-Erdoğan: Dostluğu İsrail bozdu PRETORİA (A.A) - 05.10.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''(İsrail) Kendi elleriyle kendi kararlarıyla aramızdaki dostuluğu bozmuş ve Türkiye'yi, İsrail kaybetmiştir'' dedi. Erdoğan, Güney Afrika Cumhuriyeti Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanlığı'nda Türk Dış Politikası konulu bir konferans verdi. Başbakan Erdoğan, Filistin halkının devlet olarak tanınma yönündeki haklı talepleri karşılanması ve 1967 sınırları temelinde kurulacak Filistin devleti BM üyesi olarak hak ettiği yeri BM'de ve dünyada alması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: ''Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde BM Genel Kurulu'nda da söylediğim gibi Filistin devletinin tanınması uluslararası barış için bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Biz de bu anlayışla, gerek Filistin devletinin tanınması, gerek Gazze halkı üzerindeki gayri hukuki ablukanın kaldırılması için aktif olarak çaba sarf etmeye devam edeceğiz. Halen BM Güvenlik Konseyi'nde etkin bir konumda bulunan Güney Afrika Cumhuriyeti'nin bu yöndeki çabalarını şükranla yad ediyorum. Bu noktada, İsrail ile ilişkilerimize de kısaca açıklık getirmek isterim. Zira Filistin'in haklı davasına verdiğimiz aktif desteği son dönemde İsrail ile ilişkilerimizde yaşanan bozulmaya bağlayanlar var. Evet İsrail silahlı kuvvetlerinin bu yaptığı tabi ki bizim aramızdaki şu ana kadar devam eden ortaklık ilişkilerini bozmuştur. Ve burada özür dinelmedikçe, tazminat ödenmedikçe Gazze'ye ambargo kaldırılmadıkça, bizim aramızdaki münasebetlerin normalleşmesi mümkün değildir. Kendi elleriyle kendi kararlarıyla aramızdaki dostuluğu bozmuş ve Türkiye'yi, İsrail kaybetmiştir. Hiç bir zaman Türkiye olarak biz art niyetli davranmadık, İsrail halkına yönelik ... Ülkemde 40 bini aşkın Musevi vatandaşım vardır, hiç bir zaman onlara yönelik bir olumsuzluğa müsaade etmedik etmeyiz.'' -''Uzattığımız merhamet elini iyi bilirler''- ''Şunu çok açık ve net söylemek isterim; İsrail'in söz konusu saldırısı, Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından da en güçlü şekilde protesto edilmiştir'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu nedenle İsrail'den talep ettiğimiz özür, tazminat ve Gazze ablukasının kaldırılması yönündeki hususlar sadece bizim değil, esasen tüm uluslararası toplumun beklentileri olarak görülmeli, bu çerçevede takip edilmelidir. Geçmişte tarihin en zor zamanlarında Yahudi toplumuna uzattığımız merhamet elini kendileri en az bizim kadar iyi bilir. Türkiye’nin bu tavrı doğrudan evrensel insani değerlerin savunulması ile ilgilidir. Keza, bir önceki İsrail hükümetleriyle barış süreci dahil pek çok konuda yakın çalışmalar yürüttüğümüzü de İsrail kamuoyu çok iyi bilir. İsrail, Suriye ilişkilerinde yaptığımız çalışmaları, gayreti çok iyi bilir. Temennimiz, İsrail hükümetinin yaptığı yanlış hesaptan bir an evvel geri dönmesidir.'' -BM reforme edilmeli- Erdoğan, BM'nin bugüne kadar İsrail'e yönelik aldığı 89 yaptırım kararı bulunduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: ''Ama hiçbiri uygulanmamıştır. BM Genel Kurulu'ndan 247 adet yaptırım kararı çıkmıştır, ama hiçbiri uygulamamıştır. Peki bununla ilgili İsrail'e yaptırım veya baskı uygulaması yapılmış mıdır? Hayır, yapılmamıştır. Bu konuda bir çaba var mı? Yok, ama İranla, Sudanla ilgili var, diğer bazı ülkelerle ilgili var, orada var orada yok işte siz bu ikicikli yaklaşımla dünyada barışına hizmet edemezsiniz ve BM'de üzerine düşen görevi yerine getirmemiş olur. Dolayısıyla, BM'nin reforme edilmesi şarttır ve bu reforme edilmesi sürecinde de bu daimi üyeliklerin, geçici üyeliklerin değiştirilmesi lazım. Yani daimi üyelik denildiği zaman dünyada herkesi buradan nasibini almalıdır. Bütün ülkeler buradan nasibini almalıdır. Şu anda bir tane Afrika ülkesi var mı daimi ülkeler arasında? Yok, nasıl olacak da burada adalet dağıtılacak. Şu anda Afrika kıtasının kaderi kimin elinde 5 tane daimi üyenin elinde böyle neticeye gitmek mümkün değil.'' -Esad'ı eleştirdi- Konferanstan sonra katılımcıların sorularının yanıtlayan Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'ye ne gibi yaptırımlar uygulanacağı sorusuna üzerine, bu hafta sonu büyük ihtimalle Suriye'den Türkiye'ye gelen yaklaşık 7 bin 500 misafirin kaldığı kampları ziyaret etmeyi düşündüğünü anımsattı. Erdoğan, ''kendilerinin ziyaret vesilesiyle dertleşeceğiz. Bu dertleşmeden sonra arkadaşlarımızla ön hazırlıklarının yaptığımız yaptırımlar konusunda değerlendirmemizi yapacağız ve bundan sonra yaptırımlarımızın etap etap neler olacağını açıklayacağız dolayısıyla burada açıklamam söz konusu değil'' dedi. -Güney Afrika'nın çekimser kalması- Başbakan Erdoğan, Suriye'ye yönelik yaptırımların ele alındığı BM Güvenlik Konseyi'ndeki oylamada Güney Afrika Cumhuriyeti'nin çekimser kalmasının bir hayal kırıklığı yaratıp yaratmadığı sorusuna ise şu yanıtı verdi: ''Beni değerli dostumun yanında zora soktun. Tabii onların kararına benim saygım sonsuz. Ama gönlüm özgürlük mücadelesinde abideleşmiş bir Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Suriye halkının yanında yer almasını çok arzu ederdim. Yani çekimser kalmasını değil, bu uyarının Suriye yönetimine yapılmasının gereğini beklerdim. Böyle olması çok daha isabetli olurdu. Çünkü orada binlerce insan acımasızca öldürülüyor. Düşünebiliyor musunuz? Lazkiye şehrini denizden bombalıyorlar, Hama, Humus... Sayın Beşşar'ın babasını hatırlattı bize. Böyle bir uygulamayı şimdi adeta o yanlışı miras almış gibi devam ettirmenin gayretini görüyoruz. Bunlara, tabii 'iyi yaptınız' demek mümkün değil. Eğer özgürlüğün kavgasını veriyorsak, demokratik sistemin kavgasını veriyorsak, 40 yıl olağanüstü hal ile yaşayan bir Suriye'ye 'böyle devam et' diyemezsiniz veya tek partili bir hayata o insanları mahkum edemezsiniz...Temenni ediyorum ki Suriye halkının verdiği mücadele hayırlı olsun.''