T24 - Başbakan Tayyip Erdoğan referanduma 11 gün kala bir radyo programına katılarak soruları yanıtladı. Referandumda 'hayır' oyu kullanacak sanatçılar için "Birçoğu yaptığımız yatırımlarda gelip gösteri yapan tiplerdi" diyen Başbakan, dokunulmazlıkların kaldırılmasından HSYK'nın yapısına, 'Öcalan görüşmesi'nden genel affa kadar birçok soruya yanıt verdi.
Başbakan Erdoğan'ın Kral FM'de yaptığı açıklamalar özetle şöyle:
'İdeolojiler kumkuması haline geleceğiz'
Dokunulmazlıklarla ilgili AKP'nin programı açıklayan Başbakan Erdoğan, tüm memurlar yargı mensupları parlamenterler hepsini kapsayacak şekilde çalışma yapabileceklerini söylerek sözlerine şöyle devam etti: Burada sadece milletvekillerine yöneltirseniz Başbakan kalkar bir savcının oyuncağı haline gelir. Böyle bir oyuna gelmek mümkün değil. Yarın öyle bir hal meydana gelecek ki ideolojiler kumkuması haline geleceğiz. Hangi düşünceden bir savcı olursa olsun Meclis Başkanı hakkında rahatlıkla dava açacak. İndir başbakan, çıkar başbakan. Böyle bir ülke yönetimi olur mu? Gelin çalışmaları yapalım dedik. Bizim programımızda zaten var. Ben hiçbir zaman milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılsın diye söz vermedim. Kılıçdaroğlu doğru konuşmuyor.
'Yargı CHP'nin arka bahçesidir'
"Anayasa Mahkemesi'nin Biz kendimizi kurtarmanın peşinde olmadık. İstanbul Belediye Başkanlığı'm döneminde dokunulmazlığım yoktu. Bu dönemde partiyi kurduktan sonra bir anda 58 dava açıldı. Cezaevine girerken 7 dava vardı. Bu 58 davadan hepsi elendi, şurada milletvekili olduk diye 3-4 dava var. Akbil davasında da milletvekili olmayan dışında beraat etmeyen kişi yok. Ben belediye başkanıydım ama Akbil ile ilgili şirketin ne yönetim kurulu üyesiydim ne de imzam vardı. Buna rağmen o dönemde belediye başkanı olmam nedeniyle beni böyle bir dosyaya dahil ettiler. Dokunulmazlık vardır diye siyasetin içinde değilim. Hiçbir dönemde bunlardan kaçmadık, kaçınmayız. Yargı kimin arka bahçesidir diye bakarsak, yargı CHP'nin arka bahçesidir. Şu anda Anayasa Mahkemesi'ne veya HSYK'ya atanabilecek olanların en az 15 yıl hakim veya savcı olması lazım. Biz 7.5 yıldır iktidardayız. Oraya bir kişinin atanması söz konusu değil. Bizim dönemimizde Danıştay kamerayla yapılması lazım diyor. Bizden önce hangi iktidarda kamerayla eleman alındı. Danıştay burada ideolojik davranıyor.
İki maddeden biri Anayasa Mahkemesi'yle alakalı. Şu anda 11 asil dört yedek üye var. Bunlar asil üye olacak buna iki daha eklenecek. İki üyeyi Cumhurbaşkanı atayacak. Bunların da hukukçu olması gerekecek. Türkiye'deki barolar bir üye seçecekler. Bunun için TBMM'ye üç isim teklif edecekler. TBMM bunlardan birini seçecek. Sayıştay'dan iki üye gelecek. Her üye için üç isim verilecek. Bunlarda da birini TBMM seçecek. Sayıştay'ın da Anayasa Mahkemesi'nde iki üyesi olacak. TBMM'nin işin içinde olduğu tek yer burası. Anayasa Mahkemesi'nin yeni yapısında Sayıştay üyesi iki olacak. Barolardan bir kişi gelecek. Bunun dışında bir değişiklik söz konusu değil. Almanya'nın üye sayısı 16. Bunun 8 tanesini federal meclis seçiyor, 8'ini de federal konsey seçiyor. Tamamen parlamento. Avusturya'da 14 üye var. Federal hükümet 6 tane, ulusal konsey 3, federal konsey 3 tane seçiyor. Polonya 15 tamamı parlamento tarafından seçiliyor. HSYK Avrupa'da böyledir ama bizim yapımız buna müsahit değil diyor. Bunu Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentosu için söylüyor. Bu hakarettir. HSYK 22 üyeye çıkıyor. Rahatsızlıkları nerede? Siyasi olarak sadece Adalet Bakanı var. Şu anda Adalet Bakanı'nın birçok yetkilerini kaldırdık. Bir de müsteşar var. Bunlar onunla kalmıyor. İlk derece mahkemelerinden de rahatsızlar. İlk derece mahkemelerinde 12 bine yakın insan var. Bunların burada oy kullanmasını istemiyorlar. Biz bütün bu çalışmayı Avrupa'daki dünyadaki çalışmayı mix ederek yaptık.
Yargıçlar devletinden bizim kesinlikle kurtulmamız lazım. Ona giden yola asla fırsat vermememiz lazım. Hazımsızlık bu çalışmada kim var? AK Parti var. Kasıtlı olan yaklaşım bilgi kirliliğini oluşturuyor. MHP lideri konuşurken, arkasındaki fonda bununla alakası olmayan başlıklar var. Paketle ilgili bir şey olsun arkanda, bunlar yok.
Biz hükümet olarak bir adım atacağız. O adımı atamıyoruz. Millet kendi iradesinin gasp edilmesinden rahatsız oluyor. Yolsuzluklara şuna buna fırsat verme. 1991-92'de borcumuz 22 milyar dolar. Telekom özelleştirmesi yapılıyor. 25 milyar dolar fiyat veriyorlar. O zaman Telekom satılsa artı haneye 3 milyar dolar yazılacak. Danıştay ve Anayasa Mahkemesi engelledi. İETT garajını Büyükşehir Belediyesi satışa çıkardı, 1 milyar dolar fiyat verdiler. İş uzayınca Dubaili firma ihaleden çekildi. Şimdi gidin 500'e satamazsınız. Bu farkı Danıştay üyeleri ödeyecek mi? O arazi bir garajdı onun yerine bir rezidans yükselecek istihdam olacaktı. Alsancak Limanı da 1.5 milyar dolara gitmişti. İtirazla 30 ay salladılar. Adam gitti, Pire Limanı'nda yatırım yapıyor. Öyle önümüzde yargı kararları var ki, sizi çıldırtır. Temsil ettiğim partimden dolayı bana böyle yaklaşamazsın. Kalkıp siyasi faturasını yargı ödemiyor ki.
Partiyi değerlendireceksen 8 ay 10 ay sonra genel seçimler var. Bu seçimlerde oyumuzu vereceğiz. Bırakalım rahat olalım, herkes çıkıp referandumla ilgili ne söyleyecekse onu söylesin. Ana muhalefet lideri başka şeyler söylüyor. Neye hayır dediğini konuşmuyor. Konuşulan genel seçim tablosu içinde konuşulması gerekenler, bunu aşmamız lazım. Bu da ne kadar basit bir kampanya yürütüldüğünü gösteriyor. Her gittği yerde şablon şu: Bu başbakanın bu ilde yaptığı bir şey var mı? Kılavuzu kimse onlar da iyi bilgi vermiyor. 81 ilin hepsinde AK Parti iktidarının yaptıkları var. Bunların hiçbirinden haberi yok. Bu yapılanları görmeyenler, ben birşey söyleyeceğim ama..."
'Öcalan'la görüşme iddiası bir hakarettir'
Muhalefetin ortaya attığı ve gündemde uzun süre tartışılan hükümetin Öcalan'la görüştüğü yönündeki iddiaları hakaret olarak niteleyen Başbakan, "Öcalan'la bölücübaşıyla ilgili o süreci en iyi bilen bizden önceki yönetimdir. O zaman idam vardı. İdamdan kimler kurtardı, o da belli. Bizden önceki koalisyon hükümeti kurtardı. Parlamentodan da istedikleri şekilde geçirilmiştir. Kalkıp hala hangi yüzle bize fatura kesmeye çalışıyorlar anlamakta zorluk çekiyorum. Nasıl olsa Ecevit öldü, parlamentoda gücü olmayan Yılmaz var. Kendisi grubu olan lider olarak fatura kesiyor. Televizyonda izledim Ecevit 6.5-7 saatlik toplantı sonrasında açıklama yapıyor. Verdiğimiz sözü yerine getirmek için idamı erteledik diyor. Bahçeli de Başbakan gerekli açıklamayı yaptı diyor. Burada üç imza var idamın ertelenmesiyle ilgili. Bu imzalar elimizde belge olarak duruyor, nereye kaçıyorsun. Bahçeli iddiasını ispatla mükelleftir. Erdoğan, hangi terör örgütüyle nerede görüşmüş bunu ispat etsin. Hükümette benim kabinemde kimse böyle bir görüşme yapmamıştır, yapamaz. Benim bilgim olmadan yapamaz. Burada siyasi bir kimlikle kimseyle görüşme yapılmamıştır. Devletin isihbari örgütleri herkesle görüşür. Niçin yapar? Terörle mücadelede süreci ülkenin lehine çevirmek için yapar. Bunu TSK mensupları da yaptı. Bunlar söyleniyor. Kalkıp da Erdoğan'a arkadaşlarına böyle bir çamur atmaya yönelirseniz o çamur sizin üzerinizde zaten var daha da artır" dedi.
~
'Ankara'da ne konuştuysam Diyarbakır'da da aynısını konuşurum'
Tunceli'de genel aftan bahset, İstanbul'a gelince ben onu demek istememiştim de, manevra yap. Bizim kitabımızda manevra yok, ilke var. Dil konusu resmi dilde tek dil. Yoksa herkes ana dilini istediği gibi konuşur. Şu anda cezaevinde kendi ana diliyle konuşuyor. Ama resmi dil olarak Türkçe dışında konuşmadık, vaatte de bulunmadık. Bunu Diyarbakır'da da söylesem aynısını söylerim.
Türkiye'yi kucaklayan bir kimliğe sahip tek partiyiz. Kürt kökenli vatandaşa yakınlığım, Türk kökenli vatandaşa yakınlığımdan farklı değil. Benim Kürt kökenli vatandaşlarıma yönelik BDP ne getirdi, sadece kuru laf başka bir şey yok. Bölgesel milliyetçiliğe de karşıyız. Hizmetleri göremeyen göz benim vatandaşımda yoktur. Türkiye'de en ciddi hizmeti alan illerden biri Tunceli'dir. Tunceli Üniversitesi'ni de kurduk. Herhangi bir ayrım yapmadık. İfade ettiğiniz partiyi ben hiçbir zaman Kürt kökenli vatandaşların temsilcisi olarak görmüyorum. Birileri bizi parçalamak istiyor, bu oyunu hep beraber bozmak lazım.
Muhalefet bu konuları çok iyi bilir. Konu zaten yargıda. Yargıda olan süreçle ilgili bizim söyleyeceğimiz hiçbir şey yoktur. Yargı yürütmeye görevlendirme yapınca emniyet de görevini yerine getirir.
'7 bin şehitin hesabını nasıl vereceksin?'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği 'genel af' konusuna değinen Başbakan Erdoğan, 'Parlamentoda olduğumuz sürece böyle bir şey geçemez' dedi. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: Genel af diyorsunuz, bundan sonra da buna filanca dahil değil diyorsunuz. Genel af gündeme gelirse A'dan Z'ye herkes dahildir. Beni ilgilendiren şurası. Ülkemde 7 bin şehit var. Onlara hesabı ey Kılıçdaroğlu nasıl vereceksin? Yatırım aslında 2011 seçimlerine yönelik. 2011'de de bu rüşvet-i kelam zaten karşılık bulmayacaktır. CHP tabanında da tepki başladı zaten. Arkadaşlarımla sohbet ettim. Bak söyledi 24 saat geçmeden çark edecek dedim. Kayseri mitingine giderken çark etti. Yapıda da bu var. Ben aday değilim de dedi. Baykal'ı ziyaret etti, aday olmadığını açıkladı. Ertesi gün adayım dedi. Bütün bu gerçekler ortada.
'Türban' için hep beraber oturalım, bitsin bu zulüm'
"Bugünden tezi yok diyorum. Eğer özgürlüklerin egemen olduğu bir Türkiye diyorsak ve egemenlik kayıtsız şartsız milletin ise ve başörtüsü sorununu ben çözerim diyorsa sayın Kılıçdaroğlu, hep beraber oturalım, 13 Eylül'de konuşalım bitsin bu zulüm. Güven vermiyor. Bu da bir rüşvet-i kelam"
'Hayır diyen sanatçıların birçoğu yaptığımız yatırımlarda gelip gösteri yapan tiplerdi'
"İsimleri duydukça kimin ne söyleyeceğini anlayabiliyorum" diyen Erdoğan, referandumda 'hayır' oyu kullanacağını açıklayan sanatçılar için şöyle konuştu: İçerikle ilgili çok bilgileri yok. Kusura bakmasınlar, önyargıları olan isimler. Niçin hayır diyeceklerini sorunca açıklamaları mümkün değil. Çünkü okumuyorlar. Sanatçıların birçoğu yaptığımız yatırımlarda gelip gösteri yapan tiplerdi. Muhsin Ertuğrul'da da gösteri yapan tiplerdi. Bakıyorsun vatan hainidir diyor, şu ifadeye bak. Bu nasıl bir kafa? Sen nasıl kalkarsın da hem demokrasiye inanacaksın, hem de evet diyene vatan haini diyeceksin? Biz onların düştüğü yanlışa düşmeyiz. Evet diyenlere teşekkür ediyorum.
Bu ülkede yürütmenin en ideal şekilde çalışabilmesini istiyorsak. Bunun önünün açılması noktasında evet denmesini istiyorum. Bir damdan düşen başbakan olarak yarasını çektik. Milli iradenin egemenliği için evet denmesini istiyorum. Hayır'cılar darbe anayasasını savunuyor. 'Bir sağdan idam ettik, bir soldan idam ettik' diyor. Böyle bir anlayışa evet denebilir mi, tabii ki hayır diyeceğiz. Yeni anayasanın da önü açılsın istiyoruz. 2011 seçimlerinde halkımıza bunu da teklif edeceğiz. Seçimlerin hemen ardından parlamentoda yetkiyi almamız halinde bunu daha geniş tabanlı el ele yürüteceğiz.
Eveti anlıyorum da, hayır diyenlerin neye hayır dediğini anlayabilmiş değilim. Millet kendi anayasasına hayır der mi? Çok ciddi bir bilgi kirliliği var. Metnin içeriği bilinmiyor. Dünyada bu tür anayasa değişiklikleri bir bütün olarak oylanır. Bu bir parti oylaması değildir. Ana muhalefet partisi kapağını açmadan görüşecek bir şeyimiz yok dedi. CHP şunu söyledi. İki maddeyi çıkaralım diğerlerinin tamamına evet deriz. Anayasa Mahkemesi ve HSYK ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne götürdünüz mü? Anayasa Mahkemesi de paketi onaylayarak sundu. Paket önümüzde. yargıya saygınız varsa bu karara niye saygı duymuyorsunuz?"