Politika

Erdoğan: Faili meçhuller belli bir kesime fatura edildi!

Başbakan; Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Hrant Dink, Necip Hablemitoğlu, Bahriye Üçok ve Danıştay cinayetlerini anarak "Hep bir yerlere fatura edildi. Sis perdesini aralıyoruz" dedi.

26 Ocak 2010 02:00

T24-   Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, birçok saldırı ve suikastın, azmettirenler ortaya çıkmadan belli kesimlere fatura edildiğini belirterek, "Yavaş yavaş her şey açığa çıkmaya başlıyor" dedi. Türkiye'de son dönemde "ırkçı ajitasyon" yapılmak istendiğini söyleyen Başbakan, "Milliyetçilik diye toplumun önüne konanın ilkel bir ulusalcılık olduğu"nu söyledi.


Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmelere değindi.

Bazı köşe yazarlarını da eleştiren Erdoğan, “Kimse bize gaz vermesin. Biz ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz. Ne zaman ne yapacağımızı da gayet iyi biliyoruz. Biz bütün bunların planlamasını yaparak yola çıktık. Eğer bugün köşenizde, bu tür yazıları rahatlıkla yazabiliyorsanız, şöyle insafa gelin de acaba 7 yıl önce bu yazıları niye yazamıyordunuz diye kendinize bir sorun… Bize gaz vermeye çalışmasınlar, önce yasaları iyi incelesinler, tahlil etsinler ve hukuk devleti içerisinde bu işlerin nasıl yürütüleceğini de gayet iyi görsünler. Biz öyle öfkeyle kalkıp zararla oturanlardan olmayacağız" dedi.

Faili meçhul cinayetler

Erdoğan, 17 yıl önce 24 Ocak'ta, gazeteci Uğur Mumcu'nun evinin önünde katledildiğini hatırlatarak, bu saldırının hemen ardından belli kesimlerin töhmet altında bırakıldığını kaydetti. "Adres saptırıldı, maalesef dosya, bir çok soru işaretine mahal bırakacak şekilde kapatıldı. Azmettirenler ortaya çıkarılamadı" diyen Erdoğan, aynı durumun Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Necip Hablemitoğlu ve Abdi İpekçi için de geçerli olduğunu aktardı.

Nice saldırı, suikastın azmettirenler ortaya çıkarılmadan, işledikleri cinayetler net olarak belirlenemeden bunların belli kesimlere fatura edildiğini belirten Erdoğan, "Tarih gerçekleri ortaya koyuyor. Ama bak şimdi yavaş yavaş her şey açığa çıkmaya başlıyor. Bugün bizim yaptığımız; Hrant Dink'in, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu'nun, diğer tüm kirli saldırıların üzerindeki sis perdesini kaldırmak, tüm bu olayları aydınlığa kavuşturmak ve gelecekte benzer melanetlerin yaşanmasını önlemeye yöneliktir. Biz, bunu yapıyoruz. Biz yasamadaki, yürütmedeki gücümüzle bunu yapıyoruz. Bunun dışı yargınındır" ifadesini kullandı.

PROTESTO YAPMAK İSTEDİ

Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında, salonda bulunan Aslı Olcar adlı genç kız, sarı bir bez zemin üzerine yazılan, "Erdoğan, nükleer inadından vazgeç" yazılı pankartı açmak istedi.

Ancak genç kız pankartı açamadan, salonda bulunan emniyet görevlilerince müdahale edilerek, dışarı çıkartıldı.

Hrant Dink olayında 32 saatte faillerin yakalandığını belirten Erdoğan, "Uzantılarını söylemiyorum. Ama daha sonra bunların bağlantıları ortaya çıkmaya başladı. Aynı şey Danıştay olayında....Hemen manşetler nasıl atıldı, hatırlayın. Şimdi ne oldu? Hop, o da Ergenekon ile birleşti. Bakın neler çıkıyor? Bunlar bu kadar aceleci hareket ederek, faturayı sürekli olarak önyargıları, önkabulleriyle hep malum çevrelere kesmeye alışmışlar. Tetikçilerin, maşaların, kiralık katillerin, figüranların nasıl bir tezgahın, nasıl bir kirli oyunun parçası olduğunu göstermektir ki bu yaptığımız çalışmalar... Hamdolsun bunları yapıyoruz ve bu oyunlar artık bu ülkede sahnelenmesin. Çünkü, her kirli plan, bu ülkenin demokrasisine, hukuk sistemine, kardeşliğine, birlik ve bütünlüğüne, vatandaşımın işine, aşına, huzuruna, refahına kastetmektedir. Demokrasiyi zafiyete uğratacak her girişim, hukuku çiğneyen her plan bu milletin, bu devletin bekası için bir tehdittir, bir tehlikedir. Bundan nemal iananlar, bunu istismar vesilesi kılanlar, bundan menfaat devşirenler, bundan medet umanlar bilmelidir ki bu karanlık senaryoların hepsi lanetlidir ve bu lanet hepsini karanlığın içine çekip, insanlık vicdanında ebediyen mahkum edecektir" diye konuştu.

"Bunlar 'istemezük' familyasının mensupları"

Daha "Anayasa" kelimesi gündeme gelir gelmez malum çevrelerin bir anda sahneye fırladığını söyleyen Erdoğan, "Ortada böyle bir şey yok ya... Biz, parlamenter demokrasinin vazgeçilmez unsuru değil miyiz? Anayasa, yasa, bunları yapmak, değiştirmek bu parlamentonun görevi değil mi? En önemli, birincil görevi. Yeri gelirse bunlar, Cumhuriyet'in kuruluşundan beri nasıl yapıldıysa, gene yapılır. Ama daha bunun adını zikrettiğiniz anda, hemen 'istemezük' başlıyor. Çünkü bunlar, istemezük familyasının mensuplarıdır. Hep böyle..." diye konuştu.

Erdoğan, "367 garabeti ile ülkenin enerjisini heba edenlerin suskunluklarını bozup demokrasiye, millet egemenliğine, milletin bizatihi kendisine meydan okurcasına rol üstlendiklerini" kaydetti.

Milletçilik-ırkçılık

"Şu anda Türkiye genelinde gizliden gizliye yayılmak istenen ırkçı ajitasyon karşısında son derece dikkatli olmak zorundayız" diyen Başbakan, "Bazıları bu insanlık suçunu kullanarak, kendisine siyasi rant ve oy devşirmenin gayesinde olabilir. Buna karşı bizim tarihimizle, kültürümüzle, medeniyetimizle cevaplar üretmemiz gerekli hale gelmiştir. Millet kavramı, etnik kökenlerin, ırkların hatta inançların, mezheplerin üzerinde, onların tümünü kapsayan bir kavramdır. Gerçek milliyetçilik, asla ve asla ırkçılık değildir. Gerçek milliyetçilik, bir ırkın diğerine tahakkümü, diğerini hor görmesi değildir. Gerçek milliyetçilik ortak tarihten, medeniyetten yola çıkarak ortak bir geleceği inşa etmektir, ortak idealleri savunmaktır" dedi.

Erdoğan, milliyetçilik anlayışlarının kafatası milliyetçiliği olmadığını vurguladı.


'Ulusalcılığın sağı solu yok'


Erdoğan, bugün, milliyetçilik diye toplumun önüne konanın; içe kapanmacı, dünyaya sırt çeviren, evrensel değerleri yok sayan, temel hal ve özgürlükleri yadsıyan, Türkiye'yi çağdaş dünyadan ve kavramlardan koparan ilkel bir ulusalcılık olduğunu söyledi.

Bu ulusalcılığın sağı ve solunun olmadığını belirten Erdoğan, "İşte onun için diyoruz ki; CHP ile MHP'yi ele geçiren yönetim anlayışları ruh ikizidir. Statükoculuk, inkarcılık, dayatmacılık, bu iki partinin de yönetici genlerine işlemiştir" dedi.

Erdoğan, "Bunlar sadece hamaset bilirler, kriz yönetmeyi bilirler, gerilimden beslenirler, çözümsüzlükten medet umarlar. Milli birlik ve kardeşlik projesi, aklı selimin asla karşı çıkamayacağı, tereddütle karşılayamayacağı bir kardeşlik ve dayanışma projesi olduğu halde, buna karşı çıkarlar" diye konuştu.


'Gizli tasniflerle gelmedik'


Başbakan, grup toplantısında, tek parti diktası tartışmalarıyla ilgili konuşurken, CHP'ye seslenerek, “Ayıptır, ayıp! Önce aynaya bir bakın, aynada kimi göreceğiniz belli olur. Biz, talimatla gelmedik… Biz, sandıklardan geldik. Şurası da çok önemli, biz, gizli tasniflerle gelmedik, benim vatandaşım çok iyi biliyor" dedi.

“Biz değişimden yanayız," diyen Başbakan Erdoğan, statükonun değişmesinden, demokrasiden ve demokratikleşmeden, daha ileri  bir demokrasiden, gelişmiş bir hukuk sisteminden ve daha fazla özgürlükten yana olduklarının altını çizdi.