T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin haftalık olağan grup toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul'da üniversite öğrencilerine polisin uygulamasını değerlendirerek, "Protesto demokratik bir haktır. Emniyet bu tür bir organizasyonunu güvenliğini tesis etmekle mükelleftir. Buraya gelen öğrenciler değişik siyasi partilerden belli ideolojinin mensubu olarak kalkıp da protesto değil, bakın biz de bu toplantıya girmek istedik diyorlar, sizi böyle bir toplantıya davet ettik mi geliyorsunuz. Ama biz kusura bakmayın elinde sopa ve yumurtayla gezen gençlerle toplantı yapmayız" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Türkiye seçim atmosferine tam manasıyla girmeden önce milletimiz için önem arz eden yasaları kampanyaya kadar inşallah çıkaracağız. Önümüzde 2 hafta sürecek bir bütçe maratonu duruyor. İnşallah ay sonunda onu da tamamlamış olacağız.
Seçim öncesinde Meclis kapanan kadar her saati, dakikayı değerlendirerek millete hizmet etmeye devam edeceğiz.
Lübnan ve Libya gezisi
Kosova’da şahit olduğumuz manzaranın ardından Lübnan’da gördüğümüz ilgi, Türkiye’nin dış politikadaki başarısını bir kez daha teyit etmiş oldu. Lübnan ziyaretimiz hem dış politikamızın bölgede yarattığı olumlu etkiyi görmemiz hem de ilişkileri daha geliştirmemiz için son derece verimli geçti.
Tıpkı Lübnan’da olduğu gibi Libya’da da büyük ilgi ve teveccühle karşılandım. Sokaklara taşan coşku ve heyecan halklar ve ülkeler arasındaki yüz yıllık uzaklığın aslında ne kadar manasız olduğunu gösteriyor.
Türkiye gibi bir devlet komşularına, çevresine, bölgesine ilgisiz kalamaz. Büyük devlet olmak büyük düşünmek demektir. Kimse kendi çapsızlığını, vizyonsuzluğunu, bölgesel ve küresel bir güç olma gayretlenin önünü engel olarak koyamaz.
Son iki hafta sonunda rektörlerle yaptığımız toplantılarında ifade ettim. Bu ülkede irtica tehdidi var diye Arapça Dili ve Edebiyatı, Komünizm tehlikesi var diye Rus Dili ve Edebiyatı bölümleri kapatıldı. Arap metinleri İngilizceden çevriliyor. Bildiğiniz Muhammet’e Mohammad deniyor.
Ezberleri bozduk
Türkiye dış politikada ezberleri bozdu bozmaya da devam edecek. Kim hangi yaftayı yapıştırırsa yapıştırsın. Bölgemizde adalet ve dayanışmadan öte hiçbir gayemiz yok. Haksız olana mertçe çıkıp haksızsın dedik. Buna devam edeceğiz. Dış politikada çıkarlarımız gözettiğimiz kadar insanlığı vicdanı hakkı hukuku gözetmeye devam edeceğiz.
Bu ülkenin dış politikasını sadece millet benimser. Milletten başka kimse bu ülkeye rota çizemez. Bugün yardıma muhtaç kim varsa oradayız. Türkiye artık alan el değil veren el olmuştur.
Haiti, Şili, Darfur, Pakistan, Irak, Gazze, Lübnan’a Somali’ye ulaştık. Ayın anlayışla İsrail’deki orman yangınına ulaştık. İsrail’le sorunlarımız var diyip ormanların yanmasına insanların ölümüne seyirci kalamazdık bu ne insanlığa yakışır ne de bizim manevi değerlerimize uygun düşer.
Yangın diplomasisi
Biz Gazze için haykırırken Mavi Marmara için sesimizi yükseltirken hangi hassasiyetle bunu yaptıysak orman yangına da aynı hassasiyetle yaklaştık. Biz Mavi Marmara ve 9 şehidimizin hassasiyetini koruyoruz. Eğer yani bir dönem başlatmak isteyen varsa önce suçunu kabul edip özür dileyecek ve tazminatı ödeyecek. Ayrıca ambargolar kaldırılacak.
Bu adımların atıldığını görürse biz de durumu değerlendiririz. Yanlışından dönene “sen yanlışında ısrar et” demeyiz.
WikiLeaks belgeleri
Şimdiye kadar yayınlanan belgelerde son derece seviyesiz bir dilin kullanıldığını görüyoruz.
Ben daha ilk gün “eteğindeki taşları bir döksün” dedim. Yazışmaların yayınlanması yayınlanma tarzı seçilmesi sansürlenmesi, sadece belli ülkelere yönelik yazışmaların yayınlanması niyet konusundaki düşüncemizi haklı çıkarır görünüyor.
Burada birinci derecede sorun ABD’nin sorunudur. Yalan yanlış bilgilere dayanan bu bilgilerin sızdırılması ve yayınlanması şeffaflık olduğunu savunanların gözden kaçırdığı bir nokta var. Gizli hesapları olanların burada hangi çıkarı var.
Birileri sır şeffaflık kavramını sınırsız diyorsa bu kendini inkardır. Bir meseleyi anlamadan verilen her tepki erkendir ve eksiktir.
Ana muhalefet partisi meseleye böyle yaklaşmaktan her zaman kaçındı. Daha ilk belgelerle birlikte konuyu iç politika malzemesi yapmaktan çekinmedi.
Bu durum CHP kitlesinde bile rahatsızlık yarattığının biliyorum. CHP politika üretemediği için ABD’li diplomatların yazışmalarından medet umar haline gelmiştir. Kendi ülkelerinde o kadar kopuklar ki iç politikayı bile yapancı diplomatlara emanet etmiş durumdalar.
CHP ismini 'Wiki'CHP yapsın
Wikipedia’da yazılanlara inanıp benim dünyanın en zengin 8. Başbakan olduğumu iddia etmişlerdi.
CHP madem değişiyor ismini de değiştirip ismini de WikiCHP yapsın.
Bir İsviçre’dir tutmuşlar belge getir diyorlar. İddia ABD’li diplomatların. Gidin belgesini de siz getirin. İddia sahibi iddiasını ispat etmekle mükelleftir.
Sizin iddialarınıza belge yetiştirmeye çalışsak millete hizmet edecek zamanımız kalmaz.
CHP gitsin İsviçre’deki bankaları dolaşsın. Bir şey bulursa mal varlığımı CHP’ye bağışlayacağım.
“Ergenekon'dan sonra WikiLeaks'in mi avukatı oldun"
ABD’li diplomatların iddiasına niye girdin. Sen küresel yalanların avukatı mısın. Ergenekon’un avukatlığından sonra Wikileaks’in avukatlığına mı soyundun.
Birisi CHP Genel Başkanına siyasetin ciddi bir iş olduğunu hatırlatmalı. Yüzü kızarmamak pişkinlik yapmak iyi bir haslet değildir. Yüz kızarıklığı edeptendir.
Bunların tarzı siyaset yapanlar sandıktan çıkamazlar. CHP’nin nasıl bir dış politika zihniyetine sahip olduğu ortaya çıktı. Biz Wikileaks yazışmalarına karşı temkinli politikamızı koruyacağız.
Türkiye’nin dış politikasını hiç kimse değil sadece millet belirler.
"Gençlerin eylemi provakatif"
Birkaç gündür gazeteler televizyonlar bazı gençlerin provokatif eylemlerine ağırlıklı yer veriyor.
Protesto demokratik bir haktır. Emniyet bu tür bir organizasyonunu güvenliğini tesis etmekle mükelleftir.
Buraya gelen öğrenciler değişik siyasi partilerden belli ideolojinin mensubu olarak kalkıp da protesto değil, bakın biz de bu toplantıya girmek istedik diyorlar, sizi böyle bir toplantıya davet ettik mi geliyorsunuz.
Ama biz kusura bakmayın elinde sopa ve yumurtayla gezen gençlerle toplantı yapmayız.
Biz düşüncesiyle fikriyle entelektüel zemini güçlendirmek isteyen gençlerle bunu konuşuruz.
Karşı düşünceye sabır göstermeyen gençlerle neyi konuşacaksınız. Demokrasi bu değil. Demokrasi katkıdır. Özgürlükler bu değil. Özgürlükler düşünceyi özgürce ifade etmekti.