Başbakan Tayyip Erdoğan, Ergenekon davasında mahkûm olan İlker Başbuğ’un konuşmadığı için eleştirdiği Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in duyduğu rahatsızlığa şahit olduğunu söyledi.
Hürriyet'ten Metehan Demir'in haberine göre, Erdoğan’ın Türkmenistan dönüşü uçakta sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
'Demokratikleşme paketinde sürpriz olabilir'
(Demokratikleşme paketi) Ben çalışmamı bitirdim. Bu hafta ilgili kurullarda bir görüşme daha yapıp önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Geneliyle duyduğunuz şeyler ama bir iki sürpriz olabilir. Bazen öyle şeyler yazılıyor ki hayret ediyorum. Ülkemizi rahatsız edecek şeyler üzerinde durmuyoruz.
(Pakette anadilde eğitimin önü açılıyor mu) Hayır yok. Özel okullarda da yok. O konu bizim için şu anda ele alınacak durum değil. Yapılan benzetmeler de doğru benzetmeler değil. Ne, neyi getirir götürür kimse düşünmüyor. Biz, ülkemizi bölecek konular üzerinde Ak Parti olarak adım atamayız. Zamanlama bir çok konuda çok önemli. Zamanlamayı iyi yapmazsanız güzelim ülkemize yazık edersiniz. Biz zaten okullarda anadili öğrenme imkanı sağladık. Ama anadil ile eğitimin önünü açarsanız resmi dili zedelersiniz.
'Asla genel af yok'
(PKK’ya da kapsayacak genel af var mı?) (Abdullah Öcalan’ı da kastederek) Asla bir genel af söz konusu değildir. Af konusunda benim farklı bir düşüncem vardır. Kişilere karşı suçlarda, kişiler af yetkisine sahiptir. Devlete karşı suçlarda devletin yetkisi vardır. Adam öldürme vs konularda devletin yetkisi olmaz.
(Kürt Ulusal Kongresi ile ilgili FKÖ benzetmesi) FKÖ benzetmesi filan yanlış. Onlar, kendi toprakları gasp edilmiş, mücadele veren insanlar. Kürtlerin böyle bir sorunu var mı? Filistinlilerin pasaportu bile yok. İsrail verirse çıkıyor. Benim ülkemde Kürt vatandaşımın böyle bir sorunu var mı? Burada hangi örgütü kuracaklar. Türkiye dışında düşünüyorlarsa bilemem. Zaten kongre Türkiye dışında, o da beni çok ilgilendirmiyor. Bu özellikle Kuzey Irak yönetimi açısından sorun olur. Çünkü bize söyledikleri sözlere, taahhütlere ters kararlar bizim münasebetlerimizi etkileyebilir. Bu bakımdan önemli. Biz kendilerine çok açık gerçekleri söyledik. Ülkemizin bölünmesine vesile olabilecek adımlarda biz münasebetlerimizi kesinlikle gözden geçiririz dedik.
'Türkiye'yi terk etme sözü yerine getirilmedi'
(Çözüm süreci) Türkiye’yi terk konusunda verilmiş sözler yerine gelmiş değildir. Çok çok basit anlamda, o da çocuk, yaşlı kadın gibi yüzde 20 gibi bir durum. Bunun dışında ‘çıkma’ diye bir şey söz konusu değil. Akil İnsanlar’ın bize verdiği raporlardan hareketle atılması gereken adımları atıyoruz. Son zamanlarda bölücü terör örgütü ile ilgili yazılı görsel medya çok yoğun bir yayın yapıyor. Adeta örgütü ülkenin kurtuluşuymuş gibi lanse edişler filan. Manşetlere örgüt yöneticilerinin açıklamalarının çıkarılması. Bunlar benim ülkeme fayda getirmiyor, zarar getiriyor. Zaten silahı bırakmış değiller. Bunlar kendi durumlarını ortaya koyuyorlar. Saldırırım diyene karşı bu ülkenin güvenlik güçleri de herhalde ‘Hoşgeldin’ demeyecek, gereğini yapacaktır.
'Huzursuzluk çıkaranlar bedelini ağır öder'
(Eylül sendromu, sonbaharın sıcak geçeceği iddiası) Silivri’de de öyle diyorlardı. Ayın 5’i için farklı mesajlar veriyorlardı. Ne oldu? Bunlar kendileri çalıp kendileri oynarlar. Onlar ne derlerse desinler, biz
tedbirleri aldık alırız. Huzursuzluk çıkaranlar bedelini hukuk içinde ağır öderler. Hukuk içinde kalmak şartıyla her türlü eyleme şapka çıkartırım. Hukuk içinde kalmayana da gereğini hukuk içinde yaparız.
'Org. Özel’in rahatsızlığına ben şahidim'
Başbuğ öyle bir açıklama yapmamalıydı. Genelkurmay Başkanım olarak beraber çalıştığımız ismi terör örgütü yöneticisi olarak kabul etmem mümkün değil. En kötü ihtimalle tutuksuz yargılanması mümkün iken. Diğerleri için de söylemiştim. Bu herhalde en yüksek tonda bir sestir. Riski olan da bir sesti. Genelkurmay Başkanımız (Necdet Özel) ne yapacak? Zaten bu tür açıklamaları yapma hakkına da sahip değil. Buna rağmen nasıl bir rahatsızlık içinde olduğunun en yakından ben şahidim. Hukukun dışına mı çıkacaktı? Herhalde bunu yapacak hali yoktu. Keşke o tür bir açıklamayı duygusallık içinde yapmasaydı. Çünkü daha süreç bitmedi. Bu tür açıklamalar yargıyı olumsuz istikamette tahrik de edebilir.
‘Gerilim insanı’ ‘diktatör’ filan üzüyor'
(Sağlığına ilişkin spekülasyonlar) Armudu yenen ağaç taşlanır. Yenmeyeni kimse taşlamıyor. Ortada bir hizmet, 10 yılda Türkiye’nin geldiği bir nokta var. Bir de sandıktan çıkma çabası olmayan muhalefet var. Bizim son anketlerimize göre oyumuz yüzde 55’e kadar çıkıyor. Ortalama yüzde 53. Muhalefetin oyu ise düşüyor. Türkiye’ye bugüne kadar bakanlar laiklikle demokrasiyi bir arada götüremez diyordu. Türkiye tam aksini ispat etti. Bunu görmeleri ciddi hazımsızlık başlattı. Kayıt dışı ekonomide hâlâ istediğimiz yerde değiliz. Faiz lobisi derken boşuna çıldırmadık. Faiz dışı gelirde korkunç rakam çıkıyor. Bu adamlar sülük gibi 76 milyonu emiyorlar. Bazılarının diktatör yakıştırmasını da anlamıyorum. Bu ülkede seçim var, seçim arkasına seçimler yapılıyor herkes partisini kurabiliyor. Bizi üzen biraz bu. Yoksa şahsımla ilgili gerilimler söz konusu değil. Yakından tanıyanlar bilir. Haksızlıklara susmam. Ama bir gerilim insanı diye değerlendiriliyorsam üzülmek hakkımdır. Hele hele diktatör filan. İnsan biraz insaf eder. Bu tür şeyler insanı üzüyor.
(Batı basınının tavrı) Batı’nın medyası bize hiçbir zaman olumlu bakmamıştır. Özellikle Alman medyası bu işin önemli aktörlerinden biri olmuştur. Bizimle ilgili algı, yöneticilerin bakışıyla değişmez, halkların bakışı önemli. Halkların bize bakışı müspet.
'Başkanlık teklifini çekmem'
(Başkanlık teklifi) Kaç kere açıkladım başkanlık sistemi AK Parti’nin teklifidir. Olmazsa olmazımız değildir. Yeni anayasa hazırlanıyor. Biz Başkanlık sisteminin de gündemde olmasını teklif ediyoruz. Kime karşı diyoruz, baraj kalksın diyorlar. Bunun en güzel yolu Başkanlık sistemi. Baraj yok. İstemiyor muydun hadi buyur. Dar bölge sistemi. Türkiye’yi bölersin 550 bölgeye. Her bölgeden bir vekil, orada da baraj olmaz. Bir de daraltılmış bölge var ki, orada baraj gerekir. Şimdi anamuhalefetin hiçbir hazırlığı yok. Başkanlık sistemini geri çeksin ona göre konuşalım diyorlar. Niye ben çekeyim sen tekliflerini geri çektin mi? Son ana kadar durur, eğer tıkanma nedeniyse o zaman geri çekeriz. Yüzde 10 barajına dair ülkedeki ekonomik yapıdan hareketle; bu ülke koalisyondan çok çekti. Tek parti döneminde tüm olumsuzluklara rağmen 1’e 3 katladık. Niye ülkemizi tekrar dara, zora sokalım? 2 puan barajı indirdik ne olacak, 4 partiden başkası mı gelecek? Yok. O zaman bu kavga niye. Son seçimlerde tarihin en yüksek katılım sağlandı. Temsilde adaletse bundan daha iyisi olmadı.
'Aday değerlendirmesi'
(Yerel seçim adayları) İsim bazında yaptığımız anketlerde değerlendirme sürüyor. Gerek teşkilatımızla gerek milletvekillerimizle değerlendirme yapıp bir de direkt olarak sadece teşkilat yönetim kurullarının dahil olduğu bir kamuoyu araştırması yapacağız. Bu kanaatleri aldıktan sonra çıkan 3-5 ismi o ildeki halka soracağız. Halk kimin üzerinde duruyorsa tekrar değerlendireceğiz. Üzerinde ittifak olanları süreci beklemeden açıklayabiliriz. Büyükşehir adaylarını eylül ekim gibi açıklamaya başlarız.
Gerekçeli karardan sonra gerekeni yapacağız
(Ergenekon sonrası AK Parti kapatma davası da tartışmalı hale geldi, bir başvurunuz olacak mı?) Evet. Arkadaşlara talimat verdim çalışıyorlar. Gerekçeli karardan sonra gerekeni yapacağız.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları
(Kılıçdaroğlu’nun, mahkeme kararını tanımama sözleri) Bir siyasi partinin genel başkanının bir hukuk devletinin içinde anayasaya aykırı açıklamalar yapması beni değil daha çok savcıları ilgilendiren bir durumdur. Yargıçları tanımıyorum, yargıyı tanımıyorum diyor. Bunu diyen muhalefet lideri. Böyle bir ifade bizlerden olsaydı bu yargı veya yargıçlar o zaman ne yapardı?