüyorum. Bu sorunun kaynağı Diyarbakır, Hakkari, Bitlis değil. Ankara’daki siyasetçilerdir. İnsanları birbirine kırdıranlardır. Eğer böyle bakarsak, sorunu çözme konusunda önemli adımlar atmış oluruz.
10 yıldır iktidardalar, 10 yıl. 10 yılda Recep Tayyip Erdoğan’ın en son bulduğu çözüm, elinde ip geziyor, kimi idam edeceğiz. Çözüme bakın Allah aşkına. Uluslar arası sözleşmeler, bizim AB sürecimiz. Bunlara baktığımız zaman, Başbakan elinde iple geziyor, idam edecek adam arıyor. Dışişleri bakanı, hayır efendim o ip Norveçli vatandaş için. Adalet bakanı, nereden çıktı bu idam ediyor. Ben merak ediyorum. Bunlar nasıl bir bakanlar kurulu, her biri farklı telden çalıyor.
Bunu CHP yapmış olsaydı, davulla zurnayla CHP’de her kafadan bir ses çıkıyor denirdi. Şimdi neden dut yemiş bülbüle döndünüz. O birilerine söylüyorum. Recep Tayyip Erdoğan’ın korkusu sizin ruhunuza mı sindi?
Bizim güzel bir lafımız var. Neden çözemez bu sorunu? “Yıkanlar yapamazlar” “Terzi kendi söküğünü dikemez” bütün dengeleri bozmuştur. Bunu düzeltecek kapasitesi kararlılığı yoktur. Ülkenin her yanından feryatlar geliyorsa bunu vatandaşın bilmesi gerekiyor. Şimdi bunun vatandaşlar tarafından görülmemesi için elinden geleni yapıyor.
Bana diyor ya, efendim diyor, 29 Ekim’de Türk Bayrağı sallamak kolaydır. Git Hakkari’de yap diyor. Orada da yapacağız. O bayrak 74 milyonun insanın onurudur, gururudur, saygısıdır. Sen kim oluyorsun da o bayrak üzerinden siyaset yapıyorsun. Ben sana söyledim. Gel beraber Uludere’ye gidelim dedim. Korktu gelemedi. Yeter ki gel diyorum, elimizde bayrakla gidelim diyorum ona. Gelebilir mi? cesaret edemez. Bir başbakan düşünün, Van’a diyor, ev tapuları dağıtacak. 2 bin 400 korumayla gidiyor. Sen bu ülkeyi ne hale getirdiğini düşünebiliyor musun?
AKP iktidarı hem içerde hem dışarıda sorun yaratmaktadır. Askere gidip şehit düşenler bu ülkenin gariban vatandaşları, yoksulluk çekenler gariban vatandaşlar. Dünyalığını edinen onlar, han hamam sahibi onlar. Ne demiştim? Mümkün olsa kefenine bile cep yapacaklar. Ama bütün faturayı bu ülkenin vatandaşlarına kestiler. Amacı ne? Tek amacı var. “Ben cumhurbaşkanlığı koltuğuna nasıl otururum”
Bir ülkeyi çatışma noktasına getir, o ülkeyi böl, ondan yararlan. O koltuğa otursan bile vicdanın buna el verecek mi, bunu merak ediyorum.
İç politikada böyle, gelelim dış politikaya. Rahmetli Bülent Ecevit, Irak’ın işgaline karşı çıkan Türkiye Cumhuriyeti’nin saygıdeğer başbakanıydı. Ama faturayı ağar ödettiler. 50 türlü dalavere çevirdiler, başbakanlıktan ettiler, yaşamını yitirdi. O şerefli bir insandı. O sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşlarını değil, Ortadoğu’daki tüm halkların barış içinde yaşamasını istedi. Batı’nın enerji oyunlarına karşı çıkan bir insandı. Ecevit’i indirdiler, önlerine projeler koydular. O kadar ki Mondros’tan bu yana yabancı askerlerin parlamentonun kararı olmaksızın, Türkiye Cumhuriyeti topraklarına geldiğini biliyoruz. “O kolay, sen beni iktidar yap gerisini ben hallederim”
1 Mart tezkeresini çıkarmadılar, onlar geldikleri gibi gittiler. Peki ne oldu? Ortadoğu’nun eş başkanı kimdi? Recep Tayyip Erdoğan. 1 buçuk milyon Iraklı öldü, on binlerce kadına tecavüz edildi. Hala onlarca insan ölüyor. Barış bir türlü gelmedi. Irak üçe bölündü ve biri kalktı o eş başkan, Amerikan askerlerine başarılar diledi. Aynı oyun şimdi Suriye’de oynanıyor. Suriye’de üçe bölündü, orda da iç savaşın eşiğine gelindi. Eğer siz bunu yaparsanız, kendi ülkenize de ihanet etmiş olursunuz.
Türkiye’nin konumu şuydu. Türkiye Ortadoğu’daki sorunlara çözüm üreten devlet algısı yaratmıştı. Başvurulan devlet algısı vardı. Bu yapılırdı. Ama bunların hiçbiri yapılmadı AKP iktidarı döneminde. Irak’ta taraf oldular, Suriye’de taraf oldular. İsrail Filistin çatışmasını bir tarafa bırakın, Filistin’de taraf oldular. Libya’da taraf oldular. Ama işin garibi nerede taraf oldularsa orada yenildiler.
Mavi Marmara’yı gönderdiler. Yapmayın dediler. Ama gönderdiler. Niçin? Seçim var, seçimlerde oy var. Geldiğimiz noktada bütün İslam coğrafyasında çatışmalar var.
Gazze’de bir insanlık dramı yaşanıyor. İsrail abluka altına alıyor. Çoluk çocuk genç yaşlı demiyorlar. Herkesi öldüreceğiz diyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değil. Kendi bağımsız devletini kuracaktır Filistin. Bunun mücadelesini veriyor. En doğal mücadelesini veriyor Filistin halkı.
İsrail kendi tarihinden ders almalıdır. İsrail halkına yapılan zulmü hiçbir zaman unutmamalıdır. Aynı zulmü Gazze halkına çektiriyorlar. Vahim bir hatadır ve bunun düzeltilmesi lazım. Biz CHP olarak Ortadoğu’da barışın olmasını isteriz. Ama çoluk çocuğun katledildiği bir savaşı kim yaparsa yapsın onu kabul edemeyiz.
Dış politikada Recep Tayyip Erdoğan herkese ders veriyordu ya, şunu yapın bunu yapın diye. Ne yapacak? Telefon ediyor, Gazze’de bu oldu, dersini aldı. Telefon etti dersini aldı. Eğer çaresizlik üretiyorsanız çözüm üretmiyorsanız, sizin itibarınız yoktur. Bunu Recep Tayyip Erdoğan’ın artık öğrenmesi lazım.
Sadece Obama’ya kızmıyor, Arap Birliği’ne kızıyor, BM’ye kızıyor, AB’ye kızıyor ve en sonunda Filistinlilere kızıyor. Şimdi eğer gerçekten Recep Tayyip Erdoğan Gazze konusunda bir şey yapmak istiyorsa, çok kolay bir yolu var bunun. Malatya’da bir füze kalkanı var. Eğer sen İsrail’e karşıysan, Kürecik’i askıya alırsın. Kürecik radarı niye kuruldu? İsrail’in güvenliği için. Arap Ligi niye bir şey yapmıyor diyorsun, sen yap örnek ol. Yapabilir mi? ben de biliyorum yapamaz. Onu yapmak için bir adamda yürek olması lazım. Kürecik’i kapat gelip seni kutlayacağım.
Senin maskeni indireceğim Recep Tayyip Erdoğan. Bütün dünyada maskesi indi ama Türkiye’de henüz inmedi. Medyası var çünkü. Sabah akşam aslansın kaplansın diyor. o yüzden de satılmıyor. İsrail’e yaptırım mı uygulayacaksın? Eskiden Türkiye’nin dostluğuna güvenilir, düşmanlığından da çekinilirdi. Güçlüydü onurluydu. Şimdi de neredeyse bölgenin oyuncağı haline geldi.
Kimin askerinin başına çuval geçirildi? Kimin askerleri kurşuna dizildi ve kimin zamanında? Halkımın bunları bilmesini isterim. Senin askerinin başına çuval geçirildiğinde sen ne yaptın? Bunları yapıyor, medya bunu Ortadoğu Fatihi olarak gösteriyor. Hangi Fatih’ten bahsediyorsun sen? Bereketsiz Fatih.
© Tüm hakları saklıdır.