Gündem

Erdoğan'dan Demirtaş'a: Şu anda Edirne Cezaevi’nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı, yok, bu adam Kürt değil

"Diyarbakır Cezaevi müze oluyor"

23 Ekim 2022 14:34

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı hedef alarak, "Şu anda Edirne Cezaevi’nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı, yok, bu adam Kürt değil" dedi. Erdoğan, HDP'ye ilişkin olarak da, "PKK ve HDP zihniyetinin elindeki programa göre aile yapımızı ortadan kaldırma, malınızı, mülkünüzü elinizden alma hesabı içinde olduğunu söylemiştim. İşte şimdi son tartışmaları görüyorsunuz. Kürt kardeşlerimi bir avuç sapkının oyuncağı haline getirmek isteyenlerin sizin adınızı nasıl istismar ettiğini görüyorsunuz." görüşünü savundu. Erdoğan, Diyarbakır Cezaevi'nin müze olacağını duyurdu. 

Erdoğan, Diyarbakır Çevre Yolu, TOKİ 1525 konut, 17 iş yeri, bir cami, büyükşehir yatırımları ile yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış törenine katıldı. 

Erdoğan'ı konuşmasından başlıklar şöyle: 

Maşallah bu ne muhteşem bir ilgi. Bugüne kadar Diyarbakır’ı ben böyle görmemiştim. Diyarbakır bugün bir başka. Diyarbakır'ı özlemişiz. Sizlerin coşkusundan anladığım kadarıyla Diyarbakır da bizi özlemiş.

Amasra maden faciası

Bartın'daki elim kaza nedeniyle gezimizi ertelemek durumunda kalmıştık. Şehitlerin ailesi bize emanettir. O emanete de sonuna kadar sahip çıkacağız. Başlatılan incelemeler sonucunda olayda kusuru olanlar tespit edilecek, onlarla ilgili de her türlü işlemi yapacağız. 

"Bir dönem kucaklaşmamızı engellemek için her yolu denediler"

Bizi bölenlere fırsat vermeyeceğiz. Bir dönem kucaklaşmamızı engellemek için her yolu denediler. Diyarbakırlı kardeşlerimizle gönül birlikteliğimizden vazgeçmeyiz dedik, yolumuzdan asla dönmedik.

“Diyarbakır Anneleri'ni Batı'nın şempanzelerine bırakmadık”

Diyarbakır Anneleri'ni Batı'nın şempanzelerine bırakmadık. Nerede bu Batı'nın insan hakları savunucuları? Bir kere gelip de Diyarbakır Anneleri'ni gelip ziyaret ettiler mi? Niye? Onların insan hakları savunuculuğu ile alakası yok. Onlar sadece sahne artistidir. Benim Diyarbakır Annesi kardeşlerim bunlara prim vermediler.   Şehrimize kazandırdığımız yatırım bedeli 5 milyar 125 milyon olan 140 kalem eseri bugün buradan açıyoruz. 

“Diyarbakır'ın rengi PKK’nın istismarı veya HDP’nin sapkınlığı değildir"

Diyarbakır'ın rengi, terör ve siyaset baronları, PKK’nın istismarı veya HDP’nin sapkınlığı değildir. Diyarbakır'ın rengi kökenine, inancına, sahip çıkan asil insanlardır... Diyarbakır'ı köklerinden koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bir maziden atiye köprü kurarken zamanın ruhunu da es geçmiyoruz.

Ey Diyarbakır gel, her güzelliği içinde barındıran rengine birlikte sahip çıkalım. Gel, ülkemizin aydınlık geleceğine 85 milyonla hep birlikte yürüyelim. Bu bölgenin kadim şehirleri Şam'ın, Bağdat'ın, Kudüs'ün boynu bükülürken senin de yıldızını yükseltelim. Sen bu ülkenin, bu milletin gözbebeğisin. Sen, büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin en önemli lokomotiflerinden birisisin. Ali Emiri de Ziya Gökalp de Sezai Karakoç da Diyarbakırlıdır. Eski yeni her eseriyle Diyarbakır'ı gönülden seviyoruz. 

"Diyarbakır'ı gönülden seviyoruz. 1383 yıldır her şeyiyle bizim olan, bizim medeniyetimizin şehri olan Diyarbakır’a göz dikenin iflah olmayacağı açıktır. Şu Diyarbakır surlarının dili olsa da konuşsa, şu Dicle Nehri’nin dili olsa da konuşsa. Şu ecdat yadigarı mezar taşlarının dili olsa da konuşsa. Ah şu Diyarbakır sokaklarının dili olsa da konuşsa… Konuşsa da bir yandan mirasçısı olduğumuz medeniyetin ihtişamını anlatsa. Daha düne kadar bu coğrafyanın tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, insanıyla en seçkin şehri olan Diyarbakır’ın kolunu, kanadı kıranların ihanetini anlatsa. Ağızlarından demokratik siyaset lafını eksik etmeyenlerin nasıl emperyalistlerin kucağından hiç inmediğini anlatsa. Her nutukları hak, hukuk, özgürlük lafıyla bitirenlerin nasıl baskının, zulmün, kan emiciliğin dibine vurduğunu anlatsa.

"Kandil’e benim Kürt kardeşlerimin çocuklarını kaçıran bunlar değil mi?"

Sürekli Kürt lafı ederek Kürtleri sömürenlerin, sizlerin evlatlarının kanı ve canı üzerinden kendilerine ultra lüks hayat kuranların riyakarlıklarını anlatsa.  Bunların adı Kürt, kendilerinin Kürtlükle alakası yok. Kürt kardeşlerime en büyük zulmü yapan bunlar. Kandil’e benim Kürt kardeşlerimin çocuklarını kaçıran bunlar değil mi?

"Şu anda Edirne Cezaevi’nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı, yok, bu adam Kürt değil"

7 ay sonra yapılacak seçimlerde bunlara bütün bunların hesabını sormaya var mıyız? Yasin Börü evladımızı Diyarbakır Caddesi’nde şehit eden alçaklar bunlar değil mi? Ah, ah… İşte bunun hesabını Diyarbakırlı kardeşlerim Allah’ın izniyle soracaklar.  Bugün bir kez daha görüyorum ki her gecenin bir sabahı olduğu gibi Diyarbakır’ın yaşadığı karanlık günler de geride kalmıştır.  Şu anda Edirne Cezaevi’nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı, yok, bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor.

Şu anda bir tane eş başkanları var Kürt mü, değil. O da aynı şekilde benim Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Bunların oyununa gelmeyeceğiz. Bunların hesabını inanıyorum ki benim Diyarbakırlı kardeşlerim soracaklar. Diyarbakır altyapısı, ekonomisi, sanatıyla, yüzünü geleceğe dönmüş. Güven ve huzur içinde kararlı adımlarla yoluna devam etmektedir.  Allah bir daha bu ülkeye de Diyarbakır’a da o kötü, kanlı, acı günleri göstermesin diyorum. Hamdolsun artık Diyarbakır huzurun şehridir.

Sadece Diyarbakır'ın huzurlu olması yetmez, Irak'ın da Suriye'nin de huzurlu olması lazım. Türkiye'yi büyütüyoruz derken güvenliği ile huzuru ile işiyle, vizyonuyla velhasıl her şeyi ile büyütüyoruz. Biz bugüne kadar Diyarbakır'ı 57 milyon liralık kamu yatırımı ile her alanda geliştirmenin gayreti içinde olduk.

Batı'ya ne yaptıysak Doğu'ya, Güneydoğu'ya da onu yaptık. Yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Eğitimde tüm mahallerimize okulla donattık. Son atamada seçmeli dersler için talep edilen tüm Kürtçe öğretmenlerimize kadrolarımızı açtık.

İnşası süren Kayapınar Şehir Hastanemizi de ihalesini hızla yenileyerek sizlerin hizmetine sunacağız. Sporda ülkemizin en modern statlarından birini Diyarbakır'a kazandırdık. Son kampanyamızla Diyarbakır'a 5570 konut, 450 sanayi sitesi ve 30 bin konutluk arsa daha kazandıracağız. Kura neticesinde arsaları kim kazanırsa onlar alacak. Eski stadın yerine Millet Bahçesi yapıyoruz. Ulaştırmada 44 km'lik bölünmüş yol uzunluğunu 456 km'ye çıkardık. Bugüne kadar yaptığımız barajlara ek olarak GAP'ın en önemli kısımlarından Silvan Barajı'nı hayata geçireceğiz. Silvan Barajı yakında su tutmaya başlıyor. TOKİ çalışmalarında bir yandan 500 bin konutu, arsayı, iş yerini kapsayan yeni kampanyayı başlatırken mevcut projeleri de hızla tamamlıyoruz.

"Diyarbakır Cezaevi müze oluyor"

Adalet Bakanlığımız cezaevini tamamen boşalttı. Bugün itibariyle cezaevi Adalet Bakanlığı'ndan Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmiştir. Bakanlığımız restorasyon için gereken projeyi hazırladılar. Diyarbakır Cezaevi binası artık içinde müzeden kütüphaneye, kültür ve sanat birimlerine kadar farklı alanlarda faaliyet yürütme mekanı olarak hizmet verecektir. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor. Kütüphanesiyle, sanat gösteri alanları ile artık bu acının yaygınlaştığı cezaevi ortadan kalkıyor. 

"Kürt kardeşlerimi bir avuç sapkının oyuncağı haline getirmek isteyenlerin sizin adınızı nasıl istismar ettiğini görüyorsunuz"

Elbette Diyarbakır'ın bu güzel tablosundan rahatsız olanlar da var. Son Diyarbakır ziyaretimde sizlerle hasbıhal ederken PKK ve HDP zihniyetinin elindeki programa göre aile yapımızı ortadan kaldırma, malınızı, mülkünüzü elinizden alma hesabı içinde olduğunu söylemiştim. İşte şimdi son tartışmaları görüyorsunuz. Kürt kardeşlerimi bir avuç sapkının oyuncağı haline getirmek isteyenlerin sizin adınızı nasıl istismar ettiğini görüyorsunuz.

HDP denen parti görünümlü emperyalist operasyonel aygıtı, maneviyatımızı hedef alan tüm sapkınların aktörü durumundadır. HDP, terör örgütünün sadece payandası değildir. Bu fitne yuvası, sapkınların en başta aktörü durumundadır. CHP, kurduğu 6'lı masaya çantada keklik gördüğü bunları almaya tenezzül bile etmemiştir. Bunlar masanın altında kalmış olmanın mahcubiyeti ile İstanbul'da bir grup adı sanı belli olmayan parti ile ittifak kurmuşlar.

Türkiye'nin bundan sonraki her meselesini de yine biz çözeceğiz.  Diyarbakır yanımızda oldukça karşımızda duracak kimseyi tanımıyoruz."